Tarihin her anında insanların dikkatini çeken değerli taşlardan yapılmış mücevherler artık çevreye etkileri ve insan hakları ihlalleri konusunda tartışmalar yaratıyor.
Doğal taş çıkarımının arazilerin bozulması, doğal yaşamın kötü etkilenmesi, su yollarının kirletilmesi gibi çevreye zararlı sonuçlar yaratması, bu sorunların kamuoyuna yansıması ve farkındalığın artması mücevher kullanımında çevreci ve sürdürülebilir beklentilerin oluşmasına neden oldu. Beklentilerin oluşması da çoktan kullanılmış elmasların tekrar düzenlenerek yeniden kullanımını sağlanan geri dönüştürülmüş elmaslar ve doğal elmaslarla aynı fiziksel, kimyasal ve optik özelliklere sahip; gerçek üretim koşullarının taklit edilerek üretilen laboratuvar üretimli elmaslar gibi farklı yaklaşımların ortaya çıkmasıyla sonuçlandı. Her ne kadar bu yöntemler de çevrecilik konusunda tartışmaya açılsa da dünya markaları tarafından kullanılmaya başlandı.
Pandora, 2025’e kadar tüm ürünlerinde geri dönüştürülmüş altın ve gümüş kullanmayı hedeflediğini açıkladı. Prada ise sürdürülebilir mücevher koleksiyonu Eternal Gold serisini sundu. Her parça geri dönüştürülmüş altından üretilmiş olması dışında malzemenin hangi madenden çıkarıldığı, nasıl işlendiği ve mücevhere nasıl taşındığı görülebilecek.
Benzer şekilde Türkiye’de de benimsenen yaklaşımlar görmek mümkün. 2021 yılında kurulan Türkiye’nin ilk sürdürülebilir mücevher markası Runda, ürünlerinin hepsinde geri dönüştürülmüş altın ve laboratuvar üretimli pırlanta kullanıyor. Aynı zamanda Runda, Responsible Jewellery Council (RJC)’ın bir üyesi.