İzlanda'daki bir mimarlık stüdyosu, lavın yapı malzemesi olarak kullanılmasını öneriyor. 

s.ap mimarlık ofisinden Arnhildur Pálmadóttir, Lavaforming isimli projesini gelecek yıl Venedik Mimarlık Bienali'nde sunacak. 

İnşaatta sürdürülebilirlik ve sirkülerlik konusunda uzmanlaşmış ekibi, volkanik maddenin sürdürülebilir bir yapı malzemesine nasıl dönüştürülebileceğini araştırıyor. 

Pálmadóttir, süreci “yerel bir tehdidi” “değerli bir kaynağa” dönüştürmenin bir yolu olarak görüyor.

Lav, 'küresel bir acil duruma çözüm olabilecek bir kaynak' olabilir

Lavaforming, gelecek yıl Venedik'te düzenlenecek 19. Uluslararası Mimarlık Sergisi'nde İzlanda'nın ulusal pavyonunda yer alacak. 

Pálmadóttir, projenin "lavın acımasız gücünün, gelecekte sürdürülebilir bir yapı malzemesi olarak kullanımıyla atmosferik emisyonları düşürebilecek değerli bir kaynağa nasıl dönüştürülebileceğine dair bir öneri" olduğunu söylüyor. 

Mimar, İzlanda'nın iki tektonik plaka arasındaki bir çatlakta bulunan olağanüstü jeolojik konumunun, geniş lav alanlarının oluşumu da dahil olmak üzere sık sık sismik aktiviteye neden olduğunu gözlemledi . 

Tarih boyunca adanın volkanik faaliyeti yerel bir rahatsızlık ve topluluklar için bir tehdit olarak algılanmıştır.

Bunun yerine, mimarlıkta disiplinlerarası iş birliği ve geri dönüştürülebilir yapı malzemelerine odaklanması nedeniyle 2024 Nordic Council Çevre Ödülü'ne aday gösterilen Pálmadóttir, lavı "küresel bir acil duruma çözüm getiren bir kaynağa" dönüştürmek istiyor.

Pálmadóttir , “2150 yılında geçen hikayemizde, tıpkı 200 yıl önce İzlanda'da jeotermal enerjide yaptığımız gibi  lav akışını kontrol altına aldık” diyor.

"Lavaforming'in temel amacı, mimarinin sürdürülebilirlik, yenilikçilik ve yaratıcı düşünceyle yeni bir geleceği yeniden düşünen ve şekillendiren bir güç olabileceğini göstermektir." 

'Bir lav akışı tüm bir şehrin temelini oluşturabilir'

Bienalde sunulan proje henüz teorik bir öneri olsa da, Pálmadóttir'in volkanik kaynak konusunda iddialı bir vizyonu var.

Mimar,  "Bir lav akıntısı, zararlı madencilik ve yenilenemeyen enerji üretimi olmadan birkaç hafta içinde tüm bir şehrin temellerinin yükselmesine yetecek kadar yapı malzemesi içerebilir " diyor.

"Bu hem bir öneri hem de bir metafor - mimarlık bir paradigma değişimi yaşıyor ve mevcut yöntemlerimizin birçoğu uzun vadede modası geçmiş veya zararlı olarak görülüyor. 

"Mevcut durumumuzda cesur olmalı, yeni yollar düşünmeli, zorluklara bakmalı ve doğru kaynakları bulmalıyız."