Sürdürülebilir Yeşil Büyüme: Avrupa Yeşil Mutabakatı

TAKİP ET

SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK Birleşmiş Milletler'in Risk Öngörüleri

Kovid-19 pandemisi sonrasında toparlanmaya çalışan dünya ekonomisi, iklim değişikliği nedeniyle karşılaştığı finansal ve fiziksel risklerle mücadele etmek zorunda. Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) tarafından yayımlanan "Endüstriyel Sektörlerde İklim Riskleri" raporu, karbon yoğun sektörlerde dekarbonizasyon ve düşük karbonlu teknolojilere geçiş sürecinin önemini vurgulayarak, hükümetlerin ve şirketlerin sürdürülebilir büyüme hedeflerine ulaşmak için uyum stratejileri geliştirmeleri ve çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) faktörlerini iş modellerine entegre etmeleri gerektiğini belirtiyor. Ayrıca, rapor, dünya genelinde politika yapıcıların ve hükümetlerin, düşük karbonlu ekonomilere geçiş sürecini desteklemek için uygun düzenlemeler ve teşvikler sunarak, iklim değişikliğiyle mücadelede daha başarılı ve etkili bir süreç izlemeleri gerektiğine dikkat çekiyor.

Daha fazlasını okumak için BM Çevre Programı’nın İklim Riskleri Raporu - Yeşil Büyüme

RefuelEU Havacılık Kuralları konusunda uzlaşmaya varıldı

 

Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi, havacılıkta sürdürülebilir yakıtların kullanımını arttırarak AB'nin 2050 yılında net-sıfır hale gelmesine yardımcı olacak RefuelEU Havacılık kuralları konusunda geçici anlaşmaya vardı. Kurallar, AB havaalanlarında kullanılabilecek sürdürülebilir havacılık yakıtlarının asgari payını belirliyor. Buna göre;

2025 yılından itibaren havacılık yakıtlarının en az %2'si yeşil yakıt olacak ve bu oran her beş yılda bir arttırılacak. Havacılık yakıtlarında yeşil yakıtların payının 2050 yılında %70 olması hedefleniyor. Buna ek olarak, yakıt karışımının belirli bir oranı e-kerosen gibi sentetik yakıtlardan oluşmalıdır.

Sentetik yakıtlar, tarım veya ormancılık kalıntılarından üretilen bazı biyoyakıtlar, algler, kullanılmış yemeklik veya hayvansal yağlar, biyo-atıklar ve atık gazlardan ve atık plastikten elde edilen geri dönüştürülmüş jet yakıtları 'sürdürülebilir havacılık yakıtları' kapsamında kabul ediliyor. Ayrıca, yenilenebilir hidrojen de hava taşımacılığının karbonsuzlaştırılmasına aşamalı olarak katkıda bulunabilecek umut verici bir teknoloji olarak görüldüğü için sürdürülebilir yakıt karışımının bir parçası olarak tanımlanmış durumda.

Yem ve gıda mahsulü bazlı yakıtlar ile palmiye ve soya malzemelerinden elde edilen yakıtlar ise sürdürülebilirlik kriterlerine uymadıkları için yeşil olarak kabul edilmeyecek.

Havayolu firmaları 2025 yılından itibaren uçuşlarının çevresel performansını belirtmek belirlenen bir AB etiketini kullanabilecekler. Buna göre firmalar uçuşlarını, yolcu başına beklenen karbon ayak izini ve kilometre başına CO2 verimliliğini gösteren bir başlıkla pazarlayabilecek. Bu sayede yolcular, aynı güzergahta farklı şirketler tarafından gerçekleştirilen uçuşların çevresel performansını karşılaştırabilecek.

 

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK 

Kurumsal Saydamlık Projesi'ne Nasıl Bildirimde Bulunulur?

 

Sürdürülebilirlik alanında taahhütlerini göstermek ve çevresel etkilerini azaltma konularında aldıkları tedbirleri deklare etmek şirketlerin sahip olduğu ESG profilleri açısından çok önemli. Şirketlerin çevresel performanslarını değerlendiren ve iyileştiren kâr amacı gütmeyen bir platform olan Karbon Saydamlık Projesi (CDP)'nin bildirimde bulunma sürecini sizler için inceledik.

 

DİJİTAL DÖNÜŞÜM 

BM'nin "Teknoloji ve İnovasyon Raporu" yayımlandı.

 

Yeşil dönüşümün gerçekleşmesi dijital dönüşüm konusunda gösterilen performans ile yakından bağlantılı. Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UN Conference on Trade and Development-UNCTAD) tarafından yayımlanan rapor (indirme linki), yeşil dönüşümü destekleyecek teknolojik gelişmelerin güncel durumu hakkında önemli veriler sunuyor. Raporda yer alan en güçlü mesaj ise şu: "Gelişmekte olan ülkeler için yeşil teknolojilerle ilgili bir fırsat penceresi açıldı.

Yeşil teknolojiler ve inovasyon daha düşük karbon ayak izine sahip ürün ve servislerin yaygınlaşması açısından önemli fırsatlar sunuyor. Bu teknolojilerle ilgili yarışın henüz başındayız. Dolayısıyla, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler bu alanda doğru adımlar atarak bir taraftan büyük ekonomik faydalar sağlarken diğer taraftan iklim değişikliği ile mücadelede etkili adımlar atabilirler. 

Raporda yapay zekadan yeşil hidrojene kadar 17 farklı öncü teknoloji ile ilgili güncel gelişmelere yer veriliyor. 2020 yılında 1.5 milyar dolar piyasa hacmine sahip olan bu teknolojilerin ticari boyutunun 2030 yılına kadar 9.5 milyar dolar seviyesine ulaşması bekleniyor. Bu alandaki yatırımların yaklaşık yarısının ise nesnelerin interneti (Internet of Things-IoT) teknolojilerine yapılacağı tahmin ediliyor. Yeşil teknolojiler konusunda ABD, Çin ve Avrupa Birliği bayrağı önde taşıyorlar. Bu alandaki yayımların %30'u ABD ve Çin tarafından yapılırken, patent başvurularında ise bu oran %70'ler seviyesine çıkıyor. 

Patent başvuruları teknolojik olgunluk açısından değerlendirildiğinde, yapay zeka ile ilgili teknolojilerde önemli mesafeler kat edildiği görülüyor. IoT teknolojilerinde yaşanan değişimin hızı çok yüksek olduğundan bu alandaki patent başvuruları ile ilgili teknolojik olgunluk seviyesinin daha düşük olduğu fark ediliyor. 

 

 

sürdürülebilir yeşil büyüme avrupa yeşil mutabakatı çevre