Isınma 1,5°C'ye ulaştıktan sonra ne olur?

Geçen yıl “1,5 derece hedefini canlı tuttuğumuzu artık güvenle söyleyebiliriz ama nabzı zayıf ve yalnızca sözlerimizi tutarsak ve taahhütlerimizi hızlıca eyleme dönüştürürsek hayatta kalabilir.”  sözleriyle  veda ettiğimiz COP26 bu yıl Mısır’da düzenlenen COP27’nin ve daha sonra gerçekleşecek olan iklim zirvelerinin ana gündem maddesi haline geldi.

2015 Paris Anlaşmasının gerçekleştirildiği temel hedeflerden biri olan bu hedef Dünya’nın geleceğini korumak adına verilmiş sözlerin yazıya dökülmesinden oluşuyor.

Glasgow'da geçen yıl COP26'de gerçekleşen görüşmeler, konferans lideriyle 1,5 C'lik limitin "canlı, ama nabzı zayıf" olduğunu söyleyerek sona erdi. Sharm El-Sheikh'te COP27'den önce, Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli'nde yer alan BM destekli bilim insanları, dünyanın 2030'larda 1,5 C'lik notu geçme olasılığının yüksek olduğunu düşünerek cesur tahminlere katkıda bulundu.

Ülkeler Paris Anlaşması'nda “küresel ortalama sıcaklıktaki artışları sanayi öncesi seviyelerin çok altında 2C'ye tutma ve sıcaklık artışını 1,5C'ye sınırlama çabalarını takip etme” planlarına yer veriyor.

 Geçtiğimiz günlerde konun hakkında konuşan  Eski İngiltere Başbakanı Boris Johnson, "Glasgow'da gördüğümüz yaratıcı iyimserlik ruhunu, Promethean'ı, yaratıcı iyimserliği ve yaratıcı iyimserliği korursak, sıcaklıkların 1.5'e yükselişini kısıtlama umudunu canlı tutabileceğimizi düşünüyorum." dedi. COP26'e ev sahipliği yaptığı zaman sık sık kışkırtan sloganı tekrarlamaya devam etti: "1.5'i canlı tut." Söylemine vurgu yapmıştı.