DeepSeek Mania ve Enerji Üzerindeki Etkileri
Dünya genelinde DeepSeek maniası hızla yayılırken, bu durumun elektrik emisyonları, enerji sektöründeki şirketler ve elektrik şebekesi üzerindeki etkileri dikkat çekiyor. DeepSeek, Çin merkezli bir yapay zeka (AI) şirketi olarak, ABD elektrik piyasasında önemli bir değişiklik yaratmış durumda. Sadece bir günlük ticaret süresinde, AI için artan elektrik talebi üzerine kurulu olan ABD enerji piyasasının uzun süredir devam eden yükselişine meydan okudu.Yapay zekanın enerji ihtiyaçları, OpenAI, Alphabet Inc. ve Microsoft gibi büyük şirketlerin, kapalı nükleer santraller gibi yeni enerji kaynakları arayışına girmesine neden oldu. Bu durum, aynı zamanda bu şirketlerin iklim hedeflerini gerçekleştirmekteki çabalarını da karmaşık hale getirdi. DeepSeek’in modeli, daha verimli görünüyor ve aynı sonuçları çok daha az enerji kullanarak elde edebiliyor. Bu, AI'nın iklim üzerindeki etkisinin düşünüldüğünden daha az olabileceği anlamına gelebilir. Analistler DeepSeek gelişmesinin, ABD’nin elektrik talebi projeksiyonlarını sorguladığını belirtiyor. Bazı projeksiyonlarda, yapay zeka, 2035 yılına kadar ABD'nin toplam elektrik talebinin yaklaşık %75'ini temsil ediyor.Bazı araştırmacılar, AI enerji taleplerinin, DeepSeek'in bu hafta kamuya duyurulmadan önce bile zaten fazla olduğunu düşünüyor. "Devasa" tahminler, kamu hizmetlerinin şebeke altyapısına yatırımı artırma isteğinin gerçeklerden daha fazla yansıması olarak değerlendiriliyor. Yine de, DeepSeek AI elektrik tüketimini azaltabilse bile, sektörün enerjiye devamlı ihtiyaç duyması bekleniyor. AI'nın ihtiyaçları şu an daha belirsiz olsa da, evler ve fabrikalar giderek daha fazla elektrik kullanmaya devam edeceğinden, enerji talebinin artmaya devam edeceği vurgulanıyor.Büyük teknoloji şirketleri, veri merkezlerinin kesintisiz çalışmasını sağlamak için temiz enerji kaynakları bulmaya çalışıyor. Bu alanda nükleer enerji, özellikle dikkat çeken bir seçenek oldu. Microsoft’un, Three Mile Island nükleer santralini yeniden açmak için Constellation ile yaptığı anlaşma ve Meta Platforms Inc.'in veri merkezlerini desteklemek amacıyla 4 gigavat nükleer enerji arayışı, bu örnekler arasında yer alıyor.Bu adımlar, şirketlerin iklim hedeflerine ulaşmada geri kaldıkları gerçeğine bir yanıt olarak atılmıştır. Geçtiğimiz yıl Microsoft'un emisyonları 2020'ye göre %30 artarken, Google’ın emisyonları 2019’a göre %48 yükseldi; her iki durumda da bu artışın büyük ölçüde yapay zekadan kaynaklandığı belirtildi. Önümüzdeki on yıllar için enerji kullanım projeksiyonları, AI tarafından yönlendirilen aşırı tahminler içermektedir: İsveç'te, enerji kullanımının bu on yıllık süreçte iki katına çıkması beklenirken, Birleşik Krallık'ta talebin aynı dönemde %500 artması öngörülüyor.DeepSeek, çok daha hafif bir model üzerinde çalışarak, AI emisyonlarını azaltma yolunda bir fırsat sunuyor. Ancak analistler, şirketin teknolojisinin iklim üzerindeki potansiyel etkileri konusunda birçok sorunun hala cevaplanmadığını vurguluyor. Çiplerin gerçekten daha verimli olup olmadığını kimse bilmiyor. Ama bu konuda büyük bir endişe var gibi görünüyor. AI'deki artan rekabet ve yenilikçilik, enerji talebinin daha da artmasına yol açabilir; bu duruma Jevons paradoksu denir. Ayrıca, AI silahlanma yarışı daha geniş bir kullanım alanını teşvik edebilir. ABD, zaten Çin'i geride bırakmak için çaba gösteriyor ve Trump, geçtiğimiz hafta Stargate çerçevesinde 500 milyar dolarlık yatırımların müjdesini vermişti. Sonuç olarak, "Eğer ABD, yapay zeka konusunda gelecekte lider olmak istiyorsa, tüm bu veri merkezlerini güçlendirebilecek kapasiteye sahip olmalı, bugünkü gelişmelere dayanarak nükleer projelerini iptal etmeleri beklenmiyor.