Herhangi bir mesleki başarı veya eğitim seviyesindeki her insan, herhangi bir yaşta, kendini kötü giden bir ilişkiyi sürdürmeye çalışırken bulabilir. Eğer siz de şu anda böyle bir ilişkinin içine saplanmış biriyseniz ya da sevdiğiniz birinin neden böyle bir şeyi sürdürdüğünü sorguluyorsanız, bu yazı sizin için faydalı olabilir. Unutmayın, her türlü ilişki, toksik olma ihtimali taşır. Eğer bireysel veya ilişkinizle ilgili çözemediğiniz sorunlar olduğunu düşünüyorsanız mutlaka bir uzmana danışın. Neden toksik ilişkileri sürdürürüz, daha fazlasını keşfetmek için okumaya devam edin.
İnançlarımızın etkisi
Kendimiz ve başkaları hakkında bu seçimleri etkileyen çeşitli inançlara sahibiz. Doğru yardım veya desteğin, partnerimizin potansiyeline ulaşmasına yardımcı olabileceğine ve bunu sağlamamız gerektiğine inanabiliriz. Ayrılırsak onu inciteceğimizden, partnerimizin bizim etkimiz olmadan sarmal hareket edebileceğinden korkabiliriz. Hayallerimiz, bu kişiye olan bağlılığımızla yakından bağlantılı olabilir ve ayrılık, o hayallerin gerçekleşmeyeceği anlamına gelir. Belki de birincil rolümüzün – bu kendimizi kaybetmek anlamına gelse bile- başkalarını iyileştirmek ve onlara bakmak olduğuna inanıyoruz… Ya da bencil olmaktan korkuyoruz, kendi karşılanmamış ihtiyaçlarımız ve arzularımız yüzünden bir ilişkiden ayrılma fikrini dahi düşünülemez buluyoruz.Partnerimiz hakkında öğrendiğimiz yeni bilgiler ve onlarla başa çıkma şeklimiz
Toksik bir ilişki içindeyken, bilişsel uyumsuzluk dediğimiz şeyi yaşarız. Partnerimiz hakkında inançlarımız, değerlerimiz ve fikirlerimizle çelişen bir şey öğrendiğimizde birkaç seçeneğimiz vardır:- Yeni, çelişkili bilgileri dikkate almamak (“Eminim öyle demek istemedi.”, “Söylediklerini, yaptıklarını hatırlamıyorum.”)
- Bilgiye karşı savaşmak (“Beni aldattığını ima etmeye nasıl cüret edersin? Senin böyle düşünmen umrumda değil.”)
- Bilgiyi gerekçelendirmek (“Bu gerçekten taciz değil, ayrıca bunu hak ediyorum.”)
- İnançlarımızı ve değerlerimizi bu yeni bilgilere uyacak şekilde değiştirmek (“Hayvanlara karşı nazik olduğunu düşünmüştüm ama şimdi köpeğini dövdüğünü gördüm, bu yüzden yanılmış olmalıyım.”)