BAKMAK İLE GÖRMEK
Hiç unutmam, lise yıllarında hocamız sınıfa girdi ve kimse pencerelerin olduğu tarafa bakmadan sınıfta kaç pencere olduğunu söylesin dedi.
Okulda birde yatılı öğrenci olarak gece gündüzümüzü geçirdiğim halde, sınıfa kimse bilemedi.
İşte dedi hocamız her gün bakıyorsunuz ama görememişsiniz.
Arkasından ikinci soruyu patlattı. Her gün elimizde kullandığımız para banknotlarının üzerinde yer alan görsellerin neler olduğunu sordu.
Tüm sınıf yine çuvallamıştık, her gün kullandığımız ve cüzdanımızda tuttuğumuz kağıt paraların üzerinde yer alan görsellerin ne olduğunu bilmiyorduk. Dikkat etmemiş idik. Hocamız işte size bakmak ve görmek arasındaki farka ikinci örnek.
O gün bugündür, hocamızın bu anlatımı aklımdan hiç çıkmadı.
Çevremizdeki olaylara çoğunlukla bakıyoruz ama görmüyoruz.
Görmeye çalıştığımızda ise bizlere sunulan algıyı görüyoruz, ya da bize gösteriyorlar.
İstihbaratçılar söyler, bir olayın (darbe, girişim, terör olayı, savaş vb) vatandaşa sunulan senaryoyu değil de, perde arkasını görmek istiyorsanız sadece bu olay sonundaki kazançlı çıkan tarafı araştırın der.
Sorgulayan ve analitik düşünmeye çalışan biri olarak hep bakmak yerine görmeye çalıştım.
İnternetteki bilgi dezenformasyonu neyin doğru neyin yanlış olduğunu da ıyice zorlaştırdığını da eklemek isterim. O yüzden bilgileri hep farklı kaynaklardan teyit etmek çok önemli.
İkiz kuleler yıkıldı, savaşa hayır diyen Amerikan halkı Irak'a girilmesine onay verdi.
Nato'nun Avrupa kanadı silahlansın, biz dünyanın tek bekçisi değiliz, askeri harcamalar ekonomimizi olumsuz etkiliyor diye yıllardır baskı yapan ABD; Ukrayna'yı dizayn ederek savaşı başlattı. Almanya'nın %3 olan askeri harcama oranı %9’lara geldi. Tüm Avrupa silahlanmaya başladı.
Özetle Amerika Ukrayna savaşı ile bir taşla birden fazla kuş vurmuş oldu. Hem Rusya'nın zayıflaması hem de uzun süredir baskı yaptığı Avrupa'nın silahlanmasını sağlamış oldu.
Bu arada stratejik adımların öngörülmeyen açılımları da oluyor. Avrupa sağlık ve çevrecilik projelerine ayıracağı fonları silahlanmaya harcadığı gibi aynı zamanda Rusya'nın doğalgaz misillemesi karşısında Kömür Santrallerinin elden geçirilerek tekrar kullanımını gündeme getirdi.
2050 0 karbon salınımı hedefi bu gelişmeler ile onlarca yıl ertelenmiş oldu. Bu da çocuk ve torunlarımıza yaşanabilir Dünya bırakmak ve iklim değişikliği ile mücadele kapsamında büyük bir hayal kırıklığı anlamına gelir.
Esasında size samimî bir itirafta bulunayım mı....
Hiç bir ülkenin bugünkü yöneticileri o kadar uzun vadeli düşünmüyor. Herkes gününü kurtarma peşinde.
Pandemi döneminde dünyanın sözüm ona büyük devletlerin aşıları sadece kendi vatandaşlarına yapıp gelişmemiş ülkeleri nasıl kendi kaderlerine bırakıldığını gördük.
Son bir örnek de Yunanistan'ın bizi tahrik etmeye çalıştığı iradenin arkasında Rusya ile ilişkilerin iyileşmesi hatta Ruble - TL ticaret anlaşmasının yattığı.
Bu tespitler benim sorgulayarak görebildiğim kadarı, eksikleri hatta yanlış yorumları da vardır mutlaka.
Fakat önemli olanın önümüze konan senaryoyu değil de perde arkasındaki oyuncuları ve senaryolarını okumaya çalışmak.
Bana bakmak ve görmek arasındaki farkı lise yıllarımda öğreten hocama düşünme metodolojimi borçluyum.
Perde arkasını gördük ve anladık,ama ne yapabiliriz ki demeyin.
Zübeyde Hanım oğlunu dünyaya getirirken Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna sebebiyet verdiğini bilmiyordu.