Sivil toplum kuruluşlarından ortak açıklama:Hem iklimi hem de bizi koruyacak bir İklim Kanunu istiyoruz!İklim ve çevre alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, kanun taslağının hazırlık sürecine dahil edilmediklerine dikkat çekerek ancak bilim temelli, katılımcı ve kapsayıcı bir iklim kanununun iklimi, doğayı ve canlıları koruyabileceğini vurguladı.Türkiye iklim değişikliğinin etkilerini her gün seller, kuraklık ve yangınlarla deneyimliyor. Bir yandan da en önemli ticari ortağı Avrupa Birliği’nin iklim değişikliğiyle mücadeleyi merkeze alan yeşil ekonomik dönüşüme yönelik düzenlemelerine uyum sağlamaya çalışıyor. Ülkemizin sera gazı emisyonlarını azaltmak ve iklim değişikliğinin etkilerine uyum sağlamak için etkili politikalara ihtiyacı var. Bunun yolu da uzman görüşleri ile hazırlanmış bir İklim Kanunu’ndan geçiyor.Sivil toplum kuruluşları ortak hazırladıkları açıklamada, ilk kez yürürlüğe girecek hayati önemdeki İklim Kanunu’nun taslak yazım sürecine dahil edilmedikleri için birçok eksiklik içerdiğine dikkat çekerek Meclis görüşmelerinde aşağıda yer alan eksikliklerin giderilmesini talep etti:
- 2053 net sıfır hedefi eklenmeli
- 2030 yılına kadar % 35 mutlak emisyon azaltımı hedefi yer almalı
- Kömürden adil bir çıkış planlanmalı
- İklim değişikliğine karşı uyum mekanizmaları kurulmalı
- Bağımsız bir bilimsel danışma kurulu oluşturulmalı
- İklim adaleti perspektifi dahil edilmeli
- Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) gözden geçirilmeli