Sürdürülebilir Yeşil Büyüme: Avrupa Yeşil Mutabakatı

TAKİP ET

Yeşil Büyüme Haftalık Bülten

 

 

 

AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI  

Glencore'un batarya geri dönüşüm tesis kurma girişimi

İsviçreli hammadde ve madencilik devi Glencore, elektrikli otomobillere geçişle birlikte doğal kaynaklar alanındaki faaliyetlerini büyütmek amacıyla Avrupa'nın en büyük batarya geri dönüşüm tesisini kurmayı planlıyor. Şirket, 2027 yılına kadar İtalya'da tesis kurmak için Kanadalı Li-Cycle ile ortak bir çalışma başlattı. Lityum, nikel ve kobalt geri dönüşümü yapılması planlanan tesisinin, 600.000 adet bataryayı geri dönüştürme kapasitesine sahip olması planlanıyor. 

Aralık 2022'de Avrupa Birliği'nde bataryaların üretilmesi ve geri dönüştürülmesi ile ilgili düzenleme üzerinde uzlaşmaya varıldı. Bu düzenlemeye göre Avrupa Birliği sınırları içerisinde batarya satmak isteyen üreticiler madencilik faaliyetlerinden geri dönüşüme kadar tüm yaşam döngüsünü dikkate alarak karbon ayak izini hesaplamak zorunda. 

YRUM: Ulaşımda elektrifikasyonun artmasına bağlı olarak batarya ihtiyacının ve bu bataryaların kullanımında gerekli olan kritik metallere yönelik talebin gelecek yıllarda artması bekleniyor. Bu çerçevede Türkiye'nin batarya üretiminde döngüselliği artıracak şekilde düşük emisyonlu üretim tesisleri kurması ve üretilen bataryalarda geri dönüşüm oranlarını artıracak tedbirler alması gerekiyor. 

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi ne anlama geliyor?

Avrupa Birliği’nde belirli büyüklükteki şirketlere, tedarik zincirlerindeki partnerleri ile birlikte çevre ve insan haklarına yönelik yasal yükümlülükler getiren Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (Corporate Sustainability Due Diligence Directive-CSDDD) ile ilgili yasal sürecin sonuna yaklaşıldı.

İlk olarak Şubat 2022'de teklif edilen CSDDD üzerinde Avrupa Konseyi 1 Aralık 2022’de genel tutumunu belirlemişti. Teklifin, önümüzdeki günlerde Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’na getirilmesi ve sonrasında ise üçlü görüşmeler kapsamında ele alınması bekleniyor. Avrupa Birliği kurumları arasında teklif çerçevesinde benimsenen farklı yaklaşımlar nedeni ile üçlü görüşme (trialogue) sürecinin biraz zorlu geçeceği tahmin ediliyor. 

Ayrıntılı analiz için Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi Ne Anlama Geliyor?

Ulusal Kurumsal Sürdürülebilirlik raporlama sisteminin faydaları ve aşamaları

Kurumsal sürdürülebilirlik raporlamalarının gönüllülük esasından zorunluluk esasına kaydığı bir dönemden geçiyoruz. Kamusal ve özel finansal kaynakların gerçekten sürdürülebilir proje ve şirketlere aktarılabilmesi için evrensel kurumsal sürdürülebilirlik standartlarına ihtiyaç duyuluyor. 

Uluslararası kurumsal sürdürülebilirlik raporlama çerçevelerinin güçlendiği ve iklim değişikliğine bağlı olarak sorumlu tedarik zinciri uygulamalarının önem kazandığı günümüzde iyi işleyen ulusal bir kurumsal raporlama sisteminin oluşturulması ülkelerin net-sıfır hedefine ulaşmasını kolaylaştıracaktır.

Uluslararası Sürdürülebilirlik Standartlar Kurulu (International Sustainability Standards Board (ISSB))'nin çalışmaları mevcut kurumsal sürdürülebilirlik raporlama çerçevelerinin birleşmesi sürecini hızlandırdı. AB tarafından Ocak 2023’te yürürlüğe konan “Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (Corporate Sustainability Reporting Directive (CSRD))'nin değer zincirlerini de kapsaması nedeni ile geniş bir coğrafyada etki oluşturması bekleniyor. Aynı şekilde ABD'de sürdürülen yasa çalışmalarına göre halka açık şirketler için gelecek yıllarda iklimle bağlantılı yönetim, risk yönetimi ve iş stratejisi ile ilgili bildirimde bulunmak zorunlu hale gelecek.

Kurumsal sürdürülebilirlik raporlamasının enerji tasarrufu ve marka değerini yükseltme gibi pek çok faydaları da dikkate alındığında, uluslararası kurumsal sürdürülebilirlik raporlama standartlarına uyumlu bir milli raporlama altyapısının oluşturulması Türkiye’deki şirketlerin sürdürülebilirlik performansına büyük katkı sunacaktır. 

Ayrıntılı analiz için Ulusal Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Sistemi Kurulumunun Faydaları ve Aşamaları

SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK

BM'den 'Mavi Mutabakat' çağrısı

BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (United Nations Conference Trade and Development-UNCTAD)’nın 8 Mayıs’ta yayınladığı “Ticaret ve Çevre İncelemesi” raporunda en önemli tavsiye olarak küresel ticaret, yatırım ve inovasyon alanında bir ‘Mavi Mutabakat‘ çağrısı yapılması göze çarpıyor.

Raporda, bu mutabakat ile birlikte deniz ürünleri ticaretinin daha sürdürülebilir yollarla yapılmasının önündeki engellerin kalkacağı savunuluyor. Ayrıca, deniz yosunu ve deniz temelli plastik ikamesi madde üretiminin de artırılması tavsiyesinde bulunuluyor.

Rapora ulaşmak ve ayrıntılı analiz için BM Ticaret Kalkınma Konferansı’nın ‘Mavi Mutabakat’ Çağrısı

Sürdürülebilir Yatırım Forumu Paris'te gerçekleştirildi

Finans dünyasına sürdürülebilir yatırımlar konusunda açılımlar getirmeyi hedefleyen  Sürdürülebilir Yatırım Forumu’nun altıncısı 9 Mayıs’ta Paris’te gerçekleştirildi. Londra merkezli Climate Action kuruluşu ve BM Çevre Programı (UNEP FI) işbirliği ile gerçekleştirilen etkinlikte uluslararası kurumlar ve küresel finans dünyasının önde gelen isimleri de konuşmacı olarak yer aldı.

Forumun açılış konuşmasını yapan BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi İcracısı Simon Stiell’in değindiği önemli noktalar ise şöyle:

Gelişmekte olan ülkelerin 2030 yılına kadar iklim eylem planlarını uygulayabilmeleri için yaklaşık 6 trilyon dolara ihtiyaçları var.

Emisyonların azalmasını sağlayacak yenilenebilir enerji ve ulaştırma çözümlerinin belirli bir maliyeti var. Ancak gelişmekte olan ülkelerde görülen finansmana ulaşma zorlukları bu teknolojilerin istenen hızda yayılmasını engelliyor. Çin hariç gelişmekte olan ülkelerdeki temiz enerji yatırımı 2015'ten bu yana yaklaşık 200 milyar dolarda sabit kaldı.

Bu zorlukların aşılması için, görülen dağınık gayretlerin daha koordineli ve bütünleşik bir hale gelmesini sağlayan finansal bir reforma ihtiyaç duyuluyor. 

Yatırımcıların iştahını açmak için garantiler, sigorta, yerel para birimi kaynaklı risklerden korunma gibi risk azaltıcı unsurların geniş ölçekte kullanılması gerekiyor.