Şirket, sürdürülebilirlik dönüşümünü üç temel başlık altında yürütüyor:
Gücünü Teknolojiden Alan Sürdürülebilirlik, Gücünü Bilimden Alan Sürdürülebilirlik ve Gücünü İnsanlar İçin Kullanan Sürdürülebilirlik.
Dijital Kampanyalarda Karbon Ayak İzi Azaltılıyor
Geçtiğimiz yıl başlatılan IMPACT+ iş birliği kapsamında, L’Oréal Türkiye bünyesindeki tüm markaların dijital medya içerikleri karbon salımını azaltacak şekilde optimize edildi.
Bu kapsamda reklam dosyalarının küçültülmesi, veri aktarımının azaltılması ve cihaz hedeflemeleri gibi stratejilerle dijital kampanyalardan kaynaklı karbon emisyonları ciddi oranda düşürüldü. Tasarruf edilen karbon salımı, bir uçağın dünyanın etrafında yaklaşık 12 kez dönmesine eş değer seviyede oldu.
L’Oréal Türkiye, pazarlama sektöründe net sıfır karbon hedefiyle yola çıkan Ad Net Zero Türkiye oluşumunun da destekçileri arasında yer alıyor.
Yeniden Doldurulabilir Ürünlerle Tüketim Alışkanlıkları Dönüşüyor
"Gelecek İçin L’Oréal" programı çerçevesinde atıkların azaltılmasına yönelik önemli adımlar atan şirket, yeniden doldurulabilir ürün portföyünü genişletiyor.
Parfüm, cilt ve saç bakım ürünleri evde veya satış noktalarında yeniden doldurulabilir şekilde sunuluyor.
Şirketin 2030 hedefleri arasında:
Saf plastik kullanımının %50 azaltılması
Ambalaj malzemelerinin %50’sinin geri dönüştürülmüş ya da biyobazlı kaynaklardan sağlanması
Ambalaj yoğunluğunun %20 oranında azaltılması yer alıyor.
Ayrıca, ürün bileşenlerinin %75’inden fazlasının doğadan veya geri dönüştürülmüş kaynaklardan temin edilmesi ve kullanılan biyobazlı içeriklerin en az %90’ının sürdürülebilir kaynaklara dayanması planlanıyor.
Yeşil Bilim ve Doğaya Uyumlu İnovasyon
L’Oréal, çevreyle uyumlu üretim anlayışını “Yeşil Bilim” yaklaşımıyla sürdürüyor. Grup genelinde ürünlerin %65’i bitki temelli ya da yüksek mineral içerikli doğal bileşenlerden oluşuyor.
1 milyar avroluk “yeşil bilim” yatırımıyla yalnızca içeriklerin değil, üretim süreçlerinin de doğayla uyumlu hale getirilmesi hedefleniyor. Böylece hem atık miktarı azaltılıyor hem de enerji tüketimi minimuma indiriliyor.
Bu dönüşüm, su kaynaklarının korunması, toprak kalitesine duyarlılık, biyoçeşitliliğin sürdürülmesi ve karbon ayak izinin azaltılması gibi sürdürülebilir tarım ilkeleri doğrultusunda şekilleniyor.
Toplumsal Katkı Projeleriyle Sosyal Etki Artıyor
L’Oréal, sosyal sürdürülebilirlik hedefleri kapsamında:
2030’a kadar 100 bin dezavantajlı bireyin işe erişimini sağlamak
5 milyon kadının güçlenmesine katkı sunmak
10 milyon kişiye çevresel ve sosyal fayda sağlayan marka projeleriyle ulaşmak üzere çalışmalar yürütüyor.
2025 Yurttaşlık Günü kapsamında Ecording ve Sosyal İklim Derneği iş birliğiyle Muğla’daki orman yangınlarından etkilenen bölgelerde 50 bin tohum topu, drone teknolojisiyle 6 bin metrekarelik alana bırakılacak. Bu tohum topları L’Oréal Türkiye çalışanlarının gönüllü katkılarıyla hazırlanacak.
“Beraber Dönüşmenin Gücüne İnanıyoruz”
L’Oréal Türkiye Ülke Genel Müdürü Sinem Sandıkçı Gökçen, sürdürülebilirliği yalnızca çevresel değil, aynı zamanda iş yapış biçimlerinin ayrılmaz bir parçası olarak değerlendirdiklerini vurguladı:
“Geçen yıl başlattığımız IMPACT+ iş birliğiyle dijital kampanyalarımızı karbon salımını azaltacak şekilde dönüştürdük. Bu yıl, L’Oréal Türkiye çatısı altındaki tüm markalarımıza bu uygulamaları yaygınlaştırdık. Dijital medya dönüşümünden, yeniden doldurulabilir ürünlerle atığı azaltan portföyümüze, doğayı yeniden yeşerten tohum projelerinden sektörel dönüşüm inisiyatiflerine kadar pek çok alanda sürdürülebilirliği merkezimize alıyoruz. Dahil olduğumuz tüm ekosisteme seslenerek beraber dönüşmenin gücüne inanıyoruz.”