Deprem bölgesinde salgın hastalık riski var mı?

TAKİP ET

Sağlık Bakanlığı, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından tüm bölgelerde enfeksiyon ve salgın riskine karşı suların yoğun şekilde klorlanması, şüpheli ishal vakalarında erken uyarı için düzenli numunelerin toplanması, çadır kentlere kuduz ve tetanos aşılarının dağıtılması gibi önlemler alıyor.

Depremzedelerin ve bölgede bulunan kişilerin enfeksiyon ve salgın hastalık riskinden korunması için çalışma yürüten Bakanlık, depremden etkilenen illerde Halk Sağlığı Koordinasyon Merkezlerini kurdu. Ayrıca 80 bin 516 tetanos aşısı, 3 bin doz tetanos serumu ile kuduz aşıları bölgeye sevk edildi. Çalışmaları şu an Kahramanmaraş'tan koordine eden Bakanlık Halk Sağlığı Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mehmet Enes Gökler, depremin ilk anından itibaren halk sağlığını korumaya dönük önlemlerin alındığını söyledi.

Giresun Üniversitesi Eczacılık Dekanı ve Kadıköy Medikana Hastanesi'nde görevli Prof.Dr. Bengi Başer mevcut durumda atılan adımların yeterli olup olmadığını değerlendirdi: "Bu önlemler doğru ve yaygın olarak yapılırsa elbette ancak şunun için yetmez; bir kere insanlar ölülerini bile toplayamıyor. Kokma başladı. Öncelikle onların ortadan kaldırılması lazım. Bununla ilgili bir eylem planı çizilmeli. Çok fazla ulaşılamayan bölge var. Oralardakileri de genel bir merkezde toplayabilmeliler. İkincisi tuvaleti çözmeden olmaz. Mobil tuvalet işi hala halledilemedi." 

Prof. Dr Bengi Başer, bölgede aşı sıkıntısına da dikkat çekiyor. Tetanos aşılarının alındığını belirten Başer, "Ama bu sayı da yetemeyecek gibi görünüyor, daha fazla gerekebilir. " diyor. Soğuktan mağdur olan insanların belli yerlerde kalabalıklaşmaya başladığını belirten Başer, "Maske ve dezenfektan dağıtımı, hijyen ürünlerinin götürülmesi gibi pek çok organizasyonun yapılması gerekli. Aşı zamanı gelen insanlar, çocuklar var. Bunlar da olursa ancak o zaman belki yeterli olmaya başlayabilir. Şu an için çözümden hala oldukça uzağız." ifadelerini kullandı.

Doç. Dr. Gökler ise depolarda yeterli sayıda aşının mevcut olduğunu belirterek, kurulan çadır kentlere de mini buzdolapları veya aşı nakil kapları yerleştirildiğini belirtiyor ve ekliyor:  "Bundan sonraki süreçte de çocuklarımızın bağışıklama durumlarıyla alakalı durumlarını saptayıp, eksik aşısı olan veya zamanı gelen çocukların bağışıklamasını yapacağız. Bununla ilgili de çadır tespitlerini yürütüyoruz."

Bundan sonrası için de en önemli şeyin çadırlar ve soğuktan korunma olduğunu belirten Bengi Başer, çadırların da tek başına değil ısınma sistemleri ile birlikte verilmesi gerektiğinin altını çizdi: "Hakikaten çok soğuk. Isıtma sistemleri olmadan çadırlar tek başına işe yaramıyor. Seyyar tuvalet meselesi de öyle, bunlar zor şeyler değil. İlk 48 saat tüm koordinasyon açısından en önemli zamandı. Ondan sonra zaten enkaz altından canlı kurtarma ihtimali çok azalıyor. Sonrasında kurtarılanların da soğuk ve hastalıklarla mücadelesi başlıyor. Biz bu anlamda ne yazık ki sınıfta kaldık. Çok büyük bir organizasyonsuzluk, başıboşluk ve çok başlılık mevcut."

Deprem salgın hastalık