Sürdürülebilir Yeşil Büyüme: Avrupa Yeşil Mutabakatı

TAKİP ET

Yeşil Büyüme Haftalık Bülten

Yeşil Endüstriyel Plan'ın olası etkileri

Dünya genelinde hükümetler, ekolojik bozulmaları azaltmak için yeşil endüstriyel politikalara önem vermeye başladı. Ancak, Avrupa Birliği'nin borç sınırlamaları, üye ülkelerin yeşil projeleri destekleme kapasitelerini kısıtlıyor ve iklim değişikliğiyle mücadelede hızlı hareket etmelerini engelliyor.

Bu bağlamda, New Economics Foundation tarafından hazırlanan “Yeşil Endüstriyel Plan Ekonomik Değişimi ve İklim Eylemlerini Nasıl Hızlandırabilir?” raporu, AB üye ülkelerinin endüstriyel dönüşümü finanse etmeleri için mali kuralların değiştirilmesi, borçlanma maliyetlerinin düşürülmesi, vergi reformları ve enerji verimliliğine yönelik kamu desteklerinin artırılması gibi öneriler sunuyor.
Ayrıca rapor, tüm toplum için değer yaratma ve şirketlerin üretecekleri gelirlerden geniş toplum kesimlerinin faydalanması adına kamu kurumlarının şirketlerde hissedar olmasını da öneriyor.

Raporun ayrıntıları için Avrupa Yeşil Mutabakatı Yeşil Endüstriyel Planı’nın Olası Etkileri

Yeşil Dönüşüm kapsamında tüketici haklarının güçlendirilmesi

AB Konseyi, yeşil dönüşüm için tüketicilerin güçlendirilmesine ilişkin direktif teklifine dair tutumunu netleştirdiğini ve konuyu AB Parlamentosu ile müzakere etmeye hazır olduğunu açıkladı. Döngüsel Ekonomi Eylem Planı kapsamında yer alan teklif ilk defa Haziran 2022’de yasamaya sunulmuştu.

Direktif taslağı, tüketicileri yanıltıcı 'yeşil' iddialardan ve adil olmayan ticari uygulamalardan korumayı amaçlıyor. Taslak;

'Çevre dostu', 'yeşil' veya 'iklim nötr' gibi genel çevresel iddiaların yasaklanmasını, 

Kamuya açık herhangi bir sertifikasyon ile kanıtlanmadan genel terimlerle reklam yapılmasını engellemeyi,

Sadece resmi sertifikasyonlara dayalı sürdürülebilirlik etiketlerine izin verilmesini,

Malların onarımlarına veya parça uyumluluğuna ilişkin bilgilerin yanıltıcı şekilde sunulmasının yasaklanmasını öngörüyor.

Ayrıca Taslak'a göre, üye devletlerin direktifteki hükümleri kendi iç hukuk mekanizmalarına dahil etmeleri için 24 ay süre tanınıyor.

AB'nin ambalaj atıklarında geri dönüşüm hedefleri

Avrupa Birliği, Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Direktifi'ni revize etmek amacıyla yeni bir yönetmelik üzerinde çalışıyor. Düzenlemeyle; ambalaj atıklarının miktarını azaltmak, 2030 yılına kadar AB pazarındaki tüm ambalajları geri dönüştürülebilir kılmak, ambalajın yeniden kullanımını ve geri dönüştürülebilirliğini teşvik etmek gibi hususlar hedefleniyor. Yeni yönetmelik bu hedeflere ulaşabilmek için, plastik şişeler ve alüminyum kutulara zorunlu depozito sisteminin getirilmesi, tüm ambalaj türlerine genişletilmiş üretici sorumluluğu uygulanması ve HORECA (Hotel-Restaurant-Cafe) sektöründe belirli ambalaj türlerinin yasaklanması ile gereksiz ambalajların azaltılması gibi tedbirlere başvurulmasını öngörmekte.

Düzenlemenin ayrıntıları için AB’nin Ambalaj Atıkları Geri Dönüşüm Hedefleri

Enerji Verimlilik Direktifi, Avrupa Parlamentosu'nun "Endüstri, Araştırma ve Enerji Komitesi"nden geçti

Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında geliştirilen Enerji Verimliliği Direktifi, AB üyesi ülkelerin 2030 yılına kadar ortalama olarak enerji tüketiminden %11.7'lik bir tasarrufu zorunlu kılıyor. AB üyesi ülkeler, enerji verimliliği ile ilgili alacakları tedbirleri milli planlarına entegre etmek zorunda. Bununla birlikte bu planların nasıl uygulanacağı konusunda üye ülkelere esneklik tanınıyor. Kamu kurumlarına enerji verimliliği kapsamında ilave sorumluluklar yüklenirken, üye ülkelerde binaların yıllık olarak %3'ünün yenilenmesi hedefleniyor. 

Direktif, özellikle büyük şirketlere yönelik olarak enerji yönetim sistemi kurulumu veya enerji denetimi zorunluluğu getiriyor. Kısıtlı imkanlara sahip küçük ve orta büyüklükte işletmeler ise enerji verimliliği ile ilgili adımlar atma konusunda teşvik ediliyor. Enerji yönetim sistemleri ve enerji denetimleri, şirketler için ilave idari maliyetler anlamında gelmekte. Ancak bununla birlikte, enerji verimliliği konusunda atılan adımlar şirketlerin enerji tüketimini azaltmasını sağlayarak orta ve uzun vadede maliyetleri düşürmesine imkan tanıyor. Üye ülkelerin hazırlayacakları planlar doğrultusunda şirketler, enerji verimliliği projeleri için finansal teşviklere ulaşabilecek. 

Direktif'in Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu'nun onayından sonra iki yıl içerisinde yürürlüğe girmesi bekleniyor. 

SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması'nın olası etkileri

AB ETS’de uygulanan karbon ücretlerinin 100 avro seviyelerine dayanması, AB’deki karbon yoğun sektörde faaliyet gösteren üreticilerin rekabet güçlerini olumsuz etkilemekte. Bu durumun önüne geçmek için AB ETS’de verilen ücretsiz tahsisatlar ise Avrupa Birliği’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı ile belirlenen çevresel hedeflerine erişimini güçleştiriyor. 

AB'nin, ETS'nin rekabet gücüne olan olumsuz etkisini bertaraf etmek için yürürlüğe sokmayı planladığı Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM)’nın Avrupa Birliği’ne ihraç edilen demir & çelik, gübre, çimento, alüminyum, elektrik ve hidrojene yönelik olarak kademeli olarak yürürlüğe girmesi ile birlikte AB ETS’de verilen ücretsiz tahsisatların 2034 yılına kadar kaldırılması planlanıyor. 

Ancak bu durumun, üçüncü ülkelere birtakım olumsuz etkilerinin olabileceği öngörülmekte. Örneğin, SKDM’nin hayata geçmesi ile birlikte özellikle Kuzey Afrika’daki ülkelerin emisyonlarının büyük bir bölümü AB’ye yapılan ihracat çerçevesinde karbon ücretine tabi olacak. Türkiye’nin ise SKDM’nin getireceği maliyetlerden sakınma adına hızlı bir şekilde kendi emisyon ticaret sistemini kurması, çeşitli teşvik mekanizmaları ile düşük emisyonlu teknolojilere geçiş sürecinin hızlandırılması ve insan kaynaklarına gerekli olan yeni yetenekleri kazandırması ülkemize uluslararası ticarette önemli oranda bir rekabet gücü kazandıracaktır.

Daha fazlası için SKDM'nin Ticaret Partnerleri Üzerindeki Muhtemel Etkileri
Analiz videosunu izlemek için (video)