Türkiye'de Demiryolu Taşımacılık Ağı Gelişimi
Ticaretin akışını değiştiren ve küresel anlamda büyük katkı sağlayan demiryolunun tarihi, Anadolu olarak tabir ettiğimiz Türkiye’de Cumhuriyet öncesi yıllara dayanıyor.
Demiryolunun küresel ölçekte avantajlar sağlaması ve uluslararası bir yapı olmasına bağlı olarak tüm dünyada gördüğü ilgi kadar, ülkemizde de aynı ilgiyi görmüştür.
Anadolu insanı dünyadaki ilk buharlı lokomotifin icadından on yıllar sonra 23 Eylül 1856 tarihinde İzmir-Aydın tren hattının başlanmasıyla demiryolu ile tanışarak coğrafyadaki milada tanıklık etmiştir. 1856 yılından Cumhuriyet ilanına dek yaklaşık 4136 km demiryolu hattı inşa edilmiş, bu ivme Cumhuriyetin ilanından 1950’li yıllara dek bir devlet politikası olarak hassasiyetle ele alınmış aynı ivmenin sonucu olarak yaklaşık 3764 kilometre demiryolu yapılmıştır.
İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemin de etkisiyle 1950’li yıllardan 2000’li yılların başına kadar demiryolu gündemi ülkemizde ne yazık ki rafa kaldırılmış ve o dönem sadece 945 kilometre demiryolu yapılmıştır.
Rakamsal figürlere baktığımızda özellikle Cumhuriyetin ilanından hemen sonra sosyal, kültürel ve ekonomik dönüşümlere rağmen demiryolunun devlet tarafından uygulamada bir kalkınma hamlesi olarak yer almasını büyük bir başarı olarak okumak gerekir.
2003 yılından itibaren T.C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının girişimleriyle intermodal alanında önemli yatırım stratejileri ortaya konularak, demiryolunun ihmal edildiği bir önceki dönemi görece telafi edecek çalışmalara başlandığını söylemeliyiz. 2021 yılı istatistiklerine baktığımızda demiryolu ağı 13.022 km seviyesine ulaşmıştır. Bunların yanı sıra Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden yer alan 13 lojistik merkezi ile beraber diğer bir 13 lojistik merkezinin yapım çalışmalarına devam ediliyor. Bu altyapının ticarete görece olumlu etkisini 2021 yılı demiryolu taşımaların bir önceki yıla kıyasla ortalama %32 artışında görebiliyoruz.
Türkiye bu yatırım planlarını uygulamaya alırken küresel ölçekte içinde olduğu yedi koridorun etkisi altında çalışmalarını sürdürmektedir. Çin Bir Yol Bir Kuşak projesi, Eco Koridoru ,TER,TAR, TEN-T , TRACECA ve Lapis Lazuli koridorlarında Türkiye, ulaştırma ağı ileAsya-Avrupa kıtaları arasında bağlantı sağlayan stratejik bir konumdadır.
21 Eylül’de ’de İstanbul’da gerçekleştirilen, İngilizce konuşmacı olarak davet edildiğim ve dünyanın 18 ülkesinden katılımın sağlandığı Global 2022 Black and Caspian Freight Forum’da özellikle Karadeniz ve Asya koridorundan katılan paydaşlarımızın da dikkat çektiği husus , Türkiye’nin de içinde olduğu orta koridorda büyük bir pazar potansiyelinin olması ve bunun en çevreci , en sürdürülebilir yönetilmesi için ihtiyaç olan altyapılardaki kapasitenin iyileştirilmesi ve disiplinlerası bir yaklaşımla ilerlenmesi yönünde oldu.
Yazımı , 2022 Black and Caspian Freight Forum global katılımcılara da aynı zamanda paylaştığım Platon ‘un Devlet adlı kitabında geçen dört değerle sonlandırmak istiyorum. Gerek sektörümüz için, gerekse içinde yaşadığımız dünyanın sürdürülebilirliği için bugünü referans alarak geleceğe dair yapacaklarımızda dört değer olan “bilgelik, yiğitlik, ölçülü olma ve doğruluk” kavramlarını pusula almanın önemli olduğunun altını çizmek istiyorum. Değerlerinizle, değerli kalmanız temennisiyle.