Hidronik balanslama eksikliği, binaların konforunu ve enerji tüketimini olumsuz yönde etkiliyor

TAKİP ET

İklim koşulları, bina mimarisi, suyun sıcaklığı ve basıncı gibi değişken koşullar altında hidronik balanslaması bozulan iklimlendirme sistemleri, enerji tüketimini artırırken; aynı zamanda kullanıcı konforunu da olumsuz yönde etkiliyor.

Binalarda yer alan iklimlendirme sistemlerinin enerji maliyeti; sistem donanımının yeniliği, bakım durumu ve teknolojik özelliklerinin yanı sıra sistem içinde yer alan soğutkanın hidronik balanslamasına bağlı olarak değişebiliyor. Hidronik balanslama ayrıca kullanıcı konforunu, iklimlendirme sisteminin ömrünü, bakım ve onarım maliyetlerini de doğrudan etkileyebiliyor. Danfoss’un ticari binalarda en iyi iklimlendirme performansını elde etmek için dijital teknolojilerden yararlanarak geliştirdiği Akıllı Hidronik Sistemleri, binalarda, hidronik balanslamanın her koşulda eşit ve doğru seviyede olmasını sağlayarak, ticari binaların karbon ayak izinin azaltılmasına ve kullanıcı konforunun artırılmasına katkıda bulunuyor. 

İklimlendirme sistemlerinde hidronik balanslama göz ardı edilebiliyor

Hidronik balanslamanın binaların enerji tüketimi ve kullanıcı konforu üzerine etkileri hakkında değerlendirmelerde bulunan Danfoss Türkiye İklimlendirme Çözümleri Kıdemli Satış Müdürü Serkan Yavuz, “Küresel ölçekte yaşanan enerji krizi ve beraberinde gelen enerji maliyet artışı, ticari bina yatırımcılarının enerjinin daha etkin kullanıldığı sistemlere ve çözümlere yönelmesine sebep oldu. Önlem olarak, bir yandan en son teknolojiye sahip olan ürünler satın alınırken, diğer yandan da kullanıcı konforundan vazgeçmeden enerji tüketimini azaltabilmek için yatırım çalışmalarına ağırlık veriliyor. Ancak tüm bu yatırımların aksine, halihazırda kullanılan sistemlerin hidronik balanslaması göz ardı ediliyor. Hidronik balanslama eksikliği sistemlerin doğru performansta çalışmasını engellediği gibi, diğer yandan katlar ya da odalar arasında ısı farklarına, ses ve titreşim gibi kullanıcıları rahatsız eden etkenlere zemin hazırlıyor. Sistem açısından değerlendirirsek, bu eksiklik sisteme gereğinden fazla yük binmesine ve dolayısıyla daha fazla enerji tüketimine sebep oluyor. Anlık balanslama çalışmaları ise yatırımcısına maliyet, zaman ve iş kaybı; bina yönetimi personeline ise iklim geçişlerinde, mesafe değişkenliklerinde, gün içi sıcaklık farklılıklarında ve bina içi diğer cihazların yaydığı ısılar karşısında sürekli balanslama işlemi gerektirmesi sebebiyle iş yükü getiriyor. Anlık ve koşullara göre müdahaleler, kalıcı ve istikrarlı bir çözüm sunmuyor” dedi. 

 

enerji enerji tüketimi karbon ayak izi