Sürdürülebilir Yeşil Büyüme

TAKİP ET

Sürdürülebilir Yeşil Büyüme

AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI  

⚡AB Enerji Verimliliği Direktifi üzerinde geçici uzlaşmaya varıldı. 

Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında görüşmeleri devam eden "Enerji Verimliliği Direktifi" ile ilgili yasama sürecinin sonuna yaklaşılıyor. AB'de ilk defa politika, plan ve yatırım kararlarında "ilk önce enerji verimliliği" prensibi yasal olarak güçlü bir şekilde ifade ediliyor. Anlaşmaya göre 2030 yılına kadar ulaşılması planlanan enerji verimliliği hedefi %11.7 olarak belirlendi. Enerji Verimliliği Direktifi'nde yer alan önemli hususlar şu şekilde;

Üye ülkelerin daha önce taahhüt ettikleri enerji verimliliği hedefleri yaklaşık iki katına çıkarılıyor. 2024-2030 yılları arasında nihai enerji tüketiminde yıllık %1.49 enerji tasarrufu hedefleniyor. Bu hedefin 2030 sonrasında yıllık %1.9'a yükseltilmesi planlanıyor. Kamu kurumları, tedarik edecekleri ürün, servis, bina ve işgücünde enerji verimliliği ile ilgili hususlara öncelik verecek. AB üyesi ülkeler kamu binalarının %3'lük kısmını enerji verimliliği açısından her yıl yenileyecek. Enerji tüketimi fazla olan şirketler için enerji yönetim sistemlerinin kurulumu zorunlu hale geliyor. Yıllık olarak 85 TJ'den fazla enerji tüketen -KOBİ'ler dâhil- tüm işletmeler enerji yönetim sistemlerine geçiş yapacak. 45.000'den fazla nüfusu olan şehirlerde yerel ısınma ve soğutma planları gözden geçirilecek. Üye ülkeler, enerji verimi yüksek ürünlere yönelik yenilikçi finansal çözümler üretecekler. Ayrıca yatırımlarının ne kadarını enerji verimliliği kapsamında değerlendirdiklerini rapor edecekler. Enerjiye ulaşım konusunda sıkıntı yaşayan bölgelerin sorunlarının çözülebilmesi için idari süreçler kolaylaştırılacak.

 

Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi, "Binaların Enerji Performansı Direktifi" ile ilgili politik uzlaşmaya vardı. 

 

Uzlaşmaya göre Avrupa Birliği'ndeki binalardan kaynaklı nihai enerji tüketiminin 2030 yılına kadar %11.7 oranında azaltılması hedefleniyor. Bağlayıcı olacak bu hedef doğrultusunda üye ülkelerin ulusal enerji ve iklim planlarını revize etme zorunlulukları bulunuyor. 2024 yılından itibaren artırılacak olan enerji tasarruf oranlarının 2030 yılına kadar yıllık ortalama %1.5 olması planlanıyor. Kamu binalarında enerji tasarruf oranı ise %1.9 olacak ve bu binaların her yıl %3'ü enerji verimliliği kapsamında yenilenecek. Uzlaşılan metnin Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Konseyi tarafından resmi olarak onaylanması sonrasında Avrupa Birliği Resmi Gazetesi'nde yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor. 

Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, Yeşil Mutabakat Endüstri Planı ile ilgili konuştu. 

ABD ziyareti sonrasında Avrupa Parlamentosu'nda konuşan von der Leyen'in konuşmasında öne çıkan hususlar;

ABD'nin Enflasyon Azaltım Yasası ile Avrupa Yeşil Mutabakatı arasında yatırım ve büyüme stratejileri açısından büyük bir benzerlik var. Avrupa Birliği'nden farklı olarak karbon ücretleri konusu ABD'de daha sınırlı bir şekilde uygulanıyor. ABD Başkanı Biden ile yapılan görüşmeler sonrasında, Avrupalı otomotiv üreticilerin vergilerden olumsuz etkilenmeyecek şekilde ABD pazarında yer alması ve AB'de çıkarılan veya işlenen kritik hammaddelerinin ABD piyasalarındakiler ile aynı kategoride değerlendirilmesi konularında uzlaşmaya varıldı. Bu sayede batarya tedarik zincirinin güvence altına alınması hedefleniyor. ABD ve AB, temiz teknolojilerin geliştirilmesi konusunda şeffaf bir şekilde diyaloğu sürdürme konusunda anlaştı. Avrupa Birliği'nin, temiz teknolojiler konusunda rekabet gücünü artırabilmesi için idari prosedürleri sadeleştirmesi ve finansal kaynaklara erişimi kolaylaştırması gerekiyor. 2022 yılında temiz teknolojilere yapılan yatırımlar bir önceki yıla göre %30 artarak 1 trilyon doları aştı. Avrupa Birliği, temiz teknolojiler konusunda rekabet gücünü artırmak için "Net-Sıfır Endüstri Yasası" ve "Kritik Hammadde Yasası" tekliflerini hazırlıyor. Kritik Hammadde Yasa teklifindeki düzenlemeler, elektrikli araçlar, çipler, bataryalar, rüzgar türbinleri ve güneş panelleri gibi temiz teknolojilerde yoğun olarak kullanılan maddelerin tedarikini ilgilendiriyor.

⚡AB Elektrik Piyasa Dizaynı'nın Gözden Geçirilmesi teklifi 

14 Mart 2022'de Avrupa Komisyonu tarafından sunulan teklif, yenilenebilir enerji üretimini artırmayı, tüketicileri artan elektrik fiyatlarından korumayı ve endüstrilerin rekabet gücünü iyileştirmeyi hedefliyor. Teklifin detayları şu şekilde özetlenebilir;

Uzun dönemli sözleşmeler ile yenilenebilir enerjiye dayalı elektriğe daha uygun fiyatlarda ulaşılması hedefleniyor. Hükümetler, şirketler ve vatandaşların destekleyeceği uzun dönemli fiyatlama anlaşmaları ile yenilenebilir enerji yatırımlarının hızlandırılması amaçlanıyor. Sabit fiyatlı sözleşmeler, birden fazla sözleşme hakkı, yenilenebilir enerjinin komşular ile paylaşılabilmesi, anlaşma öncesi detaylı bilgilendirme, kriz anlarında fiyatların düzenlenmesi, kırılgan gruplarının korunması, piyasaların daha dikkatli bir şekilde izlenmesi ve enerji depolama imkanlarının geliştirilmesi teklif ile birlikte gelen yenilikler arasında. Elektrik üreticileri ve tüketicileri arasında imzalanacak uzun dönemli "Güç Alım Anlaşmaları" ile tüketicilerin korunması hedefleniyor.

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Kurumsal sürdürülebilirlik bir takım oyunu haline geldi. 

Şireketlerin Sürdürülebilirlikten Sorumlu Genel Müdür/Başkan Yardımcısı (Chief Sustainability Officer (CSO)) pozisyonunun işgal eden yöneticiler, genellikle organizasyonların karbon ayak izini azaltmaya odaklanan teknik uzmanlardan oluşuyor. Alman teknoloji devi Siemens'in CSO'su Judith Wiese'ye göre, CSO'lar şirketlerde sürdürülebilirlik faaliyetlerini yürüten orkestra şefleridir. Waste Management şirketinin CSO'su Tara Hemmer ise CSO'lara tüm paydaşlar ile iletişim halinde kalarak sürdürülebilirlik ile ilgili uygulamaların hayata geçmesinde önemli roller düştüğü görüşünde. ESG ile ilgili raporlama standartlarında meydana gelen hızlı değişiklikler de CSO'ların işlerini zorlaştıran faktörler arasında yer alıyor. Güncel gelişmelerin takip edilerek sürdürülebilirlikle ilgili hazırlanan raporlamalara yansıtılması gerekiyor. Lojistik gayrimenkul sektörünün lider firması Prologis'in sürdürülebilirlik uzmanı Susan Uthayakumar'a göre sürdürülebilirlikle ilgili faaliyetler takım çalışmasını gerektiriyor. Bu düşünceden hareketle Uthayakumar; şebeke, enerji üretimi, yeşil binalar, ESG raporlaması, Kapsam 3 emisyonlarının ölçülmesi ve tedarik zincirinin iyileştirilmesi konularında uzmanlardan oluşan bir takım kurduğunu ifade ediyor. 

Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi, küresel ölçekte etki oluşturacak. 

Avrupa Birliği'nde 05 Ocak 2023 yılında onaylanan Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive (CSRD)), yatırımcı ve diğer paydaşları yeşil yıkamanın olumsuz etkilerinden korumayı hedefliyor. Avrupa dışındaki şirketlerin 2025 yılı sonrasında uyması gereken CSRD kapsamında raporlanması istenen hususlar;

ESG konuları kapsamında şirketin iş modeli, stratejisi ve politikalarının değerlendirilmesi

ESG risk ve fırsatlarının analizi

ESG hedefleri ve yıllık ilerleme durumu

Yönetim kurulunun sürdürülebilirlik ile ilgili rolleri (yetenekler ve teşvikler vb.)

Şirketin paydaşlarının çıkarlarının dikkate alıp alınmadığı

Fiili ve potansiyel etkilerin tespitine yönelik şirketin özen yükümlülüğünü yerine getirmek için aldığı tedbirler

Direktif'e göre, Avrupa Birliği'ndeki belirli şirketlerin ve Avrupa Birliği'nde 150 milyon €'dan fazla ciroya sahip yabancı şirketlerin kendi değer zincirlerini kapsayacak şekilde CSRD'ye uygun sürdürülebilirlik raporu hazırlama zorunluluğu bulunuyor. Bu şirketlerin kendi sürdürülebilirlik performanslarını artırabilmeleri için değer zincirlerinde daha sürdürülebilir olan işletmeleri tercih etmeleri bekleniyor. Diğer bir ifade ile, değer zincirlerinde sürdürülebilirlik performansı düşük olan işletmelerin AB'deki şirketlerle iş yapma olanaklarının zorlaşacağı tahmin ediliyor. 

SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Enflasyon Azaltım Yasası, küresel ölçekte temiz teknolojiler konusunda rekabeti etkileyecek

ABD tarihinin en büyük iklim destek paketi olan IRA (Inflation Reduction Act), temiz teknolojiler ve yerli elektrik araç üretimini destekleyecek 393.7 milyar dolar yatırım planlamalarını içeriyor. Yatırımların dağılımı şu şekilde;

Temiz teknolojiler: 250.6 milyar dolar

Üretim: 47.7 milyar dolar

Çevre: 46.4 milyar dolar

Ulaşım ve elektrikli araçlar: 23.4 milyar dolar

Tarım: 20.9 milyar dolar

Su: 4.7 milyar dolar

IRA'nın finansal destekleri hibe, vergi teşvikleri ve kredi garantilerini içeriyor. 216 milyar dolar ile kurumsal vergi kredileri, finansal desteklerin en büyük bölümünü oluşturuyor. 2025 yılından önce başlayacak olan güneş enerjisi, rüzgar türbini, jeotermal ve hidroelektrik santral projeleri için üretim vergi kredileri ve yatırım vergi kredilerinin sağlanması ön görülüyor. Bu kredilerden yararlanmak isteyen üreticilerin projelerinde belirli oranda yerli üretim hedeflerini yakalaması bekleniyor. Güç üretim tesislerinde kullanılan demir ve çelik gibi bazı ürünlerin belirli oranda olduğunu gösteren sertifikalar isteniyor. 2025 öncesinde başlayan projeler için yerlilik oranının en az %40, 2026 sonrasında ise %55 olması gerekiyor. 

Elektrikli araçlar için verilmesi planlanan 7.500$'lık destek için, bu araçlarda kullanılan kritik metallerin belirli bir oranının ABD'de çıkarılması şartı getiriliyor.  

TÜRKİYE'NİN NET-SIFIR YOLCULUĞU

 

çevre iklim krizi güneş enerjisi gündem