Depremin Çocuklar Üzerindeki Psikolojik Etkileri

TAKİP ET

Depremin Çocuklar Üzerindeki Psikolojik Etkileri

Deprem çocuklara nasıl anlatılmalıdır?

Anlatacağımız içeriği çocuğun yaşına, mizacına ve ihtiyacına göre planlamanın faydalı olduğunu düşünüyorum. Anlatacak kişinin duygu durumu ise çok önemli. Anlatmaya bir kaynakla (iyi hissettiren şeyler) başlayıp, depremi anlatıp, akabinde tekrar bir kaynakla süreci aktarmakta fayda var.

Örneğin; “Dünyamız yemyeşil ormanları olan, masmavi denizleri olan bir gezegen… Biliyor musun çok uzun zamandır burada insanlar yaşıyor… Hayvanlar yaşıyor… Bitkiler yaşıyor… Burada çocukların oynayacakları parklar var, yiyecekleri meyveler var…” gibi iyi hissettirecek bir başlangıç yaparak ardından “Dünyamızın hareketleri var… Dünya güneşin etrafında döner… Kendi etrafında da döner… Deprem de dünyanın hareketlerinden biri. Dünyanın sallanması, yani deprem nadiren olur. Geçtiğimiz gün de böyle bir deprem oldu” gibi süreci aktarabilirsiniz.

Bundan sonra çocuğa güvence vermek, duygularına eşlik etmek, umut aşılamak çok önemli. Güvende olduğundan, alınan tedbirlerden bahsedebiliriz. Depremden etkilenen kişiler için yardım edebileceği ortamlar oluşturabiliriz. Çocuklarımızın duygularını ifade edebilmesi çok önemli. Yazmak, çizmek, oynamak, hareket etmek, iyi beslenmek, iyi uyumak, gün ışığına temas etmek, sosyal etkileşim oldukça değerli. Öte yandan çocuklarımızın zorlayıcı deprem olayının yanı sıra, iyi şeyleri de bilmeye çok ihtiyaçları var. İnsanların birbiriyle dayanışma içinde olduğunu bilmek, nezakete şahit olmak, ebeveynlerinin olabildiğince iyilik halini görmek onları güvende hissettirir. Belirsizliğin hakim olduğu bir dönemde, çocuğun hayatında öngörülebilir süreçleri mümkün kılmayı önemsiyorum. Bu nedenle mümkün olan bir fırsatta rutinlere dönmek önemli.

Çocukları yanlarındayken televizyondan ya da farklı kanallardan deprem görüntülerini izleyen ebeveynler var. Bu yaklaşım çocukların psikolojisini nasıl etkiliyor?

Hepimiz zor bir dönemden geçiyoruz. Bilgi alma ve yardım etme motivasyonumuzu değerli buluyorum. Fakat sürekli maruz kaldığımız içeriklerin kendimizin ve çocuklarımızın sinir sistemleri üzerinde önemli bir etkisi var. İkincil travma, bireyin durumu bire bir deneyimlememiş olmasına rağmen sürece şahit olmaktan kaynaklanan bir durumdur. Uyarılmış sinir sistemimiz travma yanıtları vermeye hazır hale gelir. Savaşma, kaçma ya da donma yanıtları verebiliriz. Disregüle olmuş sinir sistemimizi çocuklarımız da fark ederler. Haber alma ihtiyacımızı orantılı bir şekilde karşılamak çok önemli. Ebeveynlerini sürekli dehşet içerisinde görmek çocuğu da tekinsiz hissettirecektir. Çocuklarımızın içinde bulundukları yaşa göre ve merak ettikleri kadarını onlara anlatabiliriz. Duygularımızdan bahsedebiliriz. Ama bunu yaparken de güvende olmaya, umuda, dayanışmaya atıfta bulunmak çok mühim. Zorlayıcı içeriklere çocukların maruz kalmaması çok önemli.

deprem master planı çocuk parkı etkileri