Yapay zeka mümkün kıldı: Zihin okuma teknolojisi!
Yapay zeka hakkında pek çok tartışmanın yanında gelişmeler de yer alıyor. ABD'de yapılan yeni çalışma 'etkili zihin okumayı' işaret ediyor.
Yapay zekayı önceki yıllarda hiç duymadığımız kadar duyuyoruz. Özellikle ChatGPT ve Midjourney ile daha da bilinir hale gelen yapay zeka pek çok çalışmanın da odak konusu. Sağlıktan, finansa, finanstan direkt teknolojinin pek çok alanında kullanılan yapay zeka için yapılan yeni çalışmada etkili bir zihin okuma teknolojisinin geliştirildiği duyuruldu. Ancak daha yolun çok başında.
CHATGPT İLE BENZER BİR MODEL KULLANIYOR
ABD'de bulunan Teksas Üniversitesindeki araştırmacıların Semantic Decoder adını verdikleri bu sistem, yapay zeka temelli dil modelinden destek alıyor. Söylendiğine göre bu sistem sayesinde düşünceleri yüksek bir doğruluk seviyesinde yazılı hale getirebiliyor. Haliyle çok dikkat çeken çalışma ilerleyen dönemde ses getirebilir.
Teksas Üniversitesinin resmi internet sitesinde yayınlanan çalışmanın makalesinde ChatGPT vurgusu da var. Açıklandığı kadarıyla bu yeni sistemde, ChatGPT'nin güç aldığına benzer bir trasformatör modeli kullanılıyor.
Temelde benzer 'sistemlerden' farklı olarak Kranial Fonksiyonel Manyetik Rezonans Görüntüleme(fMRG) teknolojisi kullanılıyor. Bu sayede de zihnin okunması için fiziksel bir bağlantı gerekmiyor. Bu tıbbi görüntüleme yöntemi, normal ya da hasta olan beyin fonksiyonlarınının anatomik olarak yerini belirlemede yıllardır kullanılıyor. Manyetik alan ve radyofrekans dalgaları barındırsa da sanılanın aksine radyasyon içermiyor.
Araştırma ekibi geliştirdikleri sistemi eğitmek amacıyla hikaye dinletti. Toplamda üç kişinin beyin aktivitesini de 16 saat boyunca kayıt altına alan arıştırmacılar sonuçta istedikleri sonuca yaklaşmayı başardı. Sistem bu sürenin ardından beyinde bazı kelimeleri duyduğunda nasıl tepki vereceğini tahmin edebildi.
Kısa sürede test edilen ve bu sonuçları elde eden araştırma ekibi, ilerleyen dönemde çok daha iyi ve etkili zihin okuma sonuçlarına ulaşmayı hedefliyor.
Çalışma aslen, bilinci açık ancak konuşamayan, felç geçiren ya da hastalığı sebebiyle günden güne iletişim yetisini kaybeden Stephen Hawking gibi kişilerin anlaşılır bir şekilde iletişim kurmasının önünü açabilir olmasıyla önem arz ediyor.