UN Women İyi Niyet Elçisi Eda Erdem'den kız çocuklarına mesaj: Siz de hayallerinizin kaptanı olabilirsiniz
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) Türkiye Ofisi, A Millî Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem’i İyi Niyet Elçisi olarak atadı. 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü'nde Erdem'e kız çocuklarına ve genç kadınlara vermek istediği mesajları ve nasıl bir rol model olmak istediğini sorduk.
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) Türkiye Ofisi, A Millî Kadın Voleybol Takımı Kaptanı Eda Erdem’i İyi Niyet Elçisi olarak atadı. 11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü öncesinde İstanbul’da düzenlenen bir basın toplantısında yapılan bu duyuru, kadınların ve kız çocuklarının liderlik rollerini güçlendirmeyi ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlama hedefine katkı sunmayı hedefliyor.
Basın toplantısında UN Women Türkiye Ülke Direktörü Maryse Guimond, Erdem'in UN Women Türkiye’nin yeni İyi Niyet Elçisi olduğunu duyurduktan sonra sözlerine şöyle devam etti:
“İyi Niyet Elçimiz olarak Eda, kadın liderliğinin bir seçenek değil, bir gereklilik olduğu mesajını daha güçlü biçimde duyurmamıza katkı sunacak. Kadınlar ve kız çocuklarının her düzeyde karar alma mekanizmalarına eşit erişimini güvence altına alan politikaları savunacak. UN Women’ı ve Türkiye’yi uluslararası alanda temsil ederek, kadınlar liderlik ettiğinde nelerin mümkün olduğunu gösterecek.
Bu işbirliği yalnızca temsille ilgili değil dönüşümle ilgili. Eda, kadın liderliğinden her bahsettiğinde, her sahneye çıktığında kız çocuklarına güçlü bir mesaj veriyor: Sesin değerli, liderliğine ihtiyaç var ve kaptanlık hayatın her alanında senin de hakkın.”
Bir adım geriden: Eda Erdem, 2022 yılında oyuncu Demet Evgar’ı İyi Niyet Elçisi olarak atayan BM Kadın Birimi’nin ikinci İyi Niyet Elçisi oldu. BM Kadın Birimi, Eda Erdem’i de ekibe katarak kadınların ve kız çocuklarının sesini daha geniş kitlelere ulaştırmayı hedefliyor.
Eda Erdem, sesini tüm kadınlar ve kız çocukları için yükseltecek
UN Women İyi Niyet Elçisi Eda Erdem ise üstlendiği bu yeni rolle ilgili şunları söylüyor:
“İyi Niyet Elçiliği önemli ve büyük bir sorumluluk. Bu görevi sadece bir temsil görevi olarak değil, gerçekten fark yaratma fırsatı olarak görüyorum. Birleşmiş Milletler Kadın Birimi ile birlikte kadınların güçlenmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanında fark yaratan çalışmalar yapmak istiyorum. Kadına yönelik şiddetle mücadeleden kız çocuklarının spor yoluyla güçlenmesine kadar birçok farklı alanda birlikte çalışacağız. Bu konularda kamuoyunda farkındalık yaratmayı ve kamuoyunu harekete geçirecek çalışmalar yapmayı istiyoruz.”
Erdem, kampanya teması olarak seçilen "Bizim Sesimiz. Bizim Gücümüz" sloganının kendisi için anlamını ise şöyle anlatıyor:
“Biz UN Women ile birlikte ‘Bizim Sesimiz. Bizim Gücümüz’ diyoruz. Çünkü her kız çocuğunun kendi sesine sahip çıkmaya, kendi hayalini gerçekleştirmeye hakkı var. Benim sesim, sadece bana ait değil; sahada yanımda oynayan takım arkadaşımın, okul sıralarında oturan genç bir kızın, işyerinde yönetime dahil olmak isteyen bir kadının sesi de benimle birleşiyor. Ben voleybol sahasında kaptanım ama her kız çocuğu kendi hayatının kaptanı olabilir.”
2025 yılında toplumsal cinsiyet eşitliği göstergeleri ne durumda?
2025 yılı, toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesi ve kadın haklarının ilerletilmesi açısından kritik bir yıl. 1995 yılında kabul edilen, kadın hakları konusunda dünyanın en vizyoner yol haritası olan Pekin Deklarasyonu ve Eylem Platformu’nun 30. yıldönümünde ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'na ulaşmaya sadece beş yıl kalmışken hiçbir toplumsal cinsiyet eşitliği göstergesine tam olarak ulaşılamamış olması dikkat çekiyor.
- En büyük eşitsizliklerden biri ise kadınların karar alma süreçlerine tam ve eşit katılımının hala sağlanamamış olması. UN Women tarafından hazırlanan Pekin+30 Eylem Gündemi genç kadınların ve kız çocuklarının liderlik rollerini merkeze alarak ilerlemenin hızlandırılması çağrısı yapıyor.
Veriler bu çağrının neden önemli olduğunu açıkça ortaya koyuyor: Kadınlar dünya genelinde iş yerlerinde yönetim pozisyonlarının yalnızca yüzde 28’ini üstleniyor. Kadın yöneticilerin oranı, siyaset, akademi ya da iş dünyası gibi hiçbir sektörde yüzde 50’ye ulaşmıyor. Kız çocuklarının yüzde 63’ü, sporda yeterince kadın antrenör ve rol model göremediklerini ifade ediyor. Buna karşın, dünyanın en büyük şirketlerindeki kadın liderlerin yüzde 80’i çocukken spor yaptıklarını söylüyor.

Fotoğraf: Dilan Bozyel
Eda Erdem: 'Siz de hayatınızın kaptanı olabilirsiniz'
11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü'nde, toplumsal cinsiyetle ilgili hedeflere halen tam olarak ulaşılamamışken, Eda Erdem'e kız çocuklarına ve genç kadınlara vermek istediği mesajları ve nasıl bir rol model olmak istediğini sorduk.
Sizi sahada izleyen milyonlarca kız çocuğu var. Bir sporcu, bir kadın, bir lider olarak onlar için nasıl bir rol model olduğunuzu düşünüyorsunuz?
Bir kız çocuğunun beni izlerken “Ben de yapabilirim” demesi paha biçilemez bir değere sahip. Onlara çalışarak, inanarak, vazgeçmeyerek hayal ettikleri yere gelebilecekleri fikrini aşılamak istiyorum. Sahada güçlü durmamın, takım arkadaşlarımla birarada oluşumuzun altında bu var. Güçlü kadın algısının daha da sağlamlaşmasına katkı sağlamak istiyorum.
Kendi çocukluk hayalinizi düşündüğünüzde, bugün bulunduğunuz noktaya ulaşmanızda en kritik dönüm noktası neydi?
Benim dönüm noktam, altyapıdan sonra ilk kez A Takım formasıyla sahaya çıktığım andı. O gün, bir hayalin gerçekleşmesiyle beraber, büyük bir sorumluluğun başladığını hissettim. Millî Takım formasını giydiğimde ise çok farklı duygular yaşadım. Ülkesini uluslararası arenada temsil etmek, insana farklı bir bilinç kazandırıyor. İnsanların sevgisini ve takdirini gördükçe, sadece kendi hedeflerim için değil, benden sonra gelen kız çocukları için de daha iyisini yapmam gerektiğine inandım.
Başarılarınız çok konuşuluyor ama sizi en çok şekillendiren “zorlandığınız” ya da “başarısızlıkla yüzleştiğiniz” anlar hangileriydi? O anlardan kız çocuklarının çıkaracağı ders ne olurdu?
Spor hayatının içinde her zaman sakatlıklar, kaybedilen final maçları, eleştiriler olabiliyor. Ama her seferinde dersler çıkartıyorsunuz. Kız çocuklarına da hep şunu söylüyorum. Her turnuvayı, her maçı kazanmak diye bir şey zaten sporun doğasında yok. Kaybettiğinizde ayağa kalkmayı öğrenmek, bir sonraki hedefe aynı tutkuyla yürümek, başarı kadar değerlidir. Elinizden gelenin en iyisini yaptığınıza, en iyi mücadelenizi ortaya koyduğunuza inanıyorsanız zaten gelecek adına çok şey kazanmışsınızdır.
Kadın sporcuların yükselişi Türkiye’de bir umut ışığı yarattı. Sizce bu yükseliş, kız çocuklarının spora ve kendi geleceklerine bakışını nasıl dönüştürüyor?
Eskiden ailelerin kız çocuklarını spora yönlendirdiği, teşvik etmek için cesaretlendirmek için pek çok şeyi denediği bir dönem vardı. Şimdi kız çocukları takip etmekle kalmıyor, kendi başarılarını da hayal ediyorlar. "Ben de istiyorum" diyorlar. Ailelerden öyle güzel geri dönüşler alıyoruz ki. Bu çok büyük bir fark.
Güçlü, çalışkan, mücadele eden kadın imajını kız çocukları ilham verici buluyor. Onların gözlerinde o sevgiyi, o heyecanı görmek geleceğe umutla bakmamızı sağlıyor.
İlham aldığınız bir kadın ya da hikaye var mı? Ve sizce kız çocuklarının sizden alabileceği ilham hangi noktada en güçlü olur?
Yaklaşık 25 yıldır voleybol oynuyorum ve bu süre içinde birçok başarılı, ilham veren kadınla aynı sahayı paylaşma şansım oldu. Her birinden kendime örnek aldığım, hayatıma kattığım pozitif şeyler var. Her başarılı kadın sporcunun kendine özgü bir hikayesi var. Kız çocukları da kendilerine hitap eden yönleri benimseyip kendi yollarını çizdiklerinde, en güçlü ilham kaynağını kendilerinde bulacaklardır.
Dünya Kız Çocukları Günü için bu kampanyanın finalinde, sizin ağzınızdan kız çocuklarına bir cümlelik bir mesaj gelseydi, ne olurdu?
Hayallerinizin peşini bırakmayın. Zorlukların sizi durdurmasına izin vermeyin. Onları aşmak için mücadele edin. Ben yapabildiysem siz de yapabilirsiniz. Siz de hayatınızın kaptanı olabilirsiniz.














