Ergenlikte '0' beden algısı beslenme bozukluğu sebebi

TAKİP ET

Ergenlikte bir yandan büyüme sürerken, '0 beden' takıntısı ile beslenme yetersizliği, büyük tehlike yaratıyor. Yapılan bir çalışmaya göre 100 çocuktan 16'sında beslenme bozukluğu tespit edilirken, uzmanlar bu rakamın 10 yıl içinde daha da artacağına dikkat çekiyor

58. Türk Pediyatri Kongresi geçtiğimiz günlerde Kıbrıs'ta gerçekleştirildi. Türk Pediatri Kurumu Yönetim Kurulu Üyesi ve Çocuk Gastroenteroloji Hepatoloji ve Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Fügen Çullu Çokuğraş, çocuklarda beslenme bozuklukları ile ilgili çarpıcı detaylar paylaşarak "Şekerli, katkı maddeli paketli gıdalarla beslenmenin bir tarafı obezite, bir tarafında da sağlıksız beslenme tehlikesi var" dedi. Prof. Dr. Çokuğraş, Türk çocuklarının beslenme haritasını şöyle değerlendirdi: "5 yaşın üzerinde baktığınız zaman her 5 çocuktan 1'inde obeziteye gidiş söz konusu. Beslenme açısından baktığımızda geçtiğimiz yıllarda Türkiye'de 37 merkezde yaptığımız bir çalışmada, hastaneye yatan çoçuklarda beslenme bozukluğu durumunun nasıl olduğunu irdelemiştik. Beslenme yetersizliği açısından oran yüzde 16'ydı. Yani 100 çocuktan 16'sında beslenme bozukluğu söz konusuydu. Bu hastaları, hastaneye yatırdığımızda eğer bu çocuklarda beslenme bozukluğu var ise tedavileri de etkili olmuyor. Bu hasta, enfeksiyon hastasıysa antibiyotiğe, yeterli yanıt veremiyor. Bunlar son derece önemli. Bu bakımdan bir kere Türkiye'de 10 sene önce beslenme bozukluğu yüzde 16'larda ise bu beslenme bozukluğunun önümüzdeki 10 yıl içinde artacağını düşünüyorum" dedi.



SAĞLIKLI BESLENMENİN TEMELİ AİLEDE BAŞLAR
Prof. Dr. Cokuğraş, 0-18 yaş çocuklardaki beslenme bozukluğunun önüne geçmek için ne yapılması gerektiğini ise şöyle anlattı: "Burada çok saç ayağı var. Birincisi aile son derece önemli. Ailenin bilinçlenmesi beslenmeyle ilişkili olarak çocuğun ilk 5 yaşı çok önemli. İkincisi okul çağında öğretmenler son derece önemli. Kantinlerde belli bir takım kısıtlamalar yapıldı biliyosunuz. Daha da yapılması gerektiğini düşünüyorum. Mutlaka devlet okullarında yemeğin evden getirilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Düzgün bir şekilde okulda, proteini, karbonhidratı, yağı miktarı düzenlenmiş bir şekilde çocuğu beslerseniz, ailede beslenmemesi halinde bile bu çocuğun beslenme bozukluğu ortaya çıkmaz."




RİSKLİ DİYETLER BEYNİN ÇALIŞMASINI ENGELLİYOR
"HADİ hep beraber glütensiz beslenelim", "Hadi hep beraber su diyeti yapalım", "Bilmem kaç saatlik oruç diyeti yapalım" gibi aslına bakarsanız hiç bizim organizmamızla bağdaşmayan bir takım diyetler var" diyen Prof. Dr. Cokuğraş, şunları söyledi: "Bu diyetler daha sonra ki yaşamları açısından hem entelektüel hayatlarını bozuyor hem de beyinlerinin yeterince çalışmasını engelliyor. Birtakım minarellerin, bir takım makro elementlerin bozulması, daha sonra ne yazık ki farklı birtakım hastalıklara yol açabilecektir. Bu bir kanser de olabilir. Kendi genetiğinde bir hastalık var ise bu hastalığın tedavisini de çok daha zor hale getirecektir."