Tarladaki salgını mobil uygulama sayesinde önlediler

TAKİP ET

Tekirdağ'ın Saray ilçesinde çiftçilik yapan Ümit Varan ve yeğeni Yiğit Bohur, uydu görüntüsü analizine dayalı bir mobil uygulama sayesinde tarlalarındaki salgını önledi.

Türkiye’de tarımsal teknoloji yaygınlaşıyor. Uydu, drone ve sensörle toplanan verilerin analiziyle üründe kalite, tarlada verim artıyor. Geleneksel tarım bilgisiyle akıllı tarım uygulamalarını harmanlayan çiftçilere her geçen gün yenileri ekleniyor.

Ümit Varan ve yeğeni Yiğit Bohur da o çiftçilerden.

[Yiğit Bohur ve Ümit Varan]

Balkan göçmeni atalarından Tekirdağ’ın Saray ilçesinde miras kalan topraklarda çiftçilik yapıyorlar.

Yaklaşık 2 bin dönüm tarlada buğday, ayçiçeği ve kanola yetiştiren Varan ve Bohur, uydu görüntüsü analizine dayalı bir uygulama kullanıyor. Böylece hem tarlalarını anbean takip ediyor hem de hava durumu, sulama, gübreleme, hasat gibi konularda planlama yapabiliyorlar.

Hassas tarım uygulamasından 5 yıldır verimli bir şekilde yararlandıklarını söyleyen Varan, "Uygulama sayesinde yüzde 3 yanılma payıyla ürünün verimini tahmin edebiliyoruz. Ürün gelişimiyle ilgili notlarımızı alıyoruz, sorunları belirliyoruz. Bir keresinde uygulama sayesinde ayçiçeğinde sclerotinia salgını (beyaz çürüklük) fark ettik. Tam yerini bulduk ve sorunu çözdük." dedi.

İstanbul Üniversitesi İktisat Bölümünden mezun olduktan sonra tarımla ilgilendiğini anlatan Bohur ise uygulamada bir yerdeki bitki örtüsünün yoğunluğunu ve sağlığını analiz ederek veriye dönüştüren NDVI indeksini takip ettiklerini, bunun, kaç ton hasat yapacaklarına ilişkin kendilerine fikir verdiğini aktardı.

Uygulama artık Türkçe

Varan ve Bohur’un faydalandığı uygulama, 2017’de kurulan, merkezi İsviçre’nin başkenti Zürih’teki OneSoil şirketince geliştirildi ve 182 ülkeden 300 bini aşkın çiftçiye hizmet sunuyor.

Yakın bir zamanda Türkçe hizmet vermeye de başlayan uygulama, ücretsiz olarak kullanılabiliyor. Geçen yıl Türkiye’den aylık ortalama 32 bin aktif kullanıcı uygulamayı kullanırken, bu sayı, Türkiye’yi uygulamanın en yaygın kullanıldığı ilk 10 ülkeden biri yaptı.

Şirketin İletişim Müdürü Anastasiya Novikova, Türkiye’deki hedeflerinin Türk çiftçilerin daha karlı ve sürdürülebilir işler yapmalarına yardımcı olmak ve Türkiye’de hassas tarımı teşvik etmek olduğunu bildirdi.

Daha az iş gücü ile kısa zamanda çok daha fazla verim

Türkiye’deki dijital tarım çalışmalarını değerlendiren Gebze Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umut Güneş Sefercik, hava ve uzay teknolojilerinin, tarımda üretim artışı sağlayan çok önemli argümanlar olduğunu belirtti.

Dijital tarım kavramının ortaya çıkışındaki ana fikri, “geleneksel tarım faaliyetlerinin yüksek teknoloji katkısı ile dijitalleşerek minimum maliyet ve maksimum faydaya evrilmesi, daha az iş gücü ile kısa zamanda çok daha fazla verim sağlanması” şeklinde özetleyen Sefercik, dijital tarımın faydalarını şöyle anlattı:

"Hava ve uzay teknolojilerinin dijital tarıma entegrasyonu ile bitkilerin, yetiştikleri toprağın ve tükettikleri suyun muhtevalarının ve kalitelerinin belirlenmesi, bitki-çevre ilişki analizleri, bitkilerin fenolojik gelişim evrelerinde spektral (renk) durumu, uzunluk, alan, hacim ve ısı metriklerinin hassas şekilde belirlenmesi ve gelişimi olumsuz etkileyen faktörlerin tespiti ve önlenmesi, tohum tiplerinin bitki gelişimine etkisinin izlenmesi, haşerelerin verdiği zararın ve hastalıkların tespiti ve havadan ilaçlama ile önlenmesi, yüksek doğrulukta rekolte tahminleri, bitki türlerinin otomatik olarak sınıflandırması ve haritalanması, tarım topoğrafyalarının üç boyutlu modellenmesi ve eğim etkilerinin tespiti, tarımsal alanda doğal afetlerin izlenmesi ve yönetilmesi gibi verim ve kalite artırmaya yönelik birçok faaliyet hızlı ve periyodik olarak gerçekleştirilmeye başlandı. Ayrıca tarım yapmaya elverişli yeni arazilerin tespit edilmesi, terkedilmiş ve tekrar kullanılmaya uygun tarım arazilerinin belirlenmesi gibi insanlığın geleceği için çok önemli hususlar da hava ve uzay teknolojilerinin etkin kullanımı ve dijital tarıma verdikleri destekle çözülebiliyor."

[Gebze Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Umut Güneş Sefercik]

Yapılan araştırmalara göre dünya nüfusunun 2050’de 9 milyarı aşmasının beklendiğini, insanların hayatlarını normal şekilde sürdürebilmeleri için üç ana unsura dikkat edilmesi gerektiğini aktaran Sefercik, bu üç unsurun, "tatlı su kaynaklarının efektif kullanımı", "mevcut tarım arazilerinde yüksek verimlilik" ve "küresel ısınma ile ona bağlı kuraklık" olduğunu söyledi.

Sefercik, "İnsanoğlunun geleceğini belirleyecek bu üç ana unsur içinde yer alan tarım, gerek ekonomik istihdamdaki payı, gerek sağladığı ihracat geliri ve gerekse savaş gibi olağanüstü durumlarda kendi kendine yetebilme özelliği ile ülkemiz için en önde gelen, vazgeçilmez nitelikteki sektörler arasında." görüşünü paylaştı.

Türkiye’de tarımın dijitalleşmesi noktasında önemli hedefler belirlendiğini vurgulayan Sefercik, "Ülkemizin halihazırda yörüngede bulunan Göktürk-1 ve Göktürk-2 isminde iki adet yüksek çözünürlüklü uydusu var. Bu uydularımız, bilim dilinde çok-bantlı olarak tabir ettiğimiz gelişmiş kamera düzeneklerine sahip. Her iki uydumuzda da standart görüntüleme bantlarına ek olarak dijital tarım faaliyetlerinde çok büyük öneme sahip olan yakın-kızılötesi (NIR) görüntüleme bandı bulunmakta. Bu bant ve diğer bantların kolektif kullanımı sayesinde, bitkilerin insan gözüyle ayırt edilemeyen özellikleri hakkında bilgi sahibi olunuyor ve bu bilgiler dijital tarım faaliyetlerinde kullanılıyor." diye konuştu.

"Çiftçi evinden İHA’yı ilaçlama için araziye gönderebilir"

Son dönemde Türk çiftçisinde tarımda İnsansız Hava Aracı (İHA) kullanımı konusunda bilinç oluştuğunu ifade eden Sefercik, dijital tarımda İHA'ların önemine değinerek şu değerlendirmelerde bulundu:

"Dijital tarımda İHA’lar birçok konuda kilit açan anahtar niteliğinde. Çok bantlı kamera ve lazer tarayıcı donanımları bulunan İHA’lar hedef tarım arazilerinden çok yüksek çözünürlükte ve doğruluktaki verilerin çok hızlı ve periyodik şekilde elde edilmesine olanak veriyor. İhtiyaca yönelik olarak bu veriler, yüksek teknoloji kameralar sayesinde insan gözünün algılayamayacağı nitelikte de elde edilebiliyor. Ayrıca İHA'lar, ulaşımı çok güç noktalardaki tarım arazilerinin izlenmesi ve denetlenmesini de olası hale getiriyor. İHA kullanımı birçok tarımsal faaliyette donanım, işgücü ve zamandan oluşan maliyet bileşenlerini en aza indirmek için oldukça etkili bir yol. Örneğin, bir çiftçi traktörü ya da ilgili tarım makinesi ile defalarca tur atarak ve yakıt harcayarak ilaçlayacağı tarım arazisini İHA kullanarak kolayca ve minimum maliyetle ilaçlayabiliyor. Hatta çiftçi bu işlem için isterse evinden dahi ayrılmayarak İHA'yı ulaşımı zor arazisine evinden göndererek ilaçlamayı gerçekleştirebiliyor."

Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde İHA'larla dijital tarım faaliyetleri başlatıldığını hatırlatan Sefercik, Bakanlık ve Gebze Teknik Üniversitesi arasında imzalanan protokol kapsamında üniversitenin Harita Mühendisliği ile Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümleri tarafından düzenlenen çok sayıda eğitimle yüzlerce bakanlık personelinin sertifika aldığını kaydetti.

salgın önleme tarla çevre mobil uygulama