Kurda denge nasıl devam ediyor?

TAKİP ET

Dolar/TL'de haftanın ilk iki gününde sınırlı seyreden yükseliş dün hızlandı. Güne 21,50 TL seviyelerinden başlayan dolar, yüzde 7,4 artışla 23 TL'nin üzerine çıktı.

Mehmet Şimşek’in yeni kabinede Hazine ve Maliye Bakanı olarak yer alması, faizlerin yükseltileceği beklentisiyle birleşince; dövizde sert hareketliliğe neden oldu. Seçimden sonraki ilk haftayı sınırlı bir hareketlilikle geride bırakan dolar ve avro gibi rezerv döviz kurları, dün aniden yükseldi. Dolar yüzde 7,4 değer kazanarak 23 liranın üzerine çıktı. Avro ise yüzde 7,9 ile 25 lirayı aştı.

SERBEST PİYASADA ŞEKİLLENECEK

Kurlarda yaşanan denge arayışında; kamu bankaları üzerinden piyasanın döviz talebine cevap verme uygulamasının askıya alınması etkili oldu. Dolar ve avro gibi rezerv para birimlerinin TL karşısındaki değeri serbest piyasada dengelenecek. Yeni Şafak’a konuşan uzmanlar da döviz kurlarında denge arayışının öne çıktığına işaret ediyor. Kurdaki hareketliliğin, kamunun yön belirleyici olduğu bir yapıdan daha serbest bir piyasaya geçişin ilk adımlarını oluşturduğu değerlendirmesi yapılıyor.

FAİZ BASKISI DA ETKİLİ

Aura Portföy Yönetici Ortağı Arzu Odabaşı, faiz baskısının da fiyatlamada etkili olduğunu söyledi. Odabaşı, “Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısından faiz artışı yönünde tahminler ağırlık kazanıyor. Son bir haftadır hızla değer kaybeden TL’nin arkasında bu beklentinin öne çıktığını düşünmekteyiz. Geçmiş tecrübelerimize dayanarak paylaşıyorum, böyle günlerde Dolar/TL’deki yüksek tansiyon genelde PPK toplantısına kadar devam edebiliyor. Bu süreçte genel amaç, ‘PPK’nın bir kerede güçlü bir faiz artışı yapacağı mı yoksa daha düşük oranlarla mı faiz artışına gideceği’ yönünde alacağı kararda etkili oluyor” dedi.

BIST 100’de ralli sürüyor

BIST 100 endeksi rallisine devam ederek dün günü 3,20 yükselişle 5.561,18 puandan tamamladı. Önceki kapanışa göre mali endeks yüzde 3,24, hizmetler endeksi yüzde 2,70, teknoloji endeksi yüzde 2,67 ve sanayi endeksi yüzde 2,40 değer kazandı. BIST 100 endeksine dahil hisselerin 85’i prim yaptı, 15’i geriledi. Türk Hava Yolları, Yapı Kredi, Akbank, Emlak Konut Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı ve Şişecam en çok işlem gören hisse senetleri oldu. Borsa İstanbul Altın Piyasası’nda standart altının kilogram fiyatı, dün günü önceki kapanışa göre yüzde 9,7 kazançla 1 milyon 475 bin liradan kapattı.

Önceliğimiz öngörülebilirliği artırmak

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Yerel ve küresel zorluklar arasında yol alırken, öngörülebilirliği artırmak için kurallara dayalı politika oluşturma taahhüdümüzü teyit ediyoruz. Acil önceliğimiz, ekibimizi güçlendirmek ve güvenilir bir program tasarlamaktır” dedi.

Kur farkı yükü 1.4 trilyon TL

Dolar kurunda, seçimlerin ardından 7 Haziran'a kadar yaşanan yüzde 15,4 oranındaki 3,07 liralık artış, Türkiye'ye dış borçlar cephesinde 1 trilyon 409,1 milyar liralık kur farkı yükü bindirdi. 8 iş gününde dövizde yaşanan artış, kur farkı olarak özel sektöre 734,8 milyar, kamuya 573,6 milyar, Merkez Bankası'na 100,7 milyar TL ek yük getirdi. Dolardaki her 1 kuruş artış, dış borçların ekonomiye yükünü yaklaşık 4,6 milyar lira artırıyor. Yükseliş paralelinde dış borcun yükü de artmaya devam edecek. 2022 sonu itibariyle 459 milyar dolar olan dış borç stokunun yüzde 58,1 oranındaki 366,5 milyar dolarlık bölümünü dolar cinsinden.

Dolar kurunda, seçimlerin ardından 7 Haziran’a kadar yaşanan yüzde 15,4 oranındaki 3,07 liralık artış, Türkiye’ye dış borçlar cephesinde 1 trilyon 409,1 milyar liralık kur farkı yükü bindirdi.

Söz konusu 8 iş gününde dövizde yaşanan artış, kur farkı olarak özel sektöre 734,8 milyar, kamuya 573,6 milyar, Merkez Bankası'na 100,7 milyar TL ek yük getirdi. Dolardaki her 1 kuruş artış, dış borçların ekonomiye yükünü yaklaşık 4,6 milyar lira artırıyor. Yükseliş paralelinde dış borcun yükü de artmaya devam edecek.

Seçimlerin ve ekonomi yönetiminin değişmesinin ardından kur üzerinde baskının gevşemesi ve zaten net rezervi eksiye geçmiş olan Merkez Bankası'nın müdahale gücünü yitirmesi üzerine yaşanan kur şoku, ülke dış borcunun ulusal ekonomiye yükünü katladı. Sekiz iş gününde dolarda TL'ye karşı yaşanan değerlenme, dış borcun TL karşılığını 1,4 trilyon lira büyüttü.

Seçimden önceki son iş günü olan 26 Mayıs'ta Merkez Bankası döviz alış kuruna göre 19,9512 TL olan dolar, seçimden sonraki 8'inci iş günü olan 7 Haziran itibarıyla 23,0210 TL'ye yükseldi. Serbest piyasada çok daha yüksek düzeyleri görmekle birlikte Merkez Bankası kurları baz alındığında dolar bu dönemde TL'ye karşı yüzde 15,4 oranında 3 lira 07 kuruş değer kazandı. Başka deyişle TL'de dolara karşı yüzde 13,3 oranında bir devalüasyon yaşandı.

Ek yük “şimdilik” 1,4 trilyon TL

En son 2022 sonu itibarıyla 459 milyar dolar olarak açıklanan Türkiye'nin toplam dış borç stoku baz alındığında; bunun TL cinsinden karşılığı, kur şokunun yaşandığı bu dönemde 1 trilyon 409,1 milyar lira büyüyerek 9 trilyon 158,2 milyar liradan 10 trilyon 567,3 milyar liraya yükseldi. Buna göre anılan kısa dönemdeki yüksek oranlı devalüasyon sonucu ulusal ekonomiye dış borçlar cephesinden şimdilik 1,4 trilyon liranın üzerinde bir “ek” yük binmiş oldu.

Dolar kurundaki her 1 kuruşluk artış, dış borçların ekonomiye yükünü yaklaşık 4,6 milyar lira artırıyor. Dövizde yükseliş sürerse, buna paralel olarak dış borcun yükü de artmaya devam edecek.

En büyük yük özel sektöre bindi

Dış borç stokunun 151,8 milyar doları reel sektör firmalarının, 87,6 milyar doları da özel bankalar ve diğer finans kurumlarının olmak üzere toplam 239,4 milyar dolarla en büyük bölümü özel sektöre ait. Genel yönetim, kamu bankaları, KİT'ler ve diğer kamu kuruluşlarının olmak üzere kamuya ait toplam dış borç ise 186,9 milyar dolar. Merkez Bankası'nın da 32,8 milyar dolar tutarında dış borcu bulunuyor.

Söz konusu 8 iş gününde dövizde yaşanan artış dolayısıyla en büyük kur farkı yükünü özel sektör üstlendi. Kurdaki yüzde 15,4'lük artış, dış borçları üzerinden kur farkı olarak özel sektöre 734,8 milyar, kamuya 573,6 milyar,

Merkez Bankası'na 100,7 milyar TL ek yük bindirdi. Bu dönemde reel sektör kuruluşlarına gelen kur farkı 466 milyar, özel banka ve finans kurumlarına binen yük 268,9 milyar lira oldu. Kamuda ise dış borcun büyük bölümünün ait olduğu genel yönetim (merkezi yönetim ve yerel yönetimler) borcun TL karşılığındaki 360,8 milyar liralık artışla en fazla kur farkı yükünü üstle nirken, kamu bankaları ve finans kuruluşlarının yükü 169 milyar, KİT'ler ve diğer kamu kuruluşlarının yükü de 39,7 milyar lira büyümüş oldu.

Dış borcun yüzde 58'i dolar cinsi

Türkiye'nin 2022 sonu itibariyle 459 milyar dolar olarak açıklanan dış borç stokunun yüzde 58,1 oranındaki 366,5 milyar dolarlık bölümünü ABD doları üzerinden alınmış borçlar oluşturuyor. Euro cinsi dış borçların tutarı 132,2 milyar dolarla toplamda yüzde 28,8 paya sahip bulunuyor. Toplam stokun yüzde 3,8'lik bölümü TL, yüzde 1,6'sı SDR, yüzde 1,2'si Japon Yeni, toplam yüzde 6,5'lik bölümü ise diğer dövizler cinsinden.

Yerel seçime kadar yüklü geri ödeme

Öte yandan Mart 2023 itibariyle, yerel seçimlerin yapılacağı Mart 2024'e kadar olan bir yıllık dönemde, kamu ve özel sektörü ile Türkiye'nin kalan vadeye göre yapması gereken dış borç geri ödemesi 203,3 milyar dolar düzeyinde bulunuyor. Bunun 68,1 milyar dolarını reel sektör kuruluşları, 53,1 milyar dolarını özel banka ve finans kuruluşları olmak üzere 121,3 milyar dolarını özel sektör ödeyecek. Kamunun 42,7 milyar, Merkez Bankası'nın da 39,3 milyar dolar itfası bulunuyor.

Dolar kurunda son 8 iş günündeki yüzde 15,4'lük artış bu geri ödemelerin TL cinsinden karşılığını 624,1 milyar lira büyütmüş bulunuyor. Kurdaki hızlı yükseliş devam ederse, bu yük de büyümeye devam edecek.

BAKAN ŞİMŞEK: MÜREFFEH VE DİRENÇLİ BİR TÜRKİYE

 Twitter hesabından İngilizce paylaşım yaptı. Beş yıllık aranın ardından Hazine ve Maliye Bakanı olarak yemin etme onurunu ve ayrıcalığını yaşadığını bildiren Şimşek, bu sıfatla halka hizmet etme sorumluluğunu, kendisine tevdi ettiğinden dolayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a müteşekkir olduğunu vurguladı. Şimşek, daha müreffeh ve dirençli bir Türkiye’yi oluşturmak için yol gösterici ilkelerin şeffaflık, istikrarlılık, hesap verebilirlik ve öngörülebilirlik olacağının altını çizerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

GÜVENİLİR PROGRAM TASARLAYACAĞIZ

“Yerel ve küresel zorluklar arasında yol alırken, öngörülebilirliği artırmak için kurallara dayalı politika oluşturma taahhüdümüzü teyit ediyoruz. Kısa yollar veya hızlı düzeltmeler olmasa da, deneyimimizin, bilgimizin ve özverimizin önümüzdeki potansiyel engellerin üstesinden gelmemize yardımcı olacağından emin olabilirsiniz. Acil önceliğimiz, ekibimizi güçlendirmek ve güvenilir bir program tasarlamaktır.” dedi.

Kur Seçim sonrası Ekonomi Kur dengeleri nasıl oldu