OFİSTE / EVDE CAN SİMİDİMİZ: ATIŞTIRMALIKLAR
Tıbbi olarak açlık; vücut tarafından beyne gönderilen en güçlü kimyasal mesajlardan biri. Kendinizi aşırı yemek yerken bulduğunuzda değiştirmeniz gereken aslında açlık deneyiminiz değil.
Zihin tatmin olduğunda vücut daha fazla yemek istemeyi bırakır, sizden tek istenen kendi tatmin noktanızı bulmanız.
Doymak; yiyeceğin tek başına yapamayacağı bir şeydir.
Sadece fiziksel tatmin olma, doyma değil, duygusal açıdan da tatmin olmak , doymuş hissetmek duygularınızın dengede olduğunu gösterir.
Beden sağlıklı yiyeceklerle doyarken
Kalp - şefkat
Zihin - bilgi
Ruh - dinginlik ile doyar.
Farkındalıkla tüm bunlar mümkün hale gelir.
Vücudunuzun açlık sinyallerini yeniden dengeye getirirseniz, yeme dürtünüz, düşmanınız değil yol arkadaşınız olur.
Denge sıkıcı gelmesin kulağa ,her şeyin doğru oranda olması halidir.
İYI -KÖTÜ, GÜZEL-ÇIRKIN, DOĞRU-YANLIŞ DENGESI IÇINDE OLMAK ÇOK DEĞERLI.
Yin- yangı bilirsiniz; siyahın içinde beyaz, beyazın içinde siyah bir nokta .Tam da bizi anlatır.
Bunların birine doğru çok aşırı yönlenmek dengesizlik yaratır. Her şey zihin ve bedenin birbirine bağlayan mesajları doğru alması ile ilgili.
Atıştırmalık olarak cips, hazır işlenmiş , katkı maddeli ,besin değeri taşımayan ,sağlıksız ürünleri yemek benim açımdan kısıtlayıcı rejim içinde olup yaşadığımız küçük patlamaların sonucu. Doğru ve bilinçli düşünmeden önünüze gelen ilk atıştırmalığa evet diyorsunuz. Sonraki hikayede pişmanlık ve mutsuzluk başrolde.
Sağlıklı atıştırmalıklara gelirsek; onlar ,sürdürülebilir ve dengeli yaşam programımızda kendimize sunduğumuz hediye diyebilirim.Katkısız, ev yapımı tadında, doğal malzemeler kullanılmış olan atıştırmalıklar dolabımızda çekmecemizde olduğunda küçük kaçamaklar biz sadece mutluluk verir. Çalışırken verilen küçük molalarda dikkati toparlamak, enerji stoklamak için yardımcı olur.
Hatta içinde ne olduğunu bildiğiniz, evdeki malzemelerle hazırladığınız atıştırmalıklar benim için en değerlileri.Size özel, sizin ağız tadınıza göre hazırlanmış olduklarından daha erken tatmin olur ve bir kaç lokmada bırakırsınız.
Hangi atışırmalık diye tekrar soracak olursak; Bakmamız gereken yer vücudumuz.
. -VÜCUDUM BANA NE SÖYLÜYOR ?
Beden zihin bağlantısının düzgün çalıştığını gösteren işaretleriniz varsa çok iyi. Çalışmadığında ise; bağlantılar arasında kısa devre olduğundan kötü alışkanlıklara yöneliyoruz. Zihin de bedenin yarattığı sıkıntıları görmezden geliyor.
Suyun içinde nefes tutma örneğini vermeyi seviyorum.Suda burnunuzu tıkayıp daldınız.3 sn 4 sn sonra gayet rahat yüzeye çıkıp yüzmeye devam ettiniz.Peki şimdi tekrar suya dalalım ancak bu sefer 10 sn kalmayı deneyelim.Sudan fırlayarak çıktınız değil mi? Nefesleriniz düzensizleşti, kalbiniz hızlı atıyor. Yüzmeye devam etmek için birkaç dakikaya ihtiyacınız var.Kısıtlayıcı beslenme işte benim için böyle bir şey.
Bedenimizden gelen sinyalleri görmezden gelip suyun içinde fırlayarak çıkar ve kendimizi sağlıksız atıştırmalıklar dünyasında buluyoruz.
Neden ne hissettiğimize odaklanarak bedenimize sorular sormuyoruz?
İlk "Nasılsın?" Diye sorarak başlayın.
Bu soruyla bedenini , duygularını ve zihnini oyuna dahil ediyoruz. Bir arkadaşına sorar gibi. Aslında bedeniniz en iyi arkadaşınız , o da aynı ilgiyi hak ediyor. Beklentisiz, önyargısız sorun .
Bazı insanlar bedeniyle bağını kaybettiklerinden kendilerini sevmez, duygularına bakmak istemezler. Çünkü bulabileceklerinden çekinirler. Bu da yeni olasılıklar yaşamalarına engel olur.
Tüm bunların üstesinden gelmek ,ancak eski şartlanmış düşüncelerimizle vedalaşmakla olur. Mücadele etmeye gerek yok, sadece yeni davranış biçimlerini yeni alışkanlıkların haline getir, değişimin doğal olarak gelmesine izin ver.
Sessiz bir anlaşma imzalayın bedeninizle. Dünkü hayal kırıklıkları ile bugünü yaşamaya çalışmadan açık fikirli olduğunuzda ilerlemeye başlar, karşınıza çıkan fırsatlara hayran kalırsınız .
Birlikte fiziksel , duygusal ve zihinsel mesajlara geri dönelim. Vücudunuz daha aktif daha enerjik ve giderek daha canlı hissedecek. Bu haliniz daha mutlu daha moral verici daha olumlu ve uyumlu olacak, kararlarınız ,seçimleriniz, yollarınız gerçeğe dönüşecek.
Beyniniz; sizinle ilgilenmek için tasarlandı, bunun için bu kadar karmaşık bir sistem .
Bu denklemde değişmesi gereken şey yiyecekleri kullanarak doldurmaya çalıştığımız boşluklar. Boşlukları doldurur, tüketir ve sonra yeniden doldururuz.
Kendinizi dönüştürmek için bir şans verin. Sadece bakış yönünüzü değiştirdiğinizde çevrenize de, hayata da farklı yaklaştığınızı göreceksiniz.
-Siz bedeninizin değil, bedeninizdeki düşüncelerin yaratıcısınız.
-Bilinçli seçimlerle yeni düşünceler, düşüncelerle yeni davranışlar oluşturursunuz .
Küçük bir similasyon yapalım mı?
Karnınız acıktı, yemeğe de zaman var.
ALTI DÜŞÜNCENİN AYNI ANDA GELDIĞINI DÜŞÜNÜN
-PRATIK VE SAĞLIKLI BIR ATIŞTIRMALIK NEREDEN BULACAĞIM
- ARAMAYA DA YAPMAYA DA VAKTIM YOK
- CANIM KESİNLİKLE TATLI İSTİYOR , EMİNİM
-ŞU AN SAĞLIKLI BESLENME HİÇ GÜNDEMIMDE DEĞİL
-BİR YERLERDE CİPS OLACAKTI
-ŞANSLIYIM Kİ EVDEN SAĞLIKLI ATIŞTIRMALIKALR HAZIRLAYIP GETİRMİŞTİM.
Bunlardan birini seçebilirsiniz ancak içten içe, olması gereken cevabı çok iyi biliyorsunuz. Tam da bu noktada yine küçük bir ipucu vereceğim . Diyelim ki , imzaladığınız anlaşmaya sadık kalamadınız….Olabilir….Tabii ki seçimler yaparken hatalar da yapacaksınız.Lütfen yol alırken kendini çok fazla eleştirme..Bir hata mı yaptın..Tamam… Olur böyle şeyler…Bir şansın daha var.. Aslında bir sürü şansın var…En büyük hata hazır , soslu atıştırmalıklara teslim olmak.
Unutmayalım ki ; hazır atıştırmalıklar kocaman ve acımasız bir endüstri ve seçimlerimizi yönlendirerek milyonlar kazanıyor . Biz de seçmek için yanlış butona basıyoruz.
Benim için doğru seçim ile , ammaan noolmuş yersem savaşı
‘Kendimi hayal kırıklığına uğratamam’a karşı ‘ ben ne yapabilirim ki? savaşı.
Kafamızdaki mesajlar bizimle konuşmaktan daha fazlasını yapıp birbirlerini mesajlarını da bozmaya çalışırlar.
Bir mesaj gönderen nöron grubu ‘o cipsi yeme‘ derken diğer nöron grubu da zıt mesaj gönderir,
Siz de devamlı sabote edilirsiniz. Kimyasallar salgılanır ve sizden bir karar vermeniz istenir.
Bu savaşı kazanmanın tek bir yoku var: Hem sağlıklı hem besleyici ama illaki lezzetli atıştırmalıklar bulundurmak.Saman gibi tatsız tuzsuz yavan bir atıştırmalıktan bahsetmiyorum yanlış anlaşılmasın. Bol şekerli veya bol baharatlı bir atıştırmalıkla savaşı asla onlarla kazanamazsınız söyleyeyim;))
Özetleyecek olursak;
-Açlığınızın nereden geldiğine bakın.
-Hazır ve katkı maddeli atıştırmalıkları yakınlarınızda bulundurmayın.
-Atıştırmalık alırken mutlaka içeriğine bakın, etiket okuma alışkanlığınızı geliştirin.
-Evde doğru malzeme ve doğru tariflerle kendiniz hazırlayın.
-Canınızın isteyeceği zamanları en iyisiz bilirsiniz, o anlar için her zaman bir B planınız olsun.
-Acıktığınız anda elinizin altında sağlıklı versiyonu olmadığında iradeniz test edilebilir;)))
Hepimiz hızlı ve tempolu yaşantımızda sürekli arkamızdan aslan kovalıyormuşçasına yaşarken kendimiz için yarattığımız keyif anlarını da ihmal etmeden nasıl sağlıklı ve doyurucu atıştırmalıkları tercih edeceğinizle ilgili birkaç yöntem paylaştım . İnstagram hesabımda da sağlıklı atıştırmalıklar lezzetsiz olur algısını yıkmak için geliştirdiğim seveceğiniz tarifler var.. Umarım ki yardımcı olmuşumdur.
TATLI
1 b yulaf unu
5-6 adet ceviz irice doğranmış
1 yumurta
2 yk zeytinyağ
1 yk tahin
3 yk pekmez
1 çk tarçın
1çk karbonat(1-2 damla limon suyu ile aktive edin)
-Tüm malzemeleri bir araya getirip çok sert olmayan bir hamur elde edin elinizle şekil verdikten sonra tam ortasına parmağınzla bastırıp oluşturduğunuz çukura vişneleri yerleştirin.
160 derece fırında 20 dakika kadar pişirin.