İstanbul Sergi Takvimi: Yeni Sezon Sergileri
İstanbul Sergi Takvimi: Yeni Sezon Sergileri
İstanbul Sergi Takvimi: Yeni Sezon Sergileri
Kültür ve sanat dünyasının en hareketli ayı eylül geldi çattı: Yeni sezon açılıyor! İstanbul Bienali ve Contemporary Istanbul gibi büyük ölçekli etkinlikler yeni edisyonlarıyla şehri hareketlendirirken, müze ve galeriler de sezonu yepyeni sergilerle karşılıyor. Bu ay yeni sergilerle Sarkis’in parmak izlerinden Nilbar Güreş’in yirmi beş yıllık sanat üretimine, hamamlarla bütünleşen yerleştirmelerden cam eserlere, kadın emeğinden insanın doğayı tahribatına birçok sanatçı, medyum ve tema ile buluşuyoruz; bu yazıda en yeni sergileri birlikte keşfediyoruz.
İstanbul’da sanatın farklı alanlarının nabzını tuttuğumuz theMagger Ajanda‘ya göz atmayı unutmayın!
İstanbul Sergi Takvimi
Eylül Sergi Takvimi
18. İstanbul Bienali | Çeşitli Mekanlar, 20 Eylül – 23 Kasım
İKSV tarafından düzenlenen İstanbul Bienali‘nin bu edisyonu, 2025’ten 2027’ye yayılan üç ayaklı bir yapıya sahip. Bienalin 20 Eylül – 23 Kasım tarihleri arasındaki ilk ayağı ise “kendini koruma” ve “gelecek olasılıkları” temaları etrafında kurgulanıyor. “Üç Ayaklı Kedi“nin ilk ayağında, Beyoğlu-Karaköy hattında birbirine yürüme mesafesinde konumlanan sekiz farklı mekânda dünyanın dört bir yanından 47 sanatçının eserleri izleyicilerle buluşuyor. Açılış haftasında canlı performanslar, film gösterimleri ve DJ setleri içeren bir kamusal program da sunuluyor. Bienal, Galata Rum Okulu, Zihni Han, Muradiye Han, Meclis-i Mebusan Caddesi No:35, Galeri 77, Külah Fabrikası, Eski Fransız Yetimhanesi Bahçesi ve Elhamra Han‘da ziyaret edilebiliyor.
Contemporary Istanbul: CI 20 | Tersane Istanbul, 24-28 Eylül
Türkiye’nin önde gelen uluslararası çağdaş sanat fuarı Contemporary Istanbul‘un yirminci edisyonunda, bir kez daha sanat profesyonellerini ve sanatseverleri bir araya getiriyor. Fuara paralel olarak 24 ve 25 Eylül’de gerçekleşecek CIF Dialogues 2025 Konferansı ise sanatçılardan küratörlere, mimarlardan koleksiyoner ve kültür liderlerine uzanan geniş bir topluluğu buluşturuyor. Etkinliğe Türkiye’den birçok galerinin yanı sıra Amsterdam, Barselona, Berlin, Beyrut, Buenos Aires, Cenevre, Dubai, Düsseldorf, Havana, Lizbon, Londra, Lubiyana, Madrid, New York, Paris, Prag, Riga, Seul’den galeriler katılacak; özel müze seçkilerinde ise Hamburg’dan UBS Digital Art Museum, Le Castellet’den Sigg Art Foundation, Sharjah’dan Barjeel Art Foundation galerileri ağırlanıyor. Focus America bölümü ise özellikle New York’a odaklanarak Amerika’nın dinamik çağdaş sanat ortamını ve kültürlerarası diyaloğa katkılarını ele alıyor.
212 Photography Istanbul | Çeşitli Mekanlar, 27 Eylül – 12 Ekim
Sekizinci edisyonunda şehrin iki yakasındaki 30’a yakın mekanda gerçekleşecek sergi ve etkinliklerle İstanbul’u sanatla buluşturacak 212 Photography Istanbul, bu yıl da multidisipliner yaklaşımıyla fotoğrafın hem tarihsel izlerini hem de deneysel boyutlarını görünür kılıyor. İkonik “Afgan Kızı” portresiyle tanınan Steve McCurry’nin “The Haunted Eye” sergisinin dünya prömiyeri etkinlik kapsamında İstanbul’da yapılıyor; bu sergi sanatçının 20 unutulmaz fotoğrafına ek olarak daha önce hiç sergilenmemiş 160 fotoğrafını bir araya getiriyor. Ayrıca Magnum Photos bünyesindeki Harry Gruyaert, popüler kültür ikonlarını fotoğraflayan Frank Ockenfels, brutalist mimariyi görselleştiren Christopher Herwig, kadın kimliği ve görsel anlatıyı birleştiren Cooper & Gorfer, rengi hipnotik bir dile dönüştüren Gilleam Trapenberg ve dijital kurgu ve gerçeklik arasındaki sınırları zorlayan Erik Johansson‘ın fotoğafları da etkinlik kapsamında görülebiliyor.
Noise_Media Art | bomontiada, 17-21 Eylül
Dünyanın sayılı medya sanatı etkinliklerinden biri olan Noise_Media Art, 2025 yılında üçüncü edisyonuyla bir kez daha İstanbul’u dijital sanatın küresel buluşma noktası haline getiriyor. Sanat, teknoloji ve müzik ekseninde disiplinlerarası bir deneyim sunan etkinlik, katılımcılara hem yaratıcı üretimi hem de güncel tartışmaları takip etme imkânı tanıyacak
Edirnekâri Çerçeveli Beş İkona | Dirimart Dolapdere, 3 Eylül – 12 Ekim
Sarkis‘in hafıza, zaman ve mekân üzerine uzun soluklu araştırmalarının bir devamı niteliğindeki “Edirnekâri Çerçeveli Beş İkona” sergisi, 1989 yılında Maçka Sanat Galerisi’nde açtığı “Savaş Meleği” adlı tek yapıtlık sergiye ve o dönemde suluboyayla gerçekleştirdiği, dokunma eylemiyle vücut bulan ikonalara referans veriyor. Sarkis’in bu süreçte parmak izini bir boya aracı olarak kullanmaya başladığı bu kendine özgü tekniği, Floransa’daki Santa Croce Bazilikası’na yönelik derin ilgisiyle bu sergide ortak bir zeminde buluşuyor. 19. ve 20. yüzyıllara tarihlenen Edirnekâri çerçevelerden yola çıkan sanatçı, bu özgün ahşap çerçevelerin içine yerleştirdiği aynaların yüzeyini, onlara parmaklarına sürdüğü özel boyalarla doğrudan temas ederek dönüştürüyor.
Derin Yansımalar | offgrid art project, 4 Eylül – 18 Ekim
Doğa, deniz, kum ve topraktan ilham alan iki sanatçı, Şebnem Kurtul ve Tuba Üstel ve malzeme, form ve renk üzerinden farklı sanat disiplinleri offgrid art project‘in “Derin Yansımalar” sergisinde bir araya geliyor. Kurtul, suyun şekillendirdiği taşlardan elde edilen camı gökkuşağının renkleriyle buluştururken, Üstel ise topraktan ürettiği seramiklerle denizlerin resif ve mercan ekosistemlerine görsel bir köprü kuruyor. Sergi, izleyiciyi hem doğanın hem de insanın içsel katmanlarını keşfetmeye davet ediyor.
Anima Machina | Pg Art Gallery, 9 Eylül – 11 Ekim
Ömer Faruk Yaman’ın “Anima Machina” sergisi, insan ile makine arasındaki ilişkiyi, Voyager adlı kurgusal bir figür aracılığıyla yeniden tartışmaya açıyor. Sanatçının figürleri, endüstriyel temsilin ötesine geçerek, makinenin insana eşlik eden duygusal ve varoluşsal katmanlarını görünür kılıyor. “Anima Machina“, insan ile makine arasındaki sınırların belirsizleştiği bir evren kuruyor.
Rüzgâr | Galeri Bosfor, 10 Eylül – 18 Ekim
Galeri Bosfor, yazın taşındığı yeni mekânında, yeni sezonu doğanın en gizli ve çağrışımlı güçlerinden birine odaklanan “Rüzgâr” adlı grup sergisi ile açıyor. Sergi, çeşitli disiplinlerden eserleri bir araya getirerek rüzgârı, bir doğa fenomeni, bir sembol, insan ve ekolojik yaşamın her alanına dokunan bir varlık olarak ele alıyor. Sergide, Ahmet Çerkez, Ahmet Elhan, Betül Kotil, Burcu Erden, Deniz Pire, Eda Soylu, Erman Özbaşaran, Funda Susamoğlu, Gökhan Tanrıöver, Ilgın Seymen, Işıl Kapu, Mithat Şen, Murat Atabek, Neslihan Başer, Olgu Ülkenciler, Renin Bilginer, Turan Aksoy, Uğur Daştan ve Yasha Butler‘ın işleri yer alıyor.
Nilbar Güreş: Kadife Bakış | Arter, 11 Eylül’den itibaren
Nilbar Güreş’in yirmi beş yılı aşkın bir süreye yayılan sanat pratiğine adanan “Kadife Bakış“, sanatçının Türkiye’deki ilk kurumsal solo sergisi. Sergi, Güreş‘in insan ile insan olmayan, gerçek ile kurmaca ve temsil ile soyutlama arasındaki sınırları muğlaklaştıran üretimini biçimlendiren görsel ve düşünsel katmanların izini sürmeye olanak tanıyor. Erken dönem işlerin ve yeni eserlerin bir arada sunulacağı sergide resim, gravür, kolaj, fotoğraf, heykel ve video gibi farklı mecralarda üretilmiş çalışmalardan oluşan kapsamlı bir seçkiye yer veriliyor.
Kendi Ağırlığında | x-ist, 11 Eylül – 11 Ekim
Metin Alper Kurt’un “Kendi Ağırlığında” başlıklı sergisi, mermerin hem kırılgan hem de sert yapısı arasında gerçekleşen gerilim üzerinden farklı bir anlatım dili oluşturuyor ve aynı zamanda bu gerilimin biçimsel olarak nasıl ifade edilebileceğine odaklanıyor. Sessiz, sade ve ölçülü formlar, taşın belleğinde saklı duyguları görünür kılarak izleyiciyi ‘kendi ağırlığında’ bir deneyime davet ediyor.
Birlikte/Togaether | SSM, 12 Eylül – 14 Aralık
Emirgan’daki Atlı Köşk’te bulunan Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi sezonu, 50 yılı aşkın süredir kadınların toplumsal deneyimlerini merkeze alan geniş katılımlı performanslarıyla uluslararası sanat dünyasında önemli bir yere sahip olan Suzanne Lacy‘nin “Birlikte/Toaether” başlıklı sergisi ile açıyor. Sanatçının video yerleştirmelerini ve kolektif üretimlerini Türkiye’de ilk kez kapsamlı biçimde bir araya getirecek olan, estetik olduğu kadar politik bir boyut da taşıyan sergi, müzelerin toplumsal sorunlar karşısındaki etki gücüne dikkat çekmeyi, izleyiciyi çağdaş sanatın toplumsal boyutuyla buluşturmayı ve sanatçıların bu konudaki sorumluluk ve etkisini vurgulamayı da amaçlıyor.
And Now For Something Completely Different | Anna Laudel İstanbul, 12 Eylül – 9 Kasım
Anna Laudel Istanbul, Daniele Sigalot’un dört yeni serisinden oluşan “And Now For Something Completely Different” başlıklı kişisel sergisine ev sahipliği yapıyor. Endüstriyel malzemeleri yenilikçi biçimde kullanan ve cesur yerleştirmeleriyle tanınan Sigalot, bu seride kimlik, hafıza, akıl ve hayal gücü arasındaki yaratıcı gerilimi ironik bir dille ele alıyor. Ziyaretçiler, sanatçının tasarımı olan raket ve toplarla oynanabilen performatif bir masa tenisi yerleştirmesiyle serginin parçası olmaya davet ediliyor.
Biz ve Onlar | Galeri Nev İstanbul, 12 Eylül – 7 Kasım
Cevdet Erek’in kişisel sergisi “Biz ve Onlar” sanatçının 2023’te Galeri Nev İstanbul’daki “çepeçerçeve” sergisinde başladığı “Misafir Tribünü” serisinin devamı niteliğinde. Sergi, içerdiği mekâna özgü yerleştirme ile de heyecan yaratıyor.
Ortak Duygular | Pera Müzesi, 16 Eylül – 18 Ocak
British Council Koleksiyonu‘ndan 29 sanatçının yapıtları, Pera Müzesi‘nde bir araya geliyor. 1930’lardan bu yana oluşturulan, Birleşik Krallık’tan 20. ve 21. yüzyıl sanatına odaklan ve yaklaşık 9000 eserden oluşan bu koleksiyon, “duvarları olmayan müze” olarak da anılıyor. “Özeni Korumak”, “Tanıdık Yüzler” ve “Hayali Gelecek” başlıklı üç bölümden oluşan sergi, kurumsal koleksiyon politikaları, sanat aracılığıyla bir araya gelen topluluklar ve sanat kurumlarının ve koleksiyonlarının geleceği üzerine düşünmeye davet ediyor. Eserlerine yer verilen sanatçılar arasında Tracey Emin, Damien Hirst ve David Hockney gibi isimler de var.
Toprak, Ateş, Su ve Havayla Yazılmış Bir Dize | Pera Müzesi, 16 Eylül – 18 Ocak
İsveçli sanatçı Åsa Jungnelius’un Türkiye’deki ilk kişisel sergisi “Toprak, Ateş, Su ve Havayla Yazılmış Bir Dize“, malzeme ve insan arasındaki ilişkiyi binlerce yıldır var olan fonksiyonel objeler ve camın sanatsal anlatılardaki yolcuğu üzerinden araştırıyor. Jungnelius’un yakın dönem cam ve mermer heykelleri—Denizli’deki cam işçileriyle iş birliği içinde bu sergi için özel olarak ürettiği dört yeni eserle birlikte—izleyiciyi kişinin malzemeyle kurduğu ilişki üzerine düşünmeye davet ediyor. Tarihi cam objeler, arkeolojik buluntular, toplanmış malzemeler ve göçebe geleneklere dayanan el dokuması ipler, sergi mekânında inşa edilmiş bir iskele yapısı içinde sergileniyor.
Ellerinde Toprak | Galerist, 16 Eylül – 8 Kasım
Elif Uras, Galerist‘teki dördüncü kişisel sergisi “Ellerinde Toprak” ile kadın emeğini tarihsel ve maddi kültür bağlamında yeniden düşünmeye davet ediyor. Sanatçının New York’ta torna ve elde şekillendirme teknikleriyle ürettiği seramik işleri, Osmanlı’dan bu yana Türk çiniciliğinin tarihi merkezi olan İznik’te döküm yöntemiyle gerçekleştirdiği eserleriyle ilk kez bir araya geliyor. Uras, değeri çoğu zaman göz ardı edilen kadın emeği ve taşıyıcısı olduğu geleneksel kültürel pratikleri direnişin, dayanıklılığın ve sürekliliğin güçlü anlatılarına dönüştürerek, onları mitik ve zamansız bir forma kavuşturuyor.
Meczup Şairler | Galerist, 18 Eylül – 18 Ekim
Brüksel merkezli sanatçı ikilisi :mentalKLINIK’in dört yıllık üretim sürecinin ürünü olan kişisel sergisi “Meczup Şairler“, dijital ve fiziksel düzlemleri kesiştiriyor. Sergi, bir yanda heykeller, mekânsal yerleştirmeler ve robotik eserler, diğer yanda sentetik kahinlerin işgal ettiği meta-sinematik bir yerleştirme aracılığıyla izleyiciyi çift katmanlı, performatif bir gerçekliğe davet ediyor.
90’lardan Beri Halı’dayız | Salt Beyoğlu, 19 Eylül – 1 Mart
90’lardan Beri Halı’dayız, akademi tarihinde örneğine az rastlanır şekilde gücünü esnek, açık ve kapsayıcı olmaktan alan, 1990’larda MSGSÜ Resim Bölümü’ne bağlı olarak faaliyet gösteren Halı Atölyesi‘nin sanat eğitimine yaklaşımına odaklanıyor. Gündelik hayat meseleleriyle kurduğu ilişkiyi araştırırken yaratıcı muhalefet ile kolektif üretimin potansiyellerine de dikkati çekiyor. Atölyenin kuruluşundan bu yana titizlikle inşa edilen fiziksel ve kavramsal bağların izini süren sergi, yolu bu mekândan geçmiş sanatçıların ortak üretimleri, kişisel işleri, arşiv malzemeleri ve tanıklıklarından derlenen bir kolaj sunuyor.
Where the River Burns | Zeyrek Çinili Hamam, 19 Eylül – 18 Ocak
Fransız sanatçı Juliette Minchin’in “Where the River Burns” başlıklı mekâna özgü kişisel sergisi Zeyrek Çinili Hamam‘da. Minchin’in İstanbul’daki ilk sergisi olan bu sergi, 16. yüzyıldan kalma hamam yapısının yakın zamanda gün yüzüne çıkarılan Bizans Sarnıcı ile soğukluk bölümlerine yayılıyor. Küratör Anlam de De Coster’ın davetiyle Minchin, hamamın mimari belleği ve zamana direnen ritüelleriyle diyalog kuran yeni bir proje üretmiş. Balmumu, kalay ve kâğıt gibi malzemelerin dönüşümüne dayanan bu çalışma; arınma, kehanet ve bakım temalarını merkeze alıyor.
Dönüşen Yeryüzü | Borusan Contemporary, 20 Eylül’den itibaren
Kanadalı sanatçı Edward Burtynsky, kırk yılı aşkın kariyerinde uygarlığın büyüme sürecini, doğayı nasıl dönüştürüp şekillendirdiğini ve kimi zaman da telafisi güç izler bırakarak nasıl tahrip ettiğini gözler önüne seriyor. Sanatçının kariyerinde öne çıkan projelere odaklanan sergi, Borusan Çağdaş Sanat Koleksiyonu tarafından sipariş edilen ve Türkiye’nin farklı coğrafyalarında erozyon konusuna odaklanan güncel projesiyle başlıyor. Perili Köşk’ün tüm katlarına yayılan sergi sanatçının önde gelen projelerine tematik olarak yer verirken, gezegenin günümüzdeki halini yansıtan çarpıcı manzaraları gözler önüne seriyor.
Gündelik Mucizeler | Kalyon Kültür, 17 Ekim’e kadar
Gerçek dönüşümün hayranlık uyandıran zamanlarda değil; fark edilmeyen anların içinde olduğunu belirten Kalyon Kültür, “Gündelik Mucizeler” başlıklı yeni grup sergisini 17 Ekim’e kadar ağırlıyor. Aslı Bora’nın küratörlüğünü üstlendiği sergi; Ayla Turan, Ebru Kocaer, Ecem Dilan Köse, Erhan Lanpir gibi değerli sanatçıları bir araya getiriyor. Seçki, ziyaretçilerini gündelik olanın içindeki olağanüstünü keşfetmeye davet ediyor.
Ufuk Çizgisinden Öteye | İstanbul Modern, 12 Aralık’a kadar
1953 yılında Nuri İyem’in öncülüğünde kurulan “Tavan arası Ressamları” olarak adlandırılan grubun da bir parçası olan Ömer Uluç’un eserleri, 21 Mart ile 12 Aralık tarihleri arasında İstanbul Modern’de sergileniyor. Türkiye sanat tarihinde önemli bir yere sahip olan Ömer Uluç’a adanan sergi, sanatçının farklı tarihlerdeki üretimlerini bir araya getirerek farklı ifade biçimlerini karşılaştırabilmeyi hedefliyor.
Karanlık Dünya | SALT Galata, 14 Aralık’a kadar
Metin Erksan’ın yönettiği ve Bedri Rahmi Eyüboğlu’nun senaryosunu yazdığı aynı adlı filmden ismini alan Karanlık Dünya başlıklı sergi, 14 Aralık’a kadar SALT Galata’da devam ediyor. Sanatçı Mike Bode ile senarist Caner Yalçın’ın uzun soluklu araştırmalarına dayanan sergi; Karanlık Dünya’yı yeniden inşa etmek üzere eklemeler, eksiltmeler ve kopmalarla filmi yeniden şekilleniyor. Filmin parçalı hâlini sahiplenen sergi; filmde yer alan ideolojileri, sansür mekanizmalarını ve üretim koşullarını sorgulamaya açıyor.
Bir Arada | Yapı Kredi Galeri, 4 Ocak 2026’ya kadar
Yapı Kredi Galeri’nin ikincisini gerçekleştirdiği Bir Arada başlıklı sergi dizisi, bu sefer karşımıza Fulya Çetin ve İlhan Sayın ile çıkıyor. 90’lardan beri üreten İstanbullu iki sanatçıyı karşımıza çıkaran sergi; kent ve doğa manzaları, hayvan ve insan portreleri, soyutlamalar ve objeler ile ilerliyor. Ayrıca dost da olan ikili, Bir Arada sergi dizisi için bitki ve insan olmayan hayvanların da özne konumunda olduğu büyülü bir dünya yaratıyor.
Basınç Altında, Suyun Üstünde | Arter, 11 Ocak 2026’ya kadar
Nilüfer Şaşmazer’in küratörlüğünü üstlendiği Basınç Altında, Suyun Üstünde başlıklı sergi kapsamında; on beş sanatçı bir araya geliyor. 11 Ocak 2026’ya kadar devam eden sergi; resim, heykel ve fotoğraf gibi farklı mecralardan üretimleri derliyor. Grup sergisi; çevresel felaketler, uluslararası çatışmalar, göç ve ekonomik istikrarsızlıktan yola çıkıyor; belirsizliklerin ve sosyal adaletsizliklerin yarattığı kaygıları merkeze alıyor.
Aklın Manzaraları | İstanbul Modern, 1 Şubat 2026’ya kadar
İstanbul Modern, 1 Şubat 2026’ya kadar insanlığa dair temel soruları üretiminin merkezine alan Ali Kazma’yı ağırlıyor. Kazma’nın geniş fotoğraf arşivinden özel bir seçkiyi de ağırlayan Aklın Manzaraları başlıklı sergi, sanatçının dünyanın bilinen en eski mürekkep üretimlerinden birini belgelediği “Sumi” (2025) adlı yeni yapıtını ilk kez izleyicilere sunuyor.
İstanbul Modern Sergileri | Süresiz
Şehirde farklı disiplinlerden üretim yapan uluslararası ve yerel sanatçıların buluşması noktası olan İstanbul Modern, çok yakın bir zamanda Karaköy’de bulunan eski binasında yeni bir tasarım ile kapılarını açtı! Yeni binasının tasarımında Centre Pompidou, Whitney Müzesi, Beyeler Vakfı Müzesi gibi uluslararası pek çok sanat kurumunu tasarlayan Pritzker ödüllü mimar Renzo Piano’nun imzası bulunuyor. İstanbul Modern’in bu yaz gezebileceğiniz sergileri arasında; Türkiye sinemasının usta ismi Nuri Bilge Ceylan’ın seyahatlerinden geriye kalan fotoğraflarını bir araya getiren Başka Bir Yerde, müzenin kadın sanatçıları desteklemek adına yüz yıllık bir mücadeleyi merkeze aldığı Hep Buradayız, Renzo Piano tarafından tasarlanan müzenin yapım aşamasını gözler önüne seren Mimarinin İnşası ve Renzo Piano: Yerin Ruhu, aralarında Refik Anadol da olmak üzere 250’ye yakın sanatçının hayal güçleri ve ayrıştırıldıkları noktalar ile yan yana geldikleri Yüzen Adalar yer alıyor.