6 Şubat’tan bu yana meydana gelen depremler, arkasında devasa miktarda enkaz bıraktı. Yıkılan binaların enkazındaki cenazelerin çıkarılmasının ardından afet atıklarının ne şekilde kaldırılması gerektiğinin detaylarını öğrenmeye ve sürecin usulüne uygun yürütülüp yürütülmediğini takip etmeye odaklanıyoruz.Depremlerin verdiği zararın, afetin boyutunun bu denli büyük olması; ilgili kurumların sorumluluklarını ne geçmişte ne de bugün gereğince yerine getirmemelerinin, ihmalleriyle toplumu ve kentleri savunmasızlığa mahkum etmelerinin bir sonucu. Binlerce insanın yaşam hakkını elinden alan rantçı zihniyetin tüm bileşenlerinin yargılandığını en yakın zamanda görmek umudu ve her birimize hissettirilen derin çaresizliği unutmayacağımıza dair verdiğimiz sözle geriye canı dışında çok az şeyi kalan bölge halkının ihtiyaçlarına, yaşadıkları mağduriyete ses olmaya, elden geldiğince çözüm bulmaya çalışıyor; dayanışmanın gücüne inanıyoruz. Görüyoruz ki afet yönetiminin birçok aşamasında olduğu gibi atık konusunda da plansızlık ve koordinasyonsuzluk söz konusu; hâlâ mevzuata aykırı, bir hayli yanlış uygulama yapılıyor. Çevre ve halk sağlığını tehdit eden zehirli kimyasalları içinde barındırabilen enkazların kontrolsüz biçimde sulak alanlar, iş sahaları gibi yerlere dökülmesi, tüm canlılığı tehlikeye atan başkaca felaketlere davetiye çıkarıyor.Biyolojik çeşitlilik ve ekolojik dengeye verdiği zararın yanı sıra bugün bölgede bulunanlar için ilerleyen yıllarda ağır hastalıklara maruz kalma riski de oluşturan aldırışsız tutumlara karşı 12 soruda afet atık yönetimine baktık; bir usulsüzlüğe tanık olmamız hâlinde yasal haklarımız çerçevesinde nasıl itiraz edebileceğimizi öğrenmeye çalıştık.
*Organik atık, ambalaj atığı gibi evsel nitelikli katı atıklar
*Medikal tedavi çıktıları, kullanılmış hijyenik ped gibi tıbbi atıklar
*Zehirli maddeler içeren tehlikeli atıklarAfet atık yönetimiyle ilgili mevzuat nedir?Türkiye’de afet atık yönetimini doğrudan detaylandıran iki kaynağa başvuruluyor. Bunlardan biri 2004’te yayımlanmış Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği, diğeri ise 2015’e tarihlenen Atık Yönetimi Yönetmeliği. İlk yönetmeliğe göre afetle birlikte oluşan inşaat ve yıkıntı atıkları için depolama sahası yerinin seçimi, inşaatı veya işletilmesi sırasında çevre ve insan sağlığını olumsuz etkilemeyecek şekilde gerekli tedbirleri almak ya da aldırtmak ve belediye sınırları içindeki geri kazanım tesisleri ile depolama alanları hakkındaki izin süreçlerini yönetmek; ilgili belediyelerin görevi. Hatta bu tür atıklar için toplama, taşıma hizmeti verecek firmaların adresleri ve telefon numaraları ile nakliye bedellerini halkın bilgileneceği şekilde ilan etmek konusundaki mesuliyet de yine belediyelere ait.Aynı yönetmelik, söz konusu mahallin en büyük mülki amirine, afet atıklarının yönetimiyle ilgili esasları belirlemek amacıyla bir Kriz Merkezi oluşturma sorumluluğu veriyor. Bu yapılanmalar, yönetmeliğin 44. maddesi gereğince, olası bir doğal afet durumunda oluşabilecek atık miktarını, bunların kaldırılması ve taşınması için gerekli araç-gereç, ekipman ile atıkların depolanacağı uygun alanları Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen esaslara göre önceden tespit etmek ve gereken hazırlıkları yapmakla yükümlü. Yani doğal afetler sonucunda oluşan yıkıntı atıklarının taşınması ve depolanması faaliyetlerinden, bölgedeki Kriz Merkezi tarafından yapılan planlamalar doğrultusunda ilgili belediyenin sorumluluğunda, belediye veya belediyenin yetkilerini devrettiği kişi ve kuruluşlar sorumlu.AFAD’ın 2022’de yayımladığı Türkiye Afet Müdahale Planı’nın 46. sayfasında yer alan verilere göre ise enkaz yönetiminin yetkisi; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, yerel yönetimler, STK’lar ve özel sektörün dâhil olduğu çözüm ortaklarını bir araya getiren Afet Enkaz Kaldırma Grubu’nda. Hem yıkılmış binaların -arama kurtarma çalışmalarının ardından- hem de yıkımını gerçekleştirmekle görevli olduğu hasarlı binaların enkazlarının kaldırılmasını sağlamak ve enkaz döküm alanlarını belirlemek de bahsi geçen ekibin görevleri arasında. Öyleyse depremden etkilenen illerin belediyelerine, bölgedeki valilikler eliyle oluşturulan kriz merkezlerine, AFAD’ın Afet Enkaz Kaldırma Grubu’na ve afet atık yönetimiyle ilgili tüm süreçlerin denetimini yapmakla yükümlü olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan şeffaflık talep ederek soruyoruz: Hasarlı binaların yıkımından önce, bulundurdukları tehlikeli maddelerle ilgili ne tür önlemler alınıyor? Hatay dışındaki illerde, geçmişte planlanmış olması gereken geçici ve düzenli atık depolama alanlarının konumları nerelerde? Kimi enkazlar hâlâ neden çevre ve halk sağlığını tehdit edecek biçimde, yanlış yerlere dökülüyor? Süreç niçin usulsüzlüklere mahal vermeden yönetilemiyor? Molozların bertarafı için uygun koşullar neden oluşturulamıyor? Şimdiye kadar engellenemeyen zararlar nasıl ve ne zaman tedavi edilecek?Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin 13. maddesi gereğince yapılacak müdahale açık: Yapılan denetimlerde hafriyat toprağı ile inşaat ve yıkıntı atıklarını yönetmelikte belirtilen esaslara aykırı olarak çevre kirliliğine neden olacak şekilde alıcı ortama verdiği tespit edilen üretici, taşıyıcı ve depolayanlara Çevre Kanunu’nun 20, 21, 23, 24 ve 26. maddelerinde belirtilen cezalar verilir. Ayrıca tespit edilen eksiklik veya kirlilik, tebliğ edilen süreler içinde giderilmezse bu atıkların toplanması, taşınması ve bertarafı maliyeti, ilgililerden peşin olarak tahsil edilir.
Sürdürülebilir afet yönetimi
Sürdürülebilir afet yönetimi ne demek? Atıklar bunun neresinde?Çevre Mühendisi Ülker Aslı Güler’in Sürdürülebilir Afet Yönetiminde Atık Yönetimi başlıklı derlemesine göre sürdürülebilir afet yönetimi; afet öncesi ve sonrası faaliyetlerini, bu alanda görev alacak kurum ve kuruluşların iş bölümlerini kapsayan oldukça detaylı hazırlanmış bir plan dâhilinde eldeki kaynakları en doğru biçimde kullanacak koordinasyonun sağlanması olarak tanımlanabilir. Sürdürülebilir afet yönetimi; “kurtarma / ilk yardım, yeniden inşa / iyileştirme, kalkınma, önleme / risk azaltma ve hazırlık aşamalarından oluşan bir döngü” olarak da ifade edilebilir.Atıklar ise depremden etkilenen bölgelerdeki acil müdahaleleri takip eden çevre rehabilitasyonu aşamasında çalışılması gereken temel başlıklardan biri olması bakımından sürdürülebilir afet yönetiminin önemli bir parçası. Zira sebep oldukları çevre kirliliğiyle bütün bir ekosistem için pek çok yaşamsal tehdit oluşturmalarının yanı sıra alışkın olunan gündelik hayatın dışında kalan, kimileri için tetikleyici olabilecek görüntüleriyle toplum psikolojisine de zarar veriyorlar. Doğru uygulanmış bir atık yönetimi, afet sahasındaki hem ekonomik hem de sosyal iyileşmeye fayda sağlıyor.Çevre Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi, 16 Şubat’ta yayımladığı Deprem Bölgesinde Atık Yönetimi adlı raporunda şöyle söylüyor: “Daha önce yaşanan depremler ve başta İstanbul Havalimanı olmak üzere irili ufaklı yapım işlerinde oluşan hafriyat ve inşaat atıkları ya denizlerin doldurulmasıyla ya da karada vahşi depolamayla yönetildi. Bu durumun yarattığı ekolojik yıkım ülkenin kıyı şeritlerinin değiştirilmesiyle, suların kirlenmesiyle, tarım ve orman alanlarının yok olmasıyla kendini göstermektedir. Pazarcık ve Elbistan depremlerinin yıkıma bir de ekolojik yıkımı eklememek için atık yönetiminin doğru yapılması, atık yönetiminin doğru yapılması için de sürecin ekonomik yükünün değil doğa ve canlı hayatının öncelenmesi gerekmektedir.”Atığın boyutuna dikkat çeken sayısal veriler
Enkazın miktarı neye denk?ÇMO, aynı raporda “Depremin yaşandığı bölgede kişi başına 8-16 ton arasında inşaat ve yıkıntı atığı (İYA) oluştuğu kabulüyle iyi niyetli bir tahminle deprem neticesinde 104 milyon ton gibi devasa bir İYA oluşumu beklenmektedir.” diyor. Bu, Greenpeace Türkiye’nin hazırladığı grafiğe göre 1999 Marmara depreminde ortaya çıkan yıkıntı atığının altı katından daha fazla bir miktarla karşı karşıya olduğumuz anlamına geliyor. Afetten etkilenen 11 ilde yıkılmış olan veya yıkılması gereken binaların sayısı 202 bin olarak telaffuz ediliyor. Bu yapıların geride bıraktığı enkaz büyüklüğü, TÜİK verilerine göre tüm Türkiye’nin 2020 boyunca ürettiği toplam atığa denk. Tablonun korkutucu olduğu çok açık.Afet atıkları yönetimi
Afet atıkları nasıl sınıflandırılır?*İnşaat ve yıkıntı atıkları*Organik atık, ambalaj atığı gibi evsel nitelikli katı atıklar
*Medikal tedavi çıktıları, kullanılmış hijyenik ped gibi tıbbi atıklar
*Zehirli maddeler içeren tehlikeli atıklarAfet atık yönetimiyle ilgili mevzuat nedir?Türkiye’de afet atık yönetimini doğrudan detaylandıran iki kaynağa başvuruluyor. Bunlardan biri 2004’te yayımlanmış Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği, diğeri ise 2015’e tarihlenen Atık Yönetimi Yönetmeliği. İlk yönetmeliğe göre afetle birlikte oluşan inşaat ve yıkıntı atıkları için depolama sahası yerinin seçimi, inşaatı veya işletilmesi sırasında çevre ve insan sağlığını olumsuz etkilemeyecek şekilde gerekli tedbirleri almak ya da aldırtmak ve belediye sınırları içindeki geri kazanım tesisleri ile depolama alanları hakkındaki izin süreçlerini yönetmek; ilgili belediyelerin görevi. Hatta bu tür atıklar için toplama, taşıma hizmeti verecek firmaların adresleri ve telefon numaraları ile nakliye bedellerini halkın bilgileneceği şekilde ilan etmek konusundaki mesuliyet de yine belediyelere ait.Aynı yönetmelik, söz konusu mahallin en büyük mülki amirine, afet atıklarının yönetimiyle ilgili esasları belirlemek amacıyla bir Kriz Merkezi oluşturma sorumluluğu veriyor. Bu yapılanmalar, yönetmeliğin 44. maddesi gereğince, olası bir doğal afet durumunda oluşabilecek atık miktarını, bunların kaldırılması ve taşınması için gerekli araç-gereç, ekipman ile atıkların depolanacağı uygun alanları Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nde belirtilen esaslara göre önceden tespit etmek ve gereken hazırlıkları yapmakla yükümlü. Yani doğal afetler sonucunda oluşan yıkıntı atıklarının taşınması ve depolanması faaliyetlerinden, bölgedeki Kriz Merkezi tarafından yapılan planlamalar doğrultusunda ilgili belediyenin sorumluluğunda, belediye veya belediyenin yetkilerini devrettiği kişi ve kuruluşlar sorumlu.AFAD’ın 2022’de yayımladığı Türkiye Afet Müdahale Planı’nın 46. sayfasında yer alan verilere göre ise enkaz yönetiminin yetkisi; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı, yerel yönetimler, STK’lar ve özel sektörün dâhil olduğu çözüm ortaklarını bir araya getiren Afet Enkaz Kaldırma Grubu’nda. Hem yıkılmış binaların -arama kurtarma çalışmalarının ardından- hem de yıkımını gerçekleştirmekle görevli olduğu hasarlı binaların enkazlarının kaldırılmasını sağlamak ve enkaz döküm alanlarını belirlemek de bahsi geçen ekibin görevleri arasında. Öyleyse depremden etkilenen illerin belediyelerine, bölgedeki valilikler eliyle oluşturulan kriz merkezlerine, AFAD’ın Afet Enkaz Kaldırma Grubu’na ve afet atık yönetimiyle ilgili tüm süreçlerin denetimini yapmakla yükümlü olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan şeffaflık talep ederek soruyoruz: Hasarlı binaların yıkımından önce, bulundurdukları tehlikeli maddelerle ilgili ne tür önlemler alınıyor? Hatay dışındaki illerde, geçmişte planlanmış olması gereken geçici ve düzenli atık depolama alanlarının konumları nerelerde? Kimi enkazlar hâlâ neden çevre ve halk sağlığını tehdit edecek biçimde, yanlış yerlere dökülüyor? Süreç niçin usulsüzlüklere mahal vermeden yönetilemiyor? Molozların bertarafı için uygun koşullar neden oluşturulamıyor? Şimdiye kadar engellenemeyen zararlar nasıl ve ne zaman tedavi edilecek?Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nin 13. maddesi gereğince yapılacak müdahale açık: Yapılan denetimlerde hafriyat toprağı ile inşaat ve yıkıntı atıklarını yönetmelikte belirtilen esaslara aykırı olarak çevre kirliliğine neden olacak şekilde alıcı ortama verdiği tespit edilen üretici, taşıyıcı ve depolayanlara Çevre Kanunu’nun 20, 21, 23, 24 ve 26. maddelerinde belirtilen cezalar verilir. Ayrıca tespit edilen eksiklik veya kirlilik, tebliğ edilen süreler içinde giderilmezse bu atıkların toplanması, taşınması ve bertarafı maliyeti, ilgililerden peşin olarak tahsil edilir.