Rüzgar türbinleri, inşa edildiği arazinin ne kadarını kaplıyor?
Çevre Bilimi ve Teknolojisi dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre, yüksek rüzgar türbinlerinin devasa boyutlarına rağmen, inşa edildikleri arazinin ne kadar kullandığını ortaya çıkardı. ABD’de 80 milyon insana elektrik sağlayan şebekede araştırma yapan araştırmacılar, rüzgar türbinlerinin inşa edildiği arazinin yalnızca yüzde beşini kapladıklarını ortaya koydu.
Rüzgar enerjisinde akıllı konumlandırmayla çoklu kullanım sağlanabilir
Rüzgar enerjisi dünya üzerinde gittikçe artan bir öneme sahip. Özellikle ABD gibi ülkelerin, 2035’e kadar elektrik şebekesini fosil yakıtlardan ayırma gibi hedeflerine ulaşmak için daha fazla rüzgar santrali eklemesi gerekiyor.Ancak rüzgar santrallerini konumlandırmak, türbinlerin büyük miktarda arazi gerektirdiği algısı, ülkeler için rüzgar santrallerini kurmada büyük bir engel oluşturuyordu.Araştırma, 15.000’den fazla rüzgar türbininden oluşan yaklaşık 300 rüzgar çiftliğini analiz etti. Bu analiz sonuçları, rüzgar türbinlerinin tarım gibi mevcut insan gelişiminin bulunduğu alanlarla paylaşabileceğini ve böylece arazi kullanımı üzerindeki etkilerini azaltabileceğini gösteriyor.Araştırmanın baş araştırmacısı Sarah Jordaan, akıllı konumlandırmanın, mevcut altyapının kullanımı ve peyzajların çoklu kullanımının rüzgar enerjisinin kabul edilebilir olduğu alanlardaki çözümlere katkı sağlayabileceğini belirtiyor.Berkeley Laboratuvarı’nda çalışan bilim insanı Ben Hoen, bulguların ortak arazide türbin inşa etmenin potansiyel faydalarını vurguluyor. Yerel ekonomiye zarar verme endişesiyle karşı karşıya olan tarımın korunması gerektiğini söylüyor.Ancak uzmanlar, rüzgar projelerinin kabul edilmesini teşvik edip etmeyeceğinin belirsiz olduğunu ve topluluklarda muhalefetle karşılaşabileceğini belirtiyor. Amerikalıların büyük çoğunluğunun yenilenebilir enerji projelerini desteklediği bildiriliyor.