Gerçek Hayattan Uyarlanan 8 Film
1-The Wolf of Wall Street (Para Avcısı)
Jordan Belfort’un aynı isimli otobiyografik romanından uyarlanan “The Wolf of Wall Street” filmi, Amerikalı broker Belfort’un hayatını konu alıyor. Başrollerinde Leonardo DiCaprio ve Jonah Hill’in yer aldığı filmde, 24 yaşındaki genç ve hırslı broker’ın para kazanma arzusu ve çöküşü anlatılıyor. Altın Küre Ödülleri’nde Leonardo DiCaprio’ya “Komedi/Müzikal Dalında En İyi Aktör” ödülünü kazandıran filmi listenize eklemenizi öneririz.
2- I, Tonya (Ben, Tonya)
Craig Gillespie’nin yönettiği ve Steven Rogers’ın yazdığı 2017 çıkışlı Amerikan biyografik spor kara komedi filmi “Ben, Tonya”, artistik patinajcı Tonya Harding’in hayatını ve rakibi Nancy Kerrigan’a yönelik 1994 saldırısıyla olan bağlantısını anlatıyor.
3-Green Book (Yeşil Rehber)
Üç Oscar ödülü sahibi “Green Book”, 1960’lar Amerika’sında geçiyor. Film, o dönemde hâlâ üzerlerinde baskılar devam eden, birçok ırkçı muameleye maruz kalan siyahileri ve çok uluslu bir ülkede azınlık olmanın nasıl bir şey olduğunu konu alınıyor. Başarılı ve yetenekli piyanist Dr. Donald Shirley ülkenin güneyine iki aylık bir turneye çıkarken şoförlüğünü yapması için İtalyan kökenli Tony Lip’i işe alır. Başarısının ten renginin gölgesinde kalan piyaniste eşlik etmek hem Tony için hem de Donald için yeni bir dünya görüşünün kapılarını açacaktır. “Green Book”u izledikten sonra aklınızda pek çok sahne ve replik kalacak. Ama etkileyici olan “dünya ilk adımı atmaya korkan yalnızlarla dolu” olacak.
4- The Pursuit of Happyness (Umudunu Kaybetme)
Will Smith’in en iyi filmlerinden biri olan “The Pursuit of Happyness”, gerçek bir hikâyeye dayanıyor. Hem karakter hem de eş olarak çok iyi biri olan Chris, yaşadığı maddi zorluklar nedeniyle zor günler geçirir. Zor hayat şartlarında eşi onu yalnız bırakır ve oğluyla baş başa kalırlar. Hayatın en zor anlarını oğluyla birlikte aşmaya çalışırken onu güzel bir gelecek de beklemektedir.
5- The Pianist (Piyanist)
Roman Polanski’nin yönettiği Adrien Brody’nin başrolünde olduğu üç Oscar ödüllü “The Pianist” için başyapıt diyebiliriz. Nazi işgali altındaki Varşova’da hayatta kalmaya çalışan Yahudi piyanist Wladyslaw, bir şekilde toplama kamplarına gitmekten kurtulur. Ama terk edilmiş ücra yerlerde yaşamak onun için hiç de kolay olmaz.
6- A Beautiful Mind (Akıl Oyunları)
Matematik dünyasındaki üstün zekâlardan biri olan John Nash’in başarılarını konu alan film, ilginç gelişmelerle ilerliyor. Zeki ama bir o kadar da asosyal olan başarılı matematikçi John, üzerinde çalıştığı bir teori sırasında psikiyatrik sorunlarla da boğuşmaya başlar. Neredeyse gerçek dünyadan kopan matematikçinin kariyer anlamında ise daha gidilecek çok yolu vardır.
7- Schindler’s List (Schindler’in Listesi)
Yedi dalda Oscar ödülü sahibi olan film, İkinci Dünya Savaşı yıllarında binlerce Yahudi’nin hayatının kurtarılmasını konu alıyor. Çekoslavakya’da fabrika açan Schindler isimli bir Alman, elindeki Yahudi vatandaşların isimlerinin bulunduğu listedeki herkesi fabrikada çalışıyormuş gibi gösterir. Bu sayede çok kişiyi katliamdan korur. Steven Spielberg’ün yönetmenliğinde çekilen Schindler’s List’i izlerken duygulanmamaksa imkansız.
8- Catch Me If You Can (Sıkıysa Yakala)
1960’lı yıllarda ailesiyle sorunlar yaşayan ve evi terk eden Frank, hayatta kalmak için dolandırıcılığa başlar. Bunun için kendini pilot, hakim ya da doktor olarak tanıtan, bankalara karşılıksız çekleri güzelce bozduran Frank’in peşine FBI’ın düşmesi uzun sürmez. Ama genç dolandırıcıyı yakalamak FBI için kolay olmayacaktır.