Bir oyun şirketi sahibinin itirafları
Oyunlarda can kazanmanın yolları
İşte oyunlarda bağımlılığın nasıl ortaya çıkarıldığına dair bir örnek. Candy Crush Saga gibi mobil oyunlar oynadıysanız, “can” kavramına aşinasınızdır. Size her gün beş can verilir; her oyun kaybettiğinizde bir can kaybedersiniz. Canınız biterse, canlarınız yenilenene kadar tekrar oynayamazsınız. Geliştiriciler oyuncuların istedikleri kadar oyun oynamasını engelliyorsa neden insanlar bağımlı olsun ki diye sorabilirsiniz.Aynı mekaniği kendi oyunlarımda da kullandım ve mühendislik ekibime bu şekilde açıkladım. Diyelim ki lezzetli bir çikolatalı pastam var. Eğer size pastanın tamamını verirsem, hepsini tek seferde yiyebilirsiniz çünkü bu şimdiye kadar yediğiniz en iyi pastadır. Ancak muhtemelen bu pasta size “çok fazla” gelecek ve bir daha çikolatalı pastaya dokunmak istemeyeceksiniz. Bunun yerine size her gün küçük bir dilim versem nasıl olur? Yavaş yavaş, günlük bir alışkanlık geliştirirsiniz ve sonunda benden 10 pasta satın alabilirsiniz.Alışkanlık yaratan oyunlar
Nihai amaç da budur: oyuncuların her gün geri gelmesini sağlayan alışkanlık yaratan oyunlar inşa etmek. Başka bir deyişle, bu durum karar alma mekanizmasını ortadan kaldırır. İnsanların sabah ilk iş olarak telefonlarına uzanmalarını ve tıpkı sosyal medyalarını ve e-postalarını kontrol ettikleri gibi hemen oyunlarımızı oynamalarını istedik.Uzun süre bunda bir sorun görmedim. Misyonumuzun oyunculara neşe ve eğlence getirmek olduğunu düşündüm. Bu durum, iki küçük çocuğum benim geliştirdiğim oyunları oynamaya ilgi duyacak kadar büyüdüğünde değişti. Oyunlarımın kızlarım tarafından oynandığını düşününce, bu ürünlerin gerçekte ne olduğu ve neler yapabileceği ile yüzleşmek zorunda kaldım. Bağımlılık yaratmak için kullandığımız tüm teknikleri bildiğimden, çocuklarımın böyle bir riske maruz kalmasını istemediğimi fark ettim. Kızlarım şu anda 3 ve 4 yaşındalar ve onlara henüz geliştirdiğim oyunlardan herhangi birini göstermedim.Araştırmacılar ve sağlıkçılar arasında oyun oynamanın gerçek bir bağımlılık haline gelebileceği konusundaki bazı tartışmalar mevcut. Dünya Sağlık Örgütü’ne göre “oyun oynama bozukluğu” “kişisel, ailevi, sosyal, eğitimsel, mesleki ve diğer önemli alanlarda önemli sorunlara sebep olabilir.”Oyun bağımlılığı
Video oyunlarında yer alan üst düzey deneyimler ve ödüller, beynimizi dopamin salgılaması için uyarabilir. Güçlü bir “keyif verici” sinir ileticisi olan Dopamin, bizi bu zevkli aktiviteleri daha fazla gerçekleştirmek için motive eder. Bu da bağımlılığa yol açabilir.Yakın zamanda yapılan bir çalışma, genç video oyunu oyuncularını altı yıl boyunca takip etti. Çoğu, herhangi bir zararlı sonuç olmadan oyun oynamanın tadını çıkarabildi. Ancak yüzde 10’luk önemli bir azınlık, oynamayı bırakmakta zorlanmak da dâhil olmak üzere video oyunlarıyla ilgili patolojik eğilimler geliştirdi. Çalışmadaki diğer grupla karşılaştırıldığında, bu oyuncular yetişkinlik dönemine girdiklerinde daha yüksek düzeyde depresyon, saldırganlık, utangaçlık, telefon bağımlılığı ve anksiyete sergilediler.Bu sorunların daha da büyümesinde payım olduğu için gurur duymuyorum. Aslına bakarsanız, kızlarıma okulda oynadıklarına benzer masa oyunları geliştirdiğimi söylüyorum. Ne zaman kızlarımı dünyada olumlu bir fark yaratmak için çaba göstermeye teşvik etsem, benim de aynı şeyi yapıp yapmadığımı sorguluyorum.Oyunların Çin’in yaptığı gibi kısıtlanmasını önermiyorum. Ancak bu konuyu ele alırken düşünmemiz gereken üç yol var:- İlk olarak ebeveynleri eğitmeliyiz. Ebeveynlerin, çocuklarının oynamasına izin verdikleri video oyunlarının olumsuz etkileri konusunda bilinçlendirilmeleri gerekiyor. Bazen çocuklarımızı oyalamamız gerektiğini ve ellerine bir telefon vermenin çok cazip olduğunu anlıyorum. Ancak çocuklarımızı daha iyi korumamız gerekiyor.
- Öncelikle ölçemediğiniz bir davranışı değiştirmek zordur. Apple’ın Ekran Süresi veya Google’ın Digital Wellbeing yazılımı gibi araçları kullanarak sizin veya çocuklarınızın oyunlarda ne kadar zaman geçirdiğine dair farkındalık kazanın – şaşıracaksınız.
- Son olarak bir denge sağlayın. Oyunlar elbette eğlenceli olabilir; yalnızca ölçüyü tutturmamız gerekiyor. Ben büyürken ailem beni daha fazla sebze ve meyve yemem için zorlardı. Teknoloji hayatımızın bu kadar ayrılmaz bir parçasıyken, dijital sağlığı fiziksel sağlık gibi ele almalı ve bizim için iyi olan davranışları teşvik ettiğimizden emin olmalıyız.