Sürdürülebilir Yeşil Büyüme

TAKİP ET

Sürdürülebilir Yeşil Büyüme

AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI  

Ürünlere yönelik yeşil iddialarla ilgili ortak kriterler getiriliyor. 

Avrupa Komisyonu 22 Mart 2023'te yeşil yıkama ve yanıltıcı çevrecilik iddiaları ile ilgili belirlenmesi gereken ortak kriterlere yönelik bir teklif sundu. Sunulan teklif ile tüketicilerin, yeşil nitelikte olduğu iddiası ile satılan ürünlere yönelik daha güvenilir bilgi almasının sağlanması hedefleniyor. Teklifle ayrıca, ürünlerinin çevresel sürdürülebilirliğini iyileştirmek için gerçek bir çaba sarfeden işletmelerin haksız rekabete uğramak yerine, tüketiciler nezdinde itibarlarının korunması da amaçlanıyor. 

Avrupa Komisyonu tarafından yapılan bir araştırmaya göre, çevreci olduğu öne sürülen ürünlerle ilgili iddiaların %53'ü ile yanıltıcı, muğlak veya asılsız ifadelere dayanıyor. Yeşil ürünlere yönelik yapılan tanıtım ve reklamlara ilişkin ortak kriterlerin bulunmayışı, yeşil yıkama olaylarında artışa yol açıyor. Sunulan teklife göre, işletmelerin ürünlerinin çevreci olduğunu iddia edebilmeleri için belirlenen asgari şartlara uyum sağlaması ve bu iddialarının nasıl doğruladıklarını açıklaması gerekiyor.

Teklife göre, şirketler ürünleri veya hizmetleri hakkında 'yeşil iddialar'da bulunmayı tercih ettiklerinde, bu iddiaları nasıl kanıtladıkları ve nasıl ilettikleri konusunda asgari normlara uymak zorunda olacaklar. Örneğin aşağıdaki gibi yeşil iddiaların artık daha spesifik ifadelerle açıklanması gerekecek;

Geri dönüştürülmüş plastikten üretilmiş tişört

%30'ü geri dönüştürülmüş plastikten üretilmiş ambalaj

Okyanus dostu güneş kremi

İşletmeler yeşil iddialarında bulunmadan önce bu iddialarını bağımsız kuruluşlara onaylatmak ve bilimsel verilerle kanıtlamak zorunda kalacak. Avrupa Birliği'nde çevre ile ilgili mevcut yaklaşık 230 marka bulunuyor. Tüketicilerinde kafa karışıklığına yol açan bu çeşitliliğin önüne geçilerek daha şeffaf ve anlaşılır çevreci markalamaların getirilmesi planlanıyor. 

Avrupa Komisyonu "Net-Sıfır Endüstri Yasası" teklifini sundu

"Yeşil Mutabakat Endüstri Planı" kapsamında ABD'nin "Enflasyon Azaltım Yasası"na tepki olarak sunulan teklif, AB'nin net-sıfır teknolojilerindeki rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Yasa teklifi çerçevesinde net-sıfır teknolojilerinin geliştirilmesinin önündeki bürokratik engellerin kaldırılması ve bu teknolojilerin geliştirilmesi için ihtiyaç duyulan kritik hammaddelere olan bağımlılığın azaltılması amaçlanıyor. AB Komisyonu, net-sıfır teknolojilerin geliştirilmesi için ihtiyaç duyulan finansal kaynakların serbest bırakılması ile ilgili kuralları da gevşetmeye hazırlanıyor. 

Avrupa Birliği, yeşil dönüşümü bütüncül bir bakış açısı ile gerçekleştirmeye çalışıyor. Bu çerçevede "Net-Sıfır Endüstri Yasası" teklifi ile aynı hafta, AB'de yenilenebilir enerji teknolojilerinin yaygınlaştırılmasını hedefleyen "Elektrik Piyasa Dizaynı" teklifi sunuldu. İlave olarak net-sıfır teknolojilerinde yoğun bir şekilde kullanılan kritik metallerin tedarikinin güvene alınması için "Kritik Hammadde Yasası" teklifi sunuldu. 

ABD'nin Ağustos 2022'de tarihinin en büyük teşvik paketini içeren (369 milyar $) "Enflasyon Azaltım Yasası"nı çıkartarak, kendi topraklarında temiz teknolojileri finansal olarak destekleyeceğini duyurması, AB'de endişe ile karşılandı. "Yeşil korumacılık (green protectionism)" politikasını benimsemekle suçlanan ABD'nin hamlesine karşı pek çok ülkeden itiraz sesleri yükseldi.  

"Net-Sıfır Endüstri Yasası" teklifi, temiz teknolojilerin AB'deki üretim payını %40'a çıkarmayı hedefliyor. Güneş, batarya ve rüzgar gibi düşük emisyonlu teknolojilerde Çin'in dünya genelinde üretim payı %60'lara ulaşıyor. Elektrolizör üretiminde bu oran %40'ları buluyor. 

Avrupa Birliği, yıllık 1 GW'ın üzerindeki net-sıfır teknolojilerinin üretimi için gerekli izin sürelerini "ticari olarak elverişli" ve "ölçeklenebilir" olma şartlarını gözeterek 12 aya düşürmeyi planlıyor. Halihazırda bu süre 2-7 yıl arasında değişmekte. Yıllık 1 GW'ın altındaki tesisler için bu süre 9 ay ile sınırlandırılacak. İdari izin sürelerinin kısaltılması için üye ülkelerde sadece bir merkezin görevlendirilmesi de düzenlemeye dahil edilmesi planlanan maddeler asında yer alıyor. Bazı çevreci gruplara göre ise, izin sürelerinin kısaltılması çevresel açıdan bazı sorunlara yol açabilir. 

YRUM: Temiz teknolojilerin üretimi konusunda dünyada rekabet oldukça kızıştı. Rüzgar ve güneş enerji sektörü başta olmak üzere bu alandaki sektör temsilcilerinin talepleri dikkate alınarak Türkiye'de net-sıfır teknolojilerinin geliştirilmesinin hızlandırılması için acil tedbirler alınmalı.

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Kritik Hammaddeler Yasa Teklifi

Avrupa Komisyonu tarafından 16 Mart 2023'te "Net-Sıfır Endüstri Yasası" ile birlikte sunulan "Kritik Hammaddeler Yasası" temiz teknolojilerin olmazsa olmazı olan kritik hammaddelerin tedarikinin güvenliğini sağlamayı hedefliyor. Kritik hammadde listesinin güncellenmesini de sağlayacak olan yasa teklifinde yer alan yerel eylem hedefleri şöyle;

AB tüketiminin %10'nun AB topraklarından çıkarılması

AB'deki tüketim için yapılacak materyal işlemlerinin %40'nın AB'de gerçekleştirilmesi

AB'deki tüketimin %15'nin geri dönüşümden sağlanması

AB'nin her bir kritik materyale ilişkin tüketiminin %65'inden fazlasının tek bir üçüncü ülkeden sağlanmaması

AB'nin İklim Yasaları Mahkemeler için Ne Anlama Geliyor? 

Avrupa Yeşil Mutabakatı ile birlikte Avrupa Birliği'nde iklim ile ilgili yasal düzenlemelerde radikal değişiklikler göze çarpıyor. Özellikle "55'e Uyum Paketi" ile birlikte hükümetlerin eylemsizliklerine yönelik davaların artması bekleniyor. AB Emisyon Ticaret Sistemi'nin gözden geçirilmesi teklifi kapsamında AB üyesi ülkelerin uygulamaya yönelik gerekli tedbirleri almamaları, çeşitli davaların açılmasıyla ile sonuçlanabilir. 

Benzer şekilde iklim politikaları kapsamında AB üyesi ülkelerin taahhüt ettikleri beyanları yerine getirmemeleri de, mevcut yasalar çerçevesinde dava konusu olabilir. Yeşil dönüşüm kapsamında kırılgan grupların haklarının korunmasına yönelik uygulanması gereken planlarda gevşeklik gösterilmesi AB üyesi ülkelerin çeşitli davalar ile karşılaşmasına yol açabilir. 

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Şirketler İçin ESG ve Sürdürülebilirlik Trendleri

İklim değişikliğinin etkilerinin sertleşmesi, şirketlerin ESG performanslarının tüketiciler de dâhil olmak üzere çeşitli paydaşlarca mercek altına alınmasına yol açtı. Pek çok şirket sürdürülebilirlik performansını artırmak için eylemlerine "önemlilik değerlendirmesi" yaparak başlıyor. Bu kapsamda enerji kullanımı ve sera gazı emisyonları öncelikli konular arasında yer alıyor. 

Şirketler yapacakları değerlendirmelerde, faaliyet gösterdikleri sektörlerin doğasını dikkate almalı. Örneğin madencilik sektöründe çalışan bir şirket için atık yönetimi öncelikli bir konu iken, çağrı merkezinin yönetilmesi tali bir konu olarak değerlendirilebilir. Dolayısıyla, şirketlerin kendi sektörlerine yönelik yapacakları kapsamlı değerlendirmeler, net-sıfır hedefi doğrultusunda sağlıklı reçetelerin hazırlanmasına katkı sunacaktır. 

Şirketler için bir diğer önemli konu ise, farklı kapsamlara giren emisyonlarının doğru bir şekilde tespit edilmesidir. Kapsam 1, 2 ve 3'e giren emisyonlarla ilgili yapılacak analizler, sera gazı emisyonlarının doğru eylemlerle etkili bir şekilde azaltılmasını sağlayacaktır. 

Faaliyetlerde döngüselliğin artırılması için ürün ve servislerin tüm yaşam döngülerinin dikkate alınarak yenilikçi ve maliyet-etkin çözümler geliştirilmesi, şirketlerin ESG performanslarını önemli ölçüde artırarak finansal kaynaklara erişimini kolaylaştıracaktır. 

KENTSEL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Yerel Yeşil Mutabakat

"Yerel Yeşil Mutabakat", şehirlerin daha sürdürülebilir hale gelmesini için geliştirilen bir eylem planıdır. Yerel yönetimlerin sürdürülebilirlik ile ilgili güçlü adımlar atmaması halinde Avrupa Yeşil Mutabakatı ile belirlenen hedeflere ulaşmak oldukça güç.  Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan raporda, yerel yönetimlerin sürdürülebilirlik ile ilgili yaşadıkları sorunlar şu şekilde özetleniyor;

Geçişin önündeki en önemli engel bilgi veya teknoloji eksikliği değil, birleştirilmiş politikaların ve bunları uygulama kapasitesinin eksikliğidir. Ulusal düzeyde geliştirilen mevzuatlar sorunları teker teker ele alma eğilimindedir ve bu durum sorunun çözümüne etkisi olabilecek diğer ilgili sorunlara dair bütüncül bir bakış geliştirmeyi engellemektedir. Yerel düzeyde ulusal düzenlemelere genellikle bütüncül bakış açısında uzak bir şekilde silo mantığı ile uyulmaya çalışılmaktadır.

Silo mantığı ile yönetim anlayışı, yeşil dönüşümün gerçekleşmesi için ihtiyaç duyulan dinamizmin oluşmasını engelliyor. Şehir yönetimlerinin farklı paydaşları arasında iklim hafifletme ve döngüsel ekonomi gibi konularda yatay iletişim ve işbirliğinin güçlendirilmesi gerekiyor.

Şehir yönetimlerinin, iş dünyası ile koordinede kalarak iklim değişikliğine dair uzun dönemli yazılı taahhütlerde bulunması gerekiyor.

Farklı paydaşların dâhil olacağı ve vatandaşların aktif olarak katılım sağlayacakları aksiyon odaklı projelerin geliştirilmesi ve bu projelerin uygun finansal kaynaklar ile desteklenmesine ihtiyaç duyuluyor.

DİJİTAL DÖNÜŞÜM

Sürdürülebilir Dijital Dönüşüm

Yeşil dönüşümün sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için ihtiyaç duyulan dijital dönüşümün önünde bazı engeller bulunuyor. Yapay zeka teknolojilerinde yaşanan baş döndürücü gelişmeler, yeşil dönüşümün hızlanması için önemli imkanlar sunuyor. Yapay zekanın potansiyelinden gerçek anlamda yararlanabilmek için alınabilecek tedbirler;

Avrupa Birliği Yapay Zeka Yasası gibi yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi

Yapay zekanın kullanımı sürecinde şeffaflık, sorumluluk, kapsayıcılık ve güvenlik gibi prensiplere riayet edilmesi

Şirketlerin sürdürülebilirlik ile ilgili faaliyetlerini dijital dönüşüm çerçevesinde atacakları adımlar ile birlikte değerlendirmesi

TÜRKİYE'NİN NET-SIFIR YOLCULUĞU

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nde Yer Alan Önemli Değerlendirmeler

İzmir'de 21 Mart 2023'te gerçekleştirilen İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi'nin sonuç bildirgesinde yer alan yeşil dönüşüm ile ilgili değerlendirmeler şu şekilde;

*  Vergileme politikaları yeşil ekonomiyi teşvik etme esasıyla düzenlenecektir. 
*  İklim krizi insanlığın geleceği için çok büyük bir tehdittir. Karbondioksit salımını azaltmak ve Avrupa Yeşil Mutabakatı ile uyumlu bir biçimde karbon nötr kalkınmanın başarılması için gereken tüm yasal düzenlemeler yapılacaktır.
*  İklim Krizine karşı mücadelede karbon salınımına neden olan sektörlerde çalışanların yeşil işlere geçiş süreçlerini yönetebilecek yasal düzenleme ve kurullar oluşturulacaktır.
*  Doğayla uyumlu döngüsel işleyişe sahip teknoloji ve yatırımların geliştirilmesi için her türlü Ar-Ge, Ür-Ge ve uygulama faaliyeti teşvik edilecek, net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmak için gerekli düzenlemeler yapılacak, bu doğrultuda yeşil mutabakat kurallarına uyum desteklenecektir.
*  Meslek eğitim ve mesleki teknik eğitim koşulları geliştirilecektir. Mesleki ve teknik eğitim yeşil ve dijital dönüşümü de kapsayacak şekilde çağımızın güncel gelişmelerine uygun şekilde düzenlenecektir. Sanayinin ihtiyacı olan “nitelikli teknik eleman” ihtiyacının karşılanması için eğitim kurumları sayısı, eğitim kurumlarının mekânsal dağılımı ve sistemi yeniden yapılandırılacaktır.
*  Döngüsel ekonomi ve AB yeşil mutabakatı ile ilgili tedbir ve teşvikler arıtılacak, uyum sürecinde uygulama desteği verilecektir. 

 

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi

sürdürülebilirlik çevre ekonomi sürdürülebilir yeşil büyüme çevre kriziz iklim krizi Kuraklık susuzluk su krizi ekolojik denge çevre ayı