Depremde yıkılan z irai ilaç satış noktaları için çevre tehlikesi uyarısı

TAKİP ET

Depremlerin etkilediği bölgede araştırmalar yapan bilim insanları, tarım ilacı satan bayinin 2 bininin burada hizmet sunduğunu belirterek, yıkılan binaların alt katlarındaki zirai ilaç satışının çevre tehlikesi yarattığı uyarısında bulundu.

Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat'ta meydana gelen depremlerin etkilediği bölgede tarımla ilgili araştırmalar yapan Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesinden bilim insanları, ülke genelinde 7 bin 500 tarım ilacı satan bayinin 2 bininin burada hizmet sunduğunu belirterek, özellikle yıkılan binaların alt katlarındaki zirai ilaç satışının çevre tehlikesi yarattığı uyarısında bulundu.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Hüseyin Atar,  yaptığı açıklamada, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından bitki koruma, tarım ekonomisi, zootekni bölümlerinden öğretim üyeleri ile depremin tarıma verdiği hasarı tespit etmek amacıyla afet bölgesine gittiklerini anlattı.

Tarım için bölgede yapılması gerekenlerle ilgili TÜBİTAK için rapor hazırlığı içinde olduklarını dile getiren Atar, rapora yansıtmayı planladıkları tespitlerine ilişkin şu bilgileri verdi:

"Deprem ve depremin ardından heyelanlar, çökme ve deprem yarıkları gibi nedenlerle tarım alanları tahrip oldu. Hayvan kayıpları da var. Tarım arazilerine çadırların, konteynerlerin ve kalıcı konutların yerleştirilmemesi gerektiğini de nedenleriyle birlikte raporumuza yansıtacağız. İçme suyu açısından da deprem nedeniyle yerleri değişen ve yeni oluşan su kaynaklarına da dikkat edilmesi gerekiyor."

"Problemlerin çözümüne ekolojik yaklaşmıyoruz"

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cem Özkan ise dünya genelinde ve Türkiye'de de bir gıda sorununun söz konusu olduğuna işaret ederek, "Bugün dünya genelinde müthiş bir protein, yağ ve karbonhidrat açığı var. Bu deprem de aslında bu gıda sorunu ile yakından ilişkili. Deprem bölgesinde üreticilerin binası çöktü ya da hayatlarını kaybettiler. Bunun dışında tarımsal faaliyetlerin sürmesi için iş gücü bir eksiklik olarak gözüküyor." ifadelerini kullandı.

Deprem bölgesinde de ekoloji farkındalığıyla ilgili birçok saptamada bulunduklarını belirten Özkan, "Ekolojik dengede tüm canlıların bir görevi var. Buna 'niş' diyoruz. Dolayısıyla doğada zararlı bir canlı yok, bir canlı ortadan kaldırılırsa domino taşı gibi bütün canlılar zarar görür, insan en fazla zararı görüyor. Maalesef ülke olarak bu gibi problemlerin çözümüne ekolojik yaklaşmıyoruz. Doğrudan ilaç kullanımına gidiyoruz. Bu doğru bir şey değil." diye konuştu.

"Çevre tehlikesi yarattı"

Özkan, bölgede bu konudaki tespitlere ilişkin şunları kaydetti:

"Türkiye'de 7 bin 500 tarım ilacı satan bayi var. Aynı zamanda bu bayiler kimyasal gübreleri de satıyorlar. Bunların binaların giriş katlarında olması doğru bir şey değil. Bina çöktüğü zaman buradaki ilaçlar da çok ciddi bir tehlike yarattı. Buradaki ilaçların bir kısmı gaz halinde, bir kısmı katı halde, bir kısmı da sıvı halde. Gaz formdaki ilaçlar, hem enkaz altında kalanlar için hem de kurtarma ekipleri için çok ciddi zarar vermiş olabilir.

Depremde bu konuda birçok konuda eksik de ortaya çıktı. Türkiye, 55 bin ton tarım ilacı kullanıyor. O bölge bu oranın yüzde 20'lik oranını içeriyor. Türkiye'deki 7 bin 500 tarım ilacı satan bayinin 2 bini deprem bölgesinde bulunuyor. Hatay'da 30'un üzerinde ilaç bayi, Malatya'da 30 tane, Adıyaman'da 6 bina tamamen enkaz halinde kalmış. Bina altlarındaki tarımsal ilaç satışı müthiş bir ekolojik risk, çevre tehlikesi yarattı. Bunların derelere akması söz konusu olabilir. Bina giriş katlarındaki ilaç firmalarına tekrar ruhsat verilmemesi uyarısını yapıyoruz. Tarım ilacı yapan bayilerin apartman altlarında olması çok tehlikeli. İlaç atıklarının toplanması, derelere akmasının engellenmesi lazım, enkazdan örnek alınarak acilen toplatılması gerekiyor."

çevre deprem Hatay ankara üniversitesi istanbul