Yeşil Lojistik Nedir?
Yeşil lojistik, müşterilerin küresel iş çağında modern endüstride çeşitli faaliyetlerin neden olduğu çevresel etkileri azaltmaya yönelik çalışmalar yapan markaları tercih etmesiyle bir terimden daha fazlası olup, daha iyi bir dünya için sorumluluktur. Yeşil Lojistik'i temel olarak gezegenimizi tüm canlılar için daha güvenli hale getirmek ve enerji kullanımı israfını azaltmak için çevresel konuların tedarik zinciri yönetimi faaliyetlerine entegre edilmesi olarak tanımlayabiliriz. Yeşil lojistiğin temel amacı, bu rekabet ortamında bir meydan okuma haline gelirken, ekoloji ve ekonomi arasında bir denge kurmaktır.
“Yeşil” ve “lojistik” kelimelerinin içeriklerine baktığımızda işlevsel olarak birbirine zıttır, çünkü lojistik ekonominin önemli bir köşe taşı olmakla birlikte olumsuz çevresel etkileri vardır. Ancak, doğal varlıkların kaynakları ve çevresel hizmetleri sürdürülebilir bir şekilde sağlamaya devam etmesini sağlayabilmek adına kelimenin tam anlamıyla birlikte hareket ediyorlar. Son yıllarda insanların hayatlarında ve iş modellerinde pandemi sürecine bağlı olarak gözle görülür değişiklik olduğunu söyleyebiliriz. Dünya çevresel faaliyetleri başarabilmek adına yeni çözümler arama hedefindeyken, pandemi krizini daha yeşil ve daha sürdürülebilir bir yol için fırsata dönüştürebildiğimiz takdirde çok açılı aksiyonlara ihtiyaç olduğunu belirtmeliyiz.
Günümüzde lojistik firmaları, çevresel etkilerini izlemek ve azaltmak için çeşitli yol haritaları belirlemektedir. Lojistik şirketlerinin, müşterilerini sade bir mesajla örneğin “Tebrikler, bu teslimatla 10 ağacı kurtardınız.” gibi çevre dostu sonuçlardan haberdar etmeleri, tüketiciler için daha teşvik edici olabilmektedir. Ulusal platformlara ilave olarak, Asya ve Amerika kıtalarıyla özellikle Avrupa'da yoğun lojistik bağlantılara sahip olmak; ilgili tüm otoritelere ve tüm hükümetlere önemli sorumluluklar yüklemektedir. Böylece şirketler yeşil lojistik çözümleri kullanmaya ayrıca teşvik edilmektedir.
Yeşil lojistiği seçmek için birçok nedenimiz var. Tüketiciler önce çevre dostu yöntemlerle üretilmiş ürünler arıyor, bu nedenle çevre temelli bir yaklaşım benimsendiği noktada “daha fazla talep edilene” dönüşüyorsunuz. Aynı zamanda insanların kendileri ve ailelerinin geleceğini olumlu yönde etki edecek ortak bir amaç için çalışması oldukça motive edici olabilmektedir.
Taşımacılığın karbon salınımını arttıran sektörlerden biri olduğunun altını çizmek gerekiyor. Demiryolu, diğer taşıma şekilleri ile karşılaştırıldığında en çevre dostu olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü demiryolları daha az dolambaçlı yol yapar, daha az km içerir ve daha az enerji tüketir. Avrupa’da trenlerin çoğu, tırlar tarafından kullanılan fosil yakıtlardan ziyade daha temiz bir enerji olan elektrikle çalışmaktadır. Greenlog Intermodal Lojistik şirketi olarak, müşterilerimizi Türkiye'den Avrupa'ya, daha az seferle, daha fazla yük taşıyabilen ve toplam mil sayısını azaltan trenlerimizi kullanmaya teşvik etmemizin ana nedenlerinden biri olarak yeşil lojistiği destekleyen politikaları benimsediğimizin altını çizebiliriz.
Yazıma son vermeden önce, Prof. Dr. Türker Kılıç'ın “daha yeşil” bir dünyada yeni yaşam kültürü kapsamında küresel değerleri ön planda tutan “Yeni Bilim: Bağlantısallık & Yeni Kültür:Yaşamdaşlık” adlı eserini okumanızı öneririm.