Amerikan Hastanesi Beslenme ve Diyet bölümü doktorlarından Uzm. Dyt. Handan Doğan Kavuştu,
Beslenme ve Diyet Probiyotikler hakkında tüm merak edilenleri anlattı. İnsan sağlığını daha iyi hale getirmek için yararlı bakterilerin kullanımı yüzyıldan beri insanlığın gündemindedir. Bağırsaklarımızda trilyonlarca mikroorganizma olduğu tahmin edilmektedir. Vücudumuzda yaşayan mikroorganizmaların tamamına “mikrobiyota” adı verilir. Mikrobiyota tıpkı bir parmak izi gibi kişiye özgüdür ve doğum şekli, doğum sonrası beslenme tipi (Anne sütü, inek sütü, hazır mamalar), genetik yatkınlık, yaş, fiziksel aktivite, çevresel faktörler, stres, uyku, enfeksiyon, diğer hastalıklar, antibiyotik/ probiyotik kullanımı ve beslenme alışkanlıkları gibi pek çok faktörden etkilenmektedir. Mikrobiyotada bulunan mikroorganizmaları iyi ve kötü bakteriler olarak ele alabiliriz. Probiyotikler de bu iyi bakterilerdendir.Probiyotikler, Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, yeterli miktarda alındıklarında konakçının sağlığını olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalardır. Probiyotiğin kelime anlamı yaşam için/for life’dir. Probiyotikler bağırsakta bulunan zararlı bakterilerin sayısını azaltırlar, fermentasyon yoluyla bazı vitamin (K ve bazı B vitaminleri) ve yararlı bileşikleri üretirler, bağırsak bariyerini güçlendirirler, metabolizmayı ve bağışıklık sistemini olumlu yönde etkilerler. Probiyotiklerin obeziteden, hiperlipidemi, diyabet, allerjik hastalıklar, inflamatuar hastalıklar, ürogenital sistem enfeksiyonları gibi pek çok hastalıkta yararlı etkileri olduğuna dair çalışmalar mevcuttur.Bifidobakter gibi yararlı bakteri türleri bebeklikte oldukça baskın bakteri türleri iken yaşla birlikte azalmaya başlarlar. Bifidobakterler sindirim problemlerini azaltırlar, bağırsak bariyerini korurlar, bağışıklık sistemini desteklerler ve özellikle antibiyotik kaynaklı veya viral ishalleri önler ya da azaltırlar. Laktobasiller ise yine bağışıklık sistemini destekler, laktozun sindirilmesine yardımcı olur. IBS’li (huzursuz bağırsak sendromu) kişilerde semptomların (gaz, şişkinlik, karın ağrısı vb.) azaltılmasına, hastalık kaynaklı ishallerin azaltılmasına yardımcı olur. Bifidobakter ve Lactobacillus bakteri türleri insan bağırsağında baskın olarak görülmelerinden ve GRAS (genellikle güvenilir kabul edilen) listesinde yer almalarından dolayı yaygın olarak kullanılmaktadırlar.Her iyi bakteriye probiyotik demek doğru değildir. Bir bakterinin probiyotik olarak kabul edilebilmesi için bakterinin insan kaynaklı, mide ve safra asidine dirençli, bağırsağa kadar canlı kalıp bağırsak epiteline tutunabilen ve insan sağlığını olumlu yönde etkileyebilecek özellikte olmalıdır. Yani fermente gıdalarda bulunan her bakteriye probiyotik demek doğru değildir. Örneğin; dünyada normal yoğurt genellikle Lactobasillus bulgaricus ve Streptococcus thermophilus kültürü ile yapılır. Normal yoğurt bakterileri mide asidine, safraya ve pancreas enzimlerine karşı dayanıksız olduklarından canlı olarak barsağa ulaşan bakteri sayısı oldukça düşüktür ve geçici de olsa kolonize (bağırsağa tutunmaları) olmaları zordur. Bu nedenle gerçek probiyotik olarak kabul edilmezler. Ancak bir başka açıdan yoğurt bağırsaklarda laktobasilleri artırarak prebiyotik etki yapar. Kefir, turşu, şalgam, boza, ayran, kimchi gibi fermente besinlerde de durum aynıdır. Tüm bu besinler düzenli olarak tüketildiklerinde bağırsak sağlığına katkı sağlarlar. Ancak bu bir tedavinin parçası olmaktan çok kişinin sağlığının korumasına destek olur. Bunların dışında ticari probiyotik eklenmiş besinler (probiyotik yoğurt vb.) probiyotik olarak kabul edilebilirler.
Beslenme ve Diyet Probiyotikler hakkında tüm merak edilenleri anlattı. İnsan sağlığını daha iyi hale getirmek için yararlı bakterilerin kullanımı yüzyıldan beri insanlığın gündemindedir. Bağırsaklarımızda trilyonlarca mikroorganizma olduğu tahmin edilmektedir. Vücudumuzda yaşayan mikroorganizmaların tamamına “mikrobiyota” adı verilir. Mikrobiyota tıpkı bir parmak izi gibi kişiye özgüdür ve doğum şekli, doğum sonrası beslenme tipi (Anne sütü, inek sütü, hazır mamalar), genetik yatkınlık, yaş, fiziksel aktivite, çevresel faktörler, stres, uyku, enfeksiyon, diğer hastalıklar, antibiyotik/ probiyotik kullanımı ve beslenme alışkanlıkları gibi pek çok faktörden etkilenmektedir. Mikrobiyotada bulunan mikroorganizmaları iyi ve kötü bakteriler olarak ele alabiliriz. Probiyotikler de bu iyi bakterilerdendir.Probiyotikler, Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre, yeterli miktarda alındıklarında konakçının sağlığını olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizmalardır. Probiyotiğin kelime anlamı yaşam için/for life’dir. Probiyotikler bağırsakta bulunan zararlı bakterilerin sayısını azaltırlar, fermentasyon yoluyla bazı vitamin (K ve bazı B vitaminleri) ve yararlı bileşikleri üretirler, bağırsak bariyerini güçlendirirler, metabolizmayı ve bağışıklık sistemini olumlu yönde etkilerler. Probiyotiklerin obeziteden, hiperlipidemi, diyabet, allerjik hastalıklar, inflamatuar hastalıklar, ürogenital sistem enfeksiyonları gibi pek çok hastalıkta yararlı etkileri olduğuna dair çalışmalar mevcuttur.Bifidobakter gibi yararlı bakteri türleri bebeklikte oldukça baskın bakteri türleri iken yaşla birlikte azalmaya başlarlar. Bifidobakterler sindirim problemlerini azaltırlar, bağırsak bariyerini korurlar, bağışıklık sistemini desteklerler ve özellikle antibiyotik kaynaklı veya viral ishalleri önler ya da azaltırlar. Laktobasiller ise yine bağışıklık sistemini destekler, laktozun sindirilmesine yardımcı olur. IBS’li (huzursuz bağırsak sendromu) kişilerde semptomların (gaz, şişkinlik, karın ağrısı vb.) azaltılmasına, hastalık kaynaklı ishallerin azaltılmasına yardımcı olur. Bifidobakter ve Lactobacillus bakteri türleri insan bağırsağında baskın olarak görülmelerinden ve GRAS (genellikle güvenilir kabul edilen) listesinde yer almalarından dolayı yaygın olarak kullanılmaktadırlar.Her iyi bakteriye probiyotik demek doğru değildir. Bir bakterinin probiyotik olarak kabul edilebilmesi için bakterinin insan kaynaklı, mide ve safra asidine dirençli, bağırsağa kadar canlı kalıp bağırsak epiteline tutunabilen ve insan sağlığını olumlu yönde etkileyebilecek özellikte olmalıdır. Yani fermente gıdalarda bulunan her bakteriye probiyotik demek doğru değildir. Örneğin; dünyada normal yoğurt genellikle Lactobasillus bulgaricus ve Streptococcus thermophilus kültürü ile yapılır. Normal yoğurt bakterileri mide asidine, safraya ve pancreas enzimlerine karşı dayanıksız olduklarından canlı olarak barsağa ulaşan bakteri sayısı oldukça düşüktür ve geçici de olsa kolonize (bağırsağa tutunmaları) olmaları zordur. Bu nedenle gerçek probiyotik olarak kabul edilmezler. Ancak bir başka açıdan yoğurt bağırsaklarda laktobasilleri artırarak prebiyotik etki yapar. Kefir, turşu, şalgam, boza, ayran, kimchi gibi fermente besinlerde de durum aynıdır. Tüm bu besinler düzenli olarak tüketildiklerinde bağırsak sağlığına katkı sağlarlar. Ancak bu bir tedavinin parçası olmaktan çok kişinin sağlığının korumasına destek olur. Bunların dışında ticari probiyotik eklenmiş besinler (probiyotik yoğurt vb.) probiyotik olarak kabul edilebilirler.