Unilever: Sürdürülebilir Yaşamı Yaygınlaştırmak İçin Ne Yapmalıyız?

TAKİP ET

Unilever: Sürdürülebilir Yaşamı Yaygınlaştırmak İçin Ne Yapmalıyız? Unilever NAMETR (Unilever Kuzey Afrika, Orta Doğu, Türkiye ve Rusya) Çevre Uyum Müdürü Buket Özbekle Apaydın, Unilever'in sürdürülebilirlik yaklaşımı hakkında önemli bilgiler verdi.

Unilever: Sürdürülebilir Yaşamı Yaygınlaştırmak İçin Ne Yapmalıyız?

Unilever NAMETR (Unilever Kuzey Afrika, Orta Doğu, Türkiye ve Rusya) Çevre Uyum Müdürü Buket Özbekle Apaydın, Unilever’in sürdürülebilirlik yaklaşımı hakkında önemli bilgiler verdi:  

“Hedefimiz, Sürdürülebilir Yaşamı Yaygınlaştırmak. Özellikle iklim ve döngüsel ekonomi çerçevesinde uygulamalarımızı paylaşmak istiyorum. Unilever, 190’dan fazla ülkede operasyonlarına devam ediyor. 148 bin çalışanıyla faaliyet gösteren, dünyanın önde gelen kişisel bakım, ev bakım, güzellik, sağlık, beslenme ve dondurma şirketlerinden biri. Her gün 3.4 milyar tüketiciye ulaşıyoruz. Unilever olarak Türkiye’de altı fabrikamız ve 5 binden fazla çalışanımızla faaliyet gösteriyor ve 32 ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. 29 markamızla, en az 1 ürünümüzle her hanede yer alıyoruz. Unilever Türkiye genelinde kadın liderlerin tüm liderlere oranı ise yüzde 50. Unilever bir amacı olan şirketlerin kalıcı olduğuna, bir amacı olan insanların geliştiğine ve bir amacı olan markaların büyüdüğüne inanıyor. Dünyanın karşı karşıya olduğu sorunların aşılması için devletler yoğun çalışıyorlar, ancak iş dünyası ve markalar da çözümün bir parçası olmak zorunda. 2010-2020 yılları arasında uyguladığımız Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı ile dünya genelinde 1.3 milyar insanın sağlığının ve esenliğinin geliştirilmesine destek olduk. Ürünlerimizin sera gazı etkilerinde yüzde 10 azaltım sağladık, tüketici atıklarının ayak izini de yüzde 34 oranında azalttık. 2.6 milyon küçük işletme sahibine destek sağladık, ürünlerimizin yüzde 67’sinin sürdürülebilir yöntemlerle tedariğini sağladık. BM Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini operasyonlarına entegre eden ilkler arasındaydık. 10 yılın sonunda sürdürülebilirlik konusundaki ajandamız sona ermedi. 2020 yılında Unilever Sürdürülebilir Yaşam Pusulası stratejimizi lanse ettik. Bu yeni iş stratejimiz 1 milyar Euro’luk İklim ve Doğa Fonu’nu, 2039 yılında tüm ürünlerin üretiminden kaynaklı emisyonlarda karbon nötr olmasını, 2023 yılına kadar ağaçsızlandırmadan arınmış bir tedarik zincirini, yeni jenerasyon çiftçileri ve küçük işletmeleri güçlendirmeyi, 2030 yılına kadar ürün formülasyonlarını biyobozunur hale getirmeyi ve 100 adet su koruyuculuğu (Water Stewardship) programını hayata geçirmeyi de içeren birçok hedefi içinde barındırıyor… Ekosistemimiz içinde 4R Stratejimiz mevcut. Bu stratejiyi azalt, yeniden kullan, geri dönüştür ve geri kazan olarak özetlemek mümkün (Reduce/ Reuse/ Recycle/ Recover).  Bu strateji kapsamındaki yatırımlarımızı da temiz teknoloji fonumuz aracılığıyla gerçekleştiriyoruz. 2021’de Türkiye’de toplamda 1.8 milyon Euro değerinde sürdürülebilir teknoloji yatırımına imza atıldı. 2010-2020 döneminde Türkiye’deki fabrikalarımızda karbon emisyonlarında yüzde 55 azalma sağlanırken 2010 yılından bugüne üretim süreçlerinde kullanılan enerjide ürün başına yüzde 17 azaltma kayıtlara geçti. ‘Çöplüğe Sıfır Atık’ uygulamamız da hala devam ediyor.”

Şirketin tüm fabrikalarında yüzde 100 yenilenebilir kaynaklardan elektrik enerjisi kullanımı ve ‘çöplüğe sıfır tehlikesiz atık’ sisteminin mevcut olduğunu ifade eden Buket Özbekle Apaydın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Güneş, rüzgar ve yenilenebilir termal enerji kaynaklarına odaklanan karbonsuzlaştırma çalışmalarımız devam ediyor. 2025’e kadar yeni hedeflerimiz de var. Atık toplama ve işleme konusunda yatırım ve doğru ortaklıklarla, geri dönüştürülmüş plastik satın alımı ve kullanımıyla, piyasaya sürdüğümüz ambalajların toplama bedelini doğrudan ödediğimiz ‘Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Planları’ ile sattığımızdan daha fazla plastiği toplayıp işleyeceğiz. ÇEVKO ile çalışıyoruz bu konuda da. İlk kullanılan plastiği ciddi şekilde azaltacağız. Ülkemizde PCR alt yapısını da desteklemeye devam edeceğiz.”

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, konuşmacılara teşekkür etti ve bu söyleşide olduğu gibi şirketlerin yaptıkları çalışmaları paylaşmalarının bir kez daha önemine değindi.  

sürdürülebilirlik enerji iklim değişiklliği plastik atık elektrik ÇEVKO Rüzgar enerjisi Türkiye