Korkutan arı ölümleri, Koloniler yok olma tehlikesi altında
Türkiye'de toplu arı ölümlerindeki artış endişeye neden oldu. Arıcılar, ilk kez 1976 yılında Bulgaristan üzerinden geldiği bilinen "varroa" parazitinin yayılmaya başladığı uyarısını yaparken, 4 mevsim mücadele seferberliği başlatılmazsa kolonilerin yok olma riski bulunuyor.
Arı ölümlerindeki artış endişe yaratıyor. Uzmanlar toplu arı ölümlerinde iklim değişikliği ve "varroa" parazitinin etkisine dikkat çekerken, hastalığının neden olduğu ölümler ise arı yetiştiricilerini endişelendiriyor. Geçtiğimiz yıla oranla, son dönemde toplu arı ölümlerinde yüzde 30 oranda artış olduğu belirtilirken, varroa paraziti arıcılık sektörüne büyük zarar veriyor Toplu ölüm ve verim düşüklüğüne neden olan varroa parazitinin etkilerini anlatan Bandırma, Erdek, Gönen, Manyas, Marmara Adası Bal Üreticileri Birliği Başkanı Halil Bal, "Toplu ölüm rakamları çok arttı. Bunun 2 sebebi var. Birincisi küresel ısınma, ikincisi ise 'varroa' dediğimiz arı hastalığı. Bu hastalık Avrupa’dan geldi. Bir arının gözüne bir tane giren parazit, 8-10 yavru olarak çıkar ve koloniyi etkiler. Arılar yok olursa dünyanın ömrü 4 yıl. Arısız hayat olmaz, arı olmazsa yaşayamayız" dedi.
EN ZARARLI TÜR
Arı kolonisi kayıplarını başta varroa paraziti, virüsler, böcek ve tarım ilaçları, iklim değişikliği, stres faktörlerinin bir kombinasyonu şeklinde kendini gösterdiğini belirten Halil Bal, sadece bal arılarında görülen parazitin, bal arısı kurtçukları sayesinde üreyen, hayatlarını arı kolonilerinde devam ettiren ve arıcılığa en fazla zarar veren bir dış parazit türü olduğunu da belirtti.
EKONOMİYE ZARAR
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Devrim Oskay ise arıcılardan gelen haberlerin üzücü olduğuna dikkat çekerken, "Geçen yıla kıyasla toplu ölümler ciddi oranda arttı. Koloni kayıplarının olması hem ülke ekonomisine zarar verir hem de gen kaynaklarımızın yok olmasına neden olur. Bu kayıpların olmasını istemiyoruz" diye konuştu.Varroa zararlısı hakkında da açıklamalarda bulunan Oskay, şöyle konuştu: "Varroa, arıların üzerine yapışır. Arıların vücudundaki proteinleri, yağları emerek vücudunda delikler açar. Özellikle de karın kısmında delikler açarak arıların vücutlarındaki proteinlerle beslenirler. Varroa ile mücadelede bir türlü tam başarılı olamıyoruz. Çünkü kapalı bulunan gözler dediğimiz pupa döneminde kovana ilaç atsanız da, ilaç petek gözlerinin içerisinde bulunan varroayı etkilemiyor. Çare 4 mevsim seferberlik."
TUZAKLI DİP TAHTA
Dünyanın her yerinde bal arısı kovanlarında varroa akarı bulunduğunu söyleyen Oskay, "Dünya üzerinde akarı olmayan yer kalmadı. Varroanın ülkemize 1976 yılında Bulgaristan üzerinden geldiği biliniyor. Tabii ki varroaya baktığımız zaman çok büyük koloni kayıplarına neden oluyor. Bilim insanları bu hastalığa karşı sentetik ilaçlar geliştirdi. Ama yıllar geçtikçe bunun sürdürülebilir bir mücadele olmadığı ortaya çıktı. Çünkü, bu sentetik kimyasallar arı ürünlerinde kalıntı bırakmaya başladılar" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE İLK 5'TE
TÜİK verilerine göre, 2022 yılında Türkiye'de bal üretimi bir önceki yıla göre yüzde 23 oranında artarak 118 bin 297 ton olarak gerçekleşti. Öte yandan Türkiye, potansiyel olarak arıcılıkta dünyada ilk 5 içerisinde bulunuyor. 8.5 milyon civarında koloni varlığı olan Türkiye'de yıllık 150 bin ton civarında bal elde ediliyor.