AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI

TAKİP ET

"Dünyada Emisyon Ticaret Sistemleri 2023 Yılı Durum Raporu" Uluslararası Karbon Eylem Ortaklığı tarafından yayımlandı.   Dünya genelinde güçlenen karbon rejimlerinin son durumunu göstermesi açısından önemli veriler içeren raporda öne çıkan hususlar şu şekilde;

 

· 2013 yılından itibaren dünya genelinde emisyon ticaret sistemlerinin (ETS) sayısı 13'ten 28'e, emisyonların kapsanma oranı ise %8'den %17'ye yükseldi.
· Pilot uygulama sonrasında yürürlüğe giren Çin ETS'si kapsadığı hacim açısından dünyanın en büyük emisyon ticaret sistemi (ETS)'si haline geldi.

· Kaliforniya/ABD ve Quebec/KANADA'ya ait ETS'lerin başarılı bir şekilde entegre olması dünyadaki diğer ETS'ler arasındaki irtibatın kurulması açısından başarılı bir örnek sayılıyor.

· ETS'ler, Paris İklim Anlaşması ile birlikte net-sıfır hedefini beyan eden ülkelerin, kendi sektörlerini karbondan arındırabilmeleri açısından kritik bir rol üstleniyor.

·  Özellikle Latin Amerika ve Asya-Pasifik ülkeleri başta olmak üzere dünya genelinde 20 yeni ETS'nin kurulumu ile ilgili çalışmalar devam ediyor.

· 2022 yılından yaşanan tüm sorunlara rağmen genel olarak karbon ücretlerinde dikkate değer bir artış yaşanmadı. Yaşanan ciddi sorunlar karşısında ETS'lerin sağlıklı bir şekilde işlemeye devam etmesi, bu sistemlerin operasyonel olgunluğa eriştiğini gösteriyor.

· ETS'lerden elde edilen gelirler 2022 yılında 63 milyar €'ya ulaştı. Elde edilen bu gelirler genel olarak iklim eylemleri, yeni teknolojilerin desteklenmesi ve kırılgan grupların desteklenmesi için kullanıldı.

· Avrupa Komisyonu İklim Eylemi Eski Genel Müdürü Profesör Jos Delbeke'a göre enerji güvenliği ile iklim eylemleri arasında güçlü bir bağlantı var. Avrupa Yeşil Mutabakatı ile benimsenen hedefler doğrultusunda yürütülecek çalışmalar AB'nin enerji güvenliğinin sağlanması açısından da önemli.

· Raporda, Türkiye'de düzenlenen İklim Şurası'nda, 2024 yılından itibaren pilot uygulama şeklinde milli ETS sisteminin devreye girmesinin tavsiye edildiğine yer veriliyor.
Türkiye'nin sağlıklı işleyen bir milli ETS kurulumunda gecikmesi, yeşil dönüşüm için gerekli finansal kaynakların toplanmasını güçleştirecektir. 
 Yeşil teşviklerle ilgili dünyada yaşanan yarış ne anlama geliyor?
ABD'nin kendi net-sıfır endüstrilerini desteklemek için Enflasyon Azaltım Yasası vasıtasıyla açıkladığı 369 milyar dolarlık devasa teşvik paketinin ardından Avrupa Birliği'nin "Yeşil Mutabakat Endüstri Planı" ile benzer yönde adım atması yeşil teşviklerle ilgili yarışı kızıştırdı. Dünya Ekonomik Forumu'nda yer alan makalede bu konu ile ilgili şu değerlendirmelere yer veriliyor;

· ABD'nin elektrikli araçlar ve bataryalara yönelik yerel üretimi artırmak için aldığı tedbirler Güney Kore ve Japonya'da bazı şirketlerin faaliyetlerini Kuzey Amerika'ya kaydırma ihtimalini doğurmasından dolayı endişe ile karşılandı.
· Volkswagen, Doğu Avrupa'daki yatırım planlarını durdurarak, faaliyetlerinin odak noktasını Kuzey Amerika'ya kaydırdığını açıkladı.

· Yaşanan gerginliklerin arasında ABD ile Japonya arasında elektrikli araçlarda kullanılan kritik metallere yönelik uygulanan gümrük vergileri konusunda uzlaşmaya varıldı. Bu anlaşma ile ABD'nin ticari partnerlerinin Enflasyon Azaltım Yasası'ndan daha fazla yararlanabilmesinin önü açıldı.

· Sektörlerin acilen karbondan arındırılmasına yönelik ortaya çıkan ihtiyaç, devlet müdahalelerinin artmasına yol açtı.
· ABD ve AB'nin net-sıfır teknolojilerle ilgili ortaya koydukları yerli üretim hedefleri, piyasalarda kaymalara ve yeşil dönüşümün yavaşlamasına yol açabilir.

· Afrika, temiz teknolojilerin üretimi için gerekli olan kritik metal ve minerallerin yaklaşık %30'una ev sahipliği yapıyor. Örneğin Demokratik Kongo Cumhuriyeti kobalt ve platinyum rezervlerinin yaklaşık %70'ini, Zimbabwe ise lityum rezervlerinin %20'sini elinde bulunduruyor. Uluslararası Enerji Ajansı'na göre 2040 yılına kadar lityuma duyulan ihtiyaç 40 kat; grafit, kobalt ve nikele duyulan ihtiyaç ise %20-25 arasında artacak. Gelişmiş ülkelerin kendi temiz endüstrilerini teşvik etmesi, bu ülkelere temiz teknoloji yatırımlarının gerçekleşmesini güçleştiriyor.

· ABD'nin, Enflasyon Azaltım Yasası'nda yer alan üretimin belirli bir oranının ABD topraklarında gerçekleştirmesine dair "yerel içerik" şartı, Dünya Ticaret Örgütü'nün bu yöndeki kuralının ilk defa ihlal edilmesi anlamına geliyor. Bu düzenlemelerin, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere yapılacak yabancı yatırım miktarının azalmasına yol açacağı ifade ediliyor.


SEKTÖREL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
 Avrupa Birliği'nden yeşil dönüşüm için kritik hammadde hamlesi
Volkswagen'in faaliyetlerini ABD'ye taşıması halinde "Enflasyon Azaltım Yasası" kapsamında 10.54 milyar dolarlık finansal destekten yararlanabileceği ifade ediliyor. İsveç'in önde gelen kimyasal geri dönüşüm şirketi olan Sulzer AG'nin de yatırımlarını ABD'ye kaydırabileceği konuşuluyor. Çin'in "Çin Malı 2025" politikası, özellikle rüzgar, güneş enerjisi ve bataryalarda Çin'deki yerli üretimi önemli ölçüde artırdı. 
Avrupa Birliği'nin "Yeşil Mutabakat Endüstriyel Planı" çerçevesinde devlet yardımları konusundaki kuralları gevşetmesi, tek marketin işleyişi adına bir takım riskleri beraberinde getiriyor. Güçlü ekonomilere sahip olan AB üyelerinin kendi net-sıfır endüstrilerini finansal olarak destekleyebilmesi karşısında, daha zayıf ekonomilere sahip olan üye ülkelerin bu desteklerden mahrum olması, AB genelinde bir takım politik tartışmalara yol açabilir. 
Temiz teknolojilerde Çin'den ithal edilen ekipmanlara önemli ölçüde bağımlı olan AB'nin, sadece bataryalar konusundaki bağımlılıktan kurtulabilmesi için 160 milyar dolar sermaye yatırımı yapması gerektiği tahmin ediliyor. Bu çerçevede, "Kritik Hammade Yasası" ile bağımlılığa yol açan hammaddeler ile ilgili geri dönüştürme oranlarının %15'e yükseltilmesi, AB'nin maliyetlerde önemli ölçüde tasarruf yapmasını sağlayabilir. 
 Avrupa Birliği'nde ulaşımda elektrifikasyona fren
Ulaşımdan kaynaklanan emisyonlar, insan kaynaklı emisyonların beşte birine yol açıyor. Bu çerçevede Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında 2035 yılından sonra sadece elektrikli araçların üretilmesine izin veren düzenleme net-sıfır hedefine ulaşılabilmesi açısından önemli. AB'de araçlar için yeni emisyon standartları getiren düzenlemeye Almanya ve İtalya'nın karşı çıkması sonrasında, sadece karbon-nötr yakıtları kullanan araçlara izin verilmesi şeklinde bir ara çözüm ile uzlaşma sağlandı. 
Nature'da yayımlanan bir makaleye göre, "karbon-nötr yakıt" kavramı bilimsel açıdan yanıltıcı bir ifade. Hidrojen gibi karbon-nötr olarak sınıflandırılan yakıtlar hem maliyetli, hem de fizibilite açısından yeterince test edilmedi. Biyokütlenin yakıt olarak kullanılmasının da, tarımsal alanların ağırlıklı olarak enerji üretiminde kullanılan ürünler için kullanılmasına yol açması gibi bazı mahsurları var. 
İçten yanmalı araçların üretimine devam edilmek istenmesinin asıl nedeni kısa dönemli bakış açısının meydana getirdiği körlük. Elektrikli araçlara geçiş için şarj istasyonlarının yaygınlaştırılması ve elektrik şebekesinin modernizasyonu gibi kapsamlı dönüşümün meydana getireceği maliyet ve iş yükünden kaçınmak isteyen bu anlayış, mümkün olduğunca içten yanmalı araçların üretiminin devam etmesini istiyor. 

KURUMSAL SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK
 Sürdürülebilir finans ne anlama geliyor?
Avrupa Yatırım Bankası Sürdürülebilir Finans Başdanışmanı Eila Kreivi'ün sürdürülebilir finans ile ilgili yazısında dikkatimizi çekenler;

· Sürdürülebilir finans, yatırım kararlarına ESG (çevre, sosyal ve yönetim) kriterlerinin de dâhil edilmesi anlamına geliyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı çerçevesinde endüstri, teknoloji ve ulaşım ile ilgili hedeflerin gerçekleştirilebilmesi için sürdürülebilir finans kriterlerine uyulması gerekiyor.

· Çevresel etkiler dikkate alınarak yapay göllere güneş enerji sistemlerinin kurulması, park alanlarında araçları koruyacak şekilde güneş panellerinin yerleştirilmesi, enerji depolama imkânlarının artırılması ve elektriğe yüksek talebin olduğu saatlerde şebeke güvenliğinin sağlanması için yatırımların yapılması sürdürülebilir finans açısından yapılabilecek yatırımlara verilebilecek güzel örnekler arasında yer alıyor.

· Avrupa Yatırım Bankası, hangi projelerin daha sürdürülebilir olduğunu değerlendirebilmek için biyologlar, mühendisler ve çeşitli alanlarda uzmanların görüşlerinden istifade ediyor.

· Kamu yatırımlarının yeşil dönüşümü finanse etmeye tek başına yeterli olmaması nedeni ile özel yatırımların da sürdürülebilir projelere aktarılması gerekiyor. Bu çerçevede Avrupa Yatırım Bankası uygun koşulları sağlamaya çalışıyor.
TÜRKİYE'NİN NET-SIFIR YOLCULUĞU
Fortune Türkiye, Fortune 500'deki şirketlerin sürdürülebilirlik ile ilgili performansı açısından önemli bir çalışmaya imza attı. 
Yapılan çalışmaya göre Fortune 500'deki şirketlerin sadece 88'i, sürdürülebilirlik performansının değerlendirilebilmesi için yeterli veri paylaştı. "Fortune Türkiye & CRIF Türkiye  Sürdürülebilirlik" çalışmasında ortaya çıkan sonuçları şu şekilde özetleyebiliriz;

Çalışmaya Katılan Şirketler

·Çalışma için BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Küresel Raporlama İnisiyatifi (Global Reporting Initiative (GRI)) ile ilgili kapsamlı anket soruları hazırlandı.

· 15 Ekim 2022 - 27 Ocak 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilen anket çalışmasına, şirketlerin 146'sı katılamayacağını beyan ederken, tedarik zinciri içinde ESG sürdürülebilirlik değerlendirmesi için küresel bir dijital platform olan Synesgy sistemine kayıt yaptıran şirketlerin sayısı ise 167 ile sınırlı kaldı. Buna göre Fortune 500'deki şirketlerin üçte biri sürdürülebilirlik konusuna öncelik vermesine rağmen sadece 88 adedi değerlendirme için yeterli veri sağlayabiliyor.

· Sürdürülebilirlik skorlarının dağılımına gelince; şirketlerin 19'unun A, 33'ünün B, 14'ünün ise C notu aldığı görülüyor. Bu notlara göre anket çalışmasına veri sağlayan şirketlerin %75'i sürdürülebilirliğe uyum konusunda ortalamanın üzerinde performans göstermiş durumda.

· Çalışmaya katılan şirketlerin sadece %26'sı toplum ve çevre ile ilgili sosyal sorumluluk yönergelerine uyduğunu ifade ediyor. Sürdürülebilirlik raporlaması yapan şirketlerin oranı ise %52.

· Yeterli veri sağlayan şirketlerden 72'si emisyonlarını ölçtüğünü ifade ederken, ürünlerin karbon ayak izinin ölçüm oranı sadece %30 seviyesinde.
·Enerji verimliliği konusunda şirketlerin %39'u herhangi bir tedbir almadığını ifade ediyor.
Bankacılık Sektöründe Sürdürülebilirlik - Sektör Görünüm Raporu
Sürdürülebilirlik alanında faaliyet gösteren danışmanlık şirketi Escarus tarafından Türkiye Bankalar Birliği için hazırlanan raporda şu değerlendirmelere yer veriliyor;

· Yeşil dönüşüm ve iklim finansmanı konularının bankalar için önemi her geçen gün artıyor.

· Türkiye'de bankacılık sektörü enerji verimliliğine, yenilenebilir enerji ve sürdürülebilirlikle ilgili projelere, dünyadaki gelişmelere paralel olarak daha fazla ilgi gösteriyor.

· Birleşmiş Milletler Çevre Programı Finans Girişimi (UNEP FI) himayesinde kurulan Net-Sıfır Bankacılık Birliği, yatırım araçlarını 2050 yılına kadar net-sıfır hedeflerine uyumlu hale getirmeyi taahhüt eden bankaları bir araya getiriyor.

· Uluslararası Finans Kuruluşu (International Finance Cooperation (IFC)) tarafından yayımlanan "IFC Performans Standartları", finansal olarak desteklenen projelerin çevresel ve sosyal açıdan yönetilmesi için bir yol haritası sunuyor.

DİPNOT: EMİSYON TİCARET SİSTEMİ (ETS)  NEDİR?: Sistem dahilindeki tesislerin sera gazı emisyonlarına bir üst sınır belirlenir. Bu şekilde belirli bir zaman içinde atmosfere salınacak sera gazlarının miktarı belirlenip kesinlik sağlanır ve böylece ülkeler bu miktarlara dayanarak iklim politikalarını belirleyebilirler.

unep iklim yeşil dönüşüm kurumsal sürdürülebilirlik